İhalenin Yapılmasından Sonra Alınan İcranın Geri Bırakılması Kararı İhalenin Feshi Sebebi Değildir
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas No : 2021/832
Karar No : 2021/1753
Karar Tarihi : 2021-02-18





Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Şikayetçi borçlular tarafından taşınmaza ilişkin ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verildiği, borçlular tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği, kararın alacaklı vekilince temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

Kural olarak; usulüne uygun biçimde gerçekleşen ihaleden sonra icra takibinin iptal edilmesi, icranın geri bırakılması veya alacaklının takip dosyasından feragat etmesi halinde dahi bu hususlar ihalenin feshi nedeni yapılamaz. İİK.nun 134.maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece "ihalenin BK.nun 226.maddesinde yazılı", "satış ilanı tebliğ edilmemiş olması", "satılan malın esaslı niteliklerindeki hata" ve "ihaledeki fesat" nedenleriyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir.

İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında;

İhaleye fesat karıştırılmış olması

Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler

İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler

Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde

sıralanmıştır.

Devletin cebri icra gücü vasıtasıyla, devlet güvencesinde yapılan ihalede mahcuzu satın alan üçüncü kişinin, takibin iptali, icranın geri bırakılması veya ihaleden sonra borcun ödenmesi nedeniyle doğrudan hiçbir ilişkisi olamaz.

Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte borçluların yasal süresinde ... 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/27 Esas sayılı dosyası üzerinden icra emrinin ve takibin iptalini istediği dosyanın karar tarihi itibariyle derdest olduğu, mahkemece tedbir kararı verilmediği, anlaşılmıştır. İİK nun 149/a-1 maddesinin göndermesi ile olayda uygulanması gereken aynı kanunun 33.maddesine göre icra mahkemesine yapılan itiraz icrayı ve satışı durdurmaz. İİK nun 149/a-2 maddesine göre ise, İcra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararına karşı istinaf yoluna başvuran borçlu veya üçüncü şahıs, takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satış durmaz.

Somut olayda ihale tarihinde henüz icra mahkemesinde icranın geri bırakılması yargılamasının devam ettiği ve satışın durdurulması yönünde bir karar alınmadığından ihalenin yapılması usul ve yasaya uygundur.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçluların diğer istinaf nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 21.10.2020 tarih ve 2020/1002 E. - 2020/1825 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2021gününde oy birliğiyle karar verildi.