İleride Kurulacak Şirket Adına İmza Atılması - İskan Giderinden Kim Sorumludur
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi
Esas No : 2022/5381
Karar No : 2024/184
Karar Tarihi : 2024-01-16





Özet:

Sözleşmenin imza bölümünde “Müteahhit ....... İnşaat Limited Şirketi adına ve Şahıslar Adına” ibaresi adı altında, davalılar ..., ... ve ... imzası yer almakta olup adı geçen davalıların sözleşmeyi kendi adlarına imzaladıkları, sözleşmenin ileride kurulacak şirket adına imzalandığına dair bir kayıt da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, somut olayda 6752 sayılı TTK’nın 301 inci maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Mahkemece, bu husus nazara alınarak, dava konusu alacağın tüm davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacılar vekili Avukat ... ile davalılardan ... vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde iskan ruhsatı alma yükümlülüğü davalı tarafa ait olmasına rağmen, bu kapsamdaki harç ve giderlerin arsa sahibi müvekkilince karşılandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 91.960,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sözleşmede yüklenici olarak yer almadığını, kefil olarak imza attığını, kefalet için yasanın aradığı şartların da mevcut olmadığını, kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede gösterilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın açıldığı tarihte müvekkilinin yüklenici şirketin ortağı olmadığını, sözleşmenin yapıldığı tarihte yüklenici şirketin henüz kurulmadığını, sözleşmenin şirket adına imzalandığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.11.2013 tarihli ve 2011/390 Esas, 2013/325 Karar sayılı kararı ile taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı yüklenicilerin iskanı almakla yükümlü oldukları, bina inşaatının tamamlandığı, iskan harç ve giderlerinin davacı tarafça karşılandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 87.260,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairemizin (Yargıtay kapatılan 23. Hukuk Dairesi) 12.05.2015 tarihli ve 2014/10152 Esas, 2015/3611 Karar sayılı kararıyla, davalı ...’e usulüne uygun tebligat yapılmadan yokluğunda karar verilmesinin doğru olmadığı, sözleşmede adı geçen.... İnş. Ltd. Şti. davalı olarak gösterilmiş ise de ticaret sicil kayıtlarına göre böyle bir şirket bulunmadığı, tapu kayıtları ve iskan ruhsatı nazara alındığında, sözleşme muhatabının... Ltd. Şti. olduğu, maddi hataya dayalı olarak şirket adının hatalı yazıldığı, bu durumda gerçek muhatap şirkete karşı dava yöneltilmesinin sağlanması, bundan sonra temyiz eden diğer davalılar hakkında 6752 sayılı TTK’nın 556 ncı maddesindeki atıfla aynı yasanın 301 inci maddesi hükmü değerlendirilerek bir sonuca varılması ve buna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında düzenlenen 03.04.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 5 inci maddesi uyarınca iskan ruhsatı alma yükümlülüğünün yüklenciye ait olduğu, yüklenicinin, davacılar tarafından bu kapsamda yapılan masrafları karşılaması gerektiği, davalı yüklenici... Ltd. Şti.’nin 26.07.2006 tarihinde tescilinin yapıldığı, kurucularının davalı ... Başkal, ..., ... ve dava dışı ... olduğu, her ne kadar adı geçenler arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini şahsen imzalamış iseler de bu taahhüdün ileride kurulucak şirket adına yapıldığı, şirketin sözleşmeden sonra hükmi şahsiyet kazandığı ve sözleşmenin şirket tarafından ifa edildiği, bu nedenle sözleşmeden davalı şirketin sorumlu olduğu, şirket kurucusu olan diğer davalıların bir sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle, davalılar ... Başkal, ... ve ... mirasçıları yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı... İnşaat Ltd. Şti. hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 87.260,00 TL’nin davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde; diğer davalıların sözleşmeye hem şirket adına hem de kendi adlarına imzaladıklarını, sözleşmeden sorumlu olduklarını, sonradan kurdukları şirket ile işe devam ettiklerini, aralarında adi ortaklık ilişkisi olduğunu, şirket dışındaki diğer davalıların borçtan sorumlu olduklarını, taraflar arasında görülen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen bir başka dosyada davalı gerçek şahısların sorumluluğuna hükmedildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.

İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası

Değerlendirme

Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, yüklenici tarafın sorumluluğunda olduğu ileri sürülen, iskan ruhsatı giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.

Taraflar arasında düzenlenen 03.04.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 5 inci maddesi uyarınca iskan ruhsatı alınması yükümlülüğü yüklenici tarafa ait olup temyize konu uyuşmazlık, söz konusu borçtan davalı yüklenici şirket dışındaki diğer davalı gerçek şahısların sorumlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle dava konusu alacağın tüm davalılardan tahsiline dair Mahkemenin 01.11.2013 tarihli ilk kararı, davalı ... tarafından temyiz edilmemiş olup karar adı geçen davalı yönünden kesinleşmiştir. Mahkemece bu hususun gözetilmemesi hatalı olmuştur.

Sözleşmenin imza bölümünde “Müteahhit ....... İnşaat Limited Şirketi adına ve Şahıslar Adına” ibaresi adı altında, davalılar ..., ... ve ... imzası yer almakta olup adı geçen davalıların sözleşmeyi kendi adlarına imzaladıkları, sözleşmenin ileride kurulacak şirket adına imzalandığına dair bir kayıt da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, somut olayda 6752 sayılı TTK’nın 301 inci maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Mahkemece, bu husus nazara alınarak, dava konusu alacağın tüm davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının davacılar yararına BOZULMASINA,

Yargıtay duruşmasında vekilleri hazır bulunan davacılar yararına takdir olunan 17.100,00 TL duruşma

vekalet ücretinin, davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.