Özet:
- Dava konusu alacağın sözlü kira sözleşmesine dayandırıldığı, davacı tarafından 29/05/2013 tarihinde başlatılan icra takibinde 26/01/2013-01/03/2013-27/03/2013 tarihli 3 adet fatura bedelinin tahsili amacıyla 60.578,65 TL asıl + 2.064,57 TL faiz talep edildiği, davalı taraf ise yargılama sırasında 28/05/2013 tarihli 25.000,00 TL ve 15.005,00 TL miktarlı faturalara karşılık olduğunu beyan ettiği dekontları ibraz ettiği, davacı vekili tarafından ibraz edilen 09/06/2015 tarihli dilekçede; “takip tarihi itibariyle 60.758,65 TL alacaklı olduklarını, icra takibinden sonra da taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiğini, yapılan alışveriş ve ödemeler müvekkil şirket tarafından alacak borç ilişkisi olarak değerlendirmek suretiyle davalı şirketten dilekçe tarihi itibariyle 38.656,00 TL alacaklı bulunduklarını bildirdiği, dilekçe esas alınarak karar verildiği, dilekçede davalının yaptığı ödemeleri gösterir belgelerin ibraz edildiği, bu belgelerde davalının gösterdiği dekontların da bulunduğu, yapılan ödemelerin fatura alacağı toplamından mahsup edilmesi şeklinde ödendiği yönünde açıklama getirildiği, bu şekilde davalının ödemelerinin fatura borçlarına karşılık yapıldığının belirlendiği görülmektedir.
- Mahkemece, davalının ibraz ettiği ödeme dekontlarının dava konusu fatura borçlarından mahsubunun yapıldığı belirlenmekle, takip tarihi itibariyle davalının başka bir borcu bulunmadığı takdirde takip konusu miktardan düşülerek karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin maliki olduğu alışveriş merkezinde davalının kiracı sıfatıyla market işlettiğini, kiracılık ilişkisi başlamasından sonra işyerinin elektrik, su ve ortak giderinin davalı adına fatura edildiğini, davalının gecikmeli de olsa ödediğini, ancak 26/01/2013-01/03/2013-27/03/2013 tarihli 3 adet faturanın ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, önceki ödemeleri ihtirazi kayıt göstermeksizin gerçekleştirdiğini, mali kayıtlarına işlendiğini belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, %40 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı şirketin ortak gider toplama yetkisinin bulunmadığını, seçimle işbaşına gelmediğini, icra takibine konu 3 adet faturanın ödendiğini, ödenmeyen faturasının bulunmadığını, başka işletmelerin de bulunduğunu, Kat Mülkiyeti Kanununa göre oluşturulacak yönetim tarafından giderlerin talep edilebileceğini bildirerek davanın reddini ve % 20 tazminat istemiştir.
Mahkemece; takibe konu 26/01/2013 tarih 19.707,76 TL, 01/03/2013 tarih 20.851,46 TL, 27/03/2013 tarih 20.019,43 TL tutarlı 3 adet faturaların davalının ticari defterinde kayıtlı olduğu, bu nedenle davalının borcu ikrar ettiği anlaşılmakla davacı vekilinin 09/06/2015 havale tarihli dilekçesinde belirtilen miktar itibariyle yapılan itirazın iptaline, takibin 38.656,00 TL asıl alacak 2.064,57TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, asıl alacak olan 38.656,00TL üzerinden hesaplanan 7.731,20TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
) Dosyanın incelenmesinde; dava konusu alacağın sözlü kira sözleşmesine dayandırıldığı, davacı tarafından 29/05/2013 tarihinde başlatılan icra takibinde 26/01/2013-01/03/2013-27/03/2013 tarihli 3 adet fatura bedelinin tahsili amacıyla 60.578,65 TL asıl + 2.064,57 TL faiz talep edildiği, davalı taraf ise yargılama sırasında 28/05/2013 tarihli 25.000,00 TL ve 15.005,00 TL miktarlı faturalara karşılık olduğunu beyan ettiği dekontları ibraz ettiği, davacı vekili tarafından ibraz edilen 09/06/2015 tarihli dilekçede; “takip tarihi itibariyle 60.758,65 TL alacaklı olduklarını, icra takibinden sonra da taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiğini, yapılan alışveriş ve ödemeler müvekkil şirket tarafından alacak borç ilişkisi olarak değerlendirmek suretiyle davalı şirketten dilekçe tarihi itibariyle 38.656,00 TL alacaklı bulunduklarını bildirdiği, mahkemece dilekçe esas alınarak karar verildiği, ayrıca yine davacı vekili tarafından sunulan 11/01/2016 havale tarihli dilekçede davalının yaptığı ödemeleri gösterir belgelerin ibraz edildiği, bu belgelerde davalının gösterdiği dekontların da bulunduğu, yapılan ödemelerin fatura alacağı toplamından mahsup edilmesi şeklinde ödendiği yönünde açıklama getirildiği, bu şekilde davalının ödemelerinin fatura borçlarına karşılık yapıldığının belirlendiği görülmektedir.
O halde; mahkemece, davalının ibraz ettiği ödeme dekontlarının davaya konusu fatura borçlarından mahsubunun yapıldığı belirlenmekle, takip tarihi itibariyle davalının başka bir borcu bulunmadığı takdirde takip konusu miktardan düşülerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
kaynak:(www.corpus.com.tr)