Özet:
- İcranın iade edilmesine yönelik İcra Müdürlüğü işlemleri İİK 16. maddesi kapsamında şikayete tabi işlemlerdir.
- Bu işlemlerin iptali için genel mahkemelerde dava açılamaz.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davası hakkında Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden davanın kabulüne yönelik olarak verilen 2015/146 esas ve 2016/293 karar sayılı ve 29.11.2016 tarihli hükme karşı davalı vekilince ve katılma yoluyla da davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen taraf vekillerinin istinaf isteminin esastan reddine yönelik kararın süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının murisi ... ile davalı ...'in kardeş olduklarını, muris tarafından davalıya karşı Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22627 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından bu takibin dayanağı senet hakkında Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/120 esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz davası açıldığını, dava devam ederken davacının murisi ...’nun 23/06/2012 tarihinde öldüğünü, tarafların anlaşarak davacının Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’ne açtığı davayı kabul ettiğini, tarafların 28/05/2013 tarihinden önceki dönem ile ilgili olarak birbirinden talepte bulunmayacakları hususunda anlaştıklarını, ancak davalının Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün takipsizlik nedeniyle düşen 2010/22627 esas sayılı dosyasını yenilediğini ve 2015/1558 esas numarasını alan bu dosyadan 05.02.2015 tarihinde Gazipaşa İcra Müdürlüğü’nün (Satış Memurluğu) 2014/8 satış sayılı dosyasına davacının alacaklarının haczi için müzekkerre gönderdiğini, davalının bu dosyadan haczettiği 4.811.-TL’nin icra dosyasından davalıya ödenmemesi için tedbir konulmasına, dava devam ederken ödeme yapılırsa davalıdan istirdatına, davacının söz konusu takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalının, kardeşi ...'na bir borcu olmamasına rağmen muris ...'nun 40 yıl önce imzası bulunan bir senedi bulup icraya koyduğunu, bunun üzerine muris ... hakkında resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçundan Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/18 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, ceza davası devam ederken muris ...'nun 23/06/2012 tarihinde vefat ettiğini, Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nde devam eden imzaya ve borca itiraz dosyasında ... mirasçıları ve mirasçı davacı ... “Murisimizin borçlu ...’den alacağı yoktur. Davacı iddialarını ve davayı kabul ediyorum” diyerek borca itiraz davasını kabul ettikleri, mahkemenin de bu doğrultuda karar verdiği ve kararın kesinleştiği, ancak bu arada icra dosyasında davalının tüm malvarlığına ve banka hesaplarına haciz konulduğundan, söz konusu icra mahkemesi kararı doğrultusunda taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılması ve icra dosyasında bulunan paranın davalıya iadesinin istenildiği ve icra müdürlüğünce bu doğrultuda karar verildiği, ancak icra dosyasından 01.11.2010 tarihinde davalının haczedilmiş 48.515,57.-TL’sinin alacaklı vekilince çekildiği, bu paranın davalının borcu yokken çekildiğinin davacının “Murisimizin, ...’den alacağı yoktur” beyanı ile sabit olduğunu, murisin diğer mirasçılarının bu işlemlere itiraz etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalının 28.05.2013 tarihli belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği, bu belge içeriğinin "Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/120 esas sayılı dosyasına davalı beyanı mahkemeye verince Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/120 esas ile Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22627 esas sayılı dosyası nedeniyle ...'dan tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile herhangi bir hak, harç v.s. talep edilmeyecektir." şeklinde düzenlendiği, yani 28/05/2013 tarihinden öncesine ilişkin dava ve takipler nedeniyle davacıdan talepte bulunmayacağını davalı kabul etmiş olduğundan, dava konusu borcun kaynağının da 28.05.2013 tarihinden önce olması nedeniyle davacının davasının kabulü ile, Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/1558 esas sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat isteminin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince ve davacı vekilince de katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, 28/05/2013 tarihli belgeye göre, Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/120 esas sayılı dosyasına ilgili dosyanın davalısı konumundaki ... mirasçılarından ... tarafından davayı kabul beyanı verildiği taktirde, gerek Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/120 esas ve gerekse Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22627 esas sayılı dosyası nedeniyle davalı ...'in davacı ...'dan tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile herhangi bir hak, harç vs. talep edemeyeceğini kabul ettiği, bu duruma göre davalı ...'in Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22627 esas sayılı takip dosyasında haczedilerek takip alacaklısı vekiline ödenen miktarın iadesini ... mirasçısı davacı ...'dan talep edemeyeceği, 28/05/2013 tarihi öncesine ilişkin dava ve takipler nedeniyle hiçbir hak talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından, mahkemece menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf isteminin esastan reddine, menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde, davalı/alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için, borçluya karşı icra takibi yapılması ve icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapıldığının ispat edilmesi şartlarının bir arada bulunması gerektiği, somut olayda davacının tazminat isteme koşulları gerçekleşmediğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle de davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının murisi alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takip üzerine, davalı borçlu ... tarafından takip alacaklısına karşı İ.İ.K.’nun 170. maddesine göre açılan ödeme emrine karşı imzaya itiraz davası sırasında alacaklının ölümü üzerine, aralarında davacının da bulunduğu alacaklının mirasçıları tarafından, borçlu davalının davası kabul edilmiş ve icra hukuk mahkemesi tarafından borçlunun ödeme emrine itiraz davası kabul edilerek takip durdurulmuştur. Bu kararın kesinleşmesinden sonra, bu kararla icra müdürlüğüne başvuran davalı borçlu, hem malları üzerindeki hacizleri kaldırtmış, hem de İ.İ.K.’nun 170/b maddesi yollamasıyla, İ.İ.K.’nun 72/V maddesi gereğince kendisinden tahsil edilmiş bulunan paranın iadesi için talepte bulunmuştur. İ.İ.K. 72/V maddesinin ilgili kısmı “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir.” şeklindedir. Bu durumda icra müdürlüğüne icranın eski hale iadesi için yapılacak başvuru ve bu başvuru bakımından icra müdürlüğünün yaptığı işlemler davacı tarafından dava konusu yapılmış ise de, bu talep icra müdürlüğünün işlemini şikayet mahiyetinde İ.İ.K. 16. maddesinde yazılı şikayet yolu olup, davacının davası bu mahiyette değerlendirilmelidir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesi tarafından icra hukuk mahkemesine görevsizlik karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmesi ve istinaf mahkemesince de bu husus gözetilmeden davalının istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, dava dosyasının Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, Dairemiz ilamından bir örneğin de Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.