Davanın Özeti : Dava, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, 16/08/2014 tarih ve 29090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik, 11. maddesinin 1. ve 3. fıkralarının; 2. maddesi ile değişik, 12. maddesinde "öğrenim özrüne" yer verilmemesi nedeniyle eksik düzenlemenin; 3. maddesi ile değişik, 13. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden" ibaresinin; 4. maddesi ile değişik, 14. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki "kesintisiz son üç yıl sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle" ibaresinin; 4. maddesi ile değişik, 14. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde "eşi 4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olan sendika genel merkez yöneticileri ve 1136 sayılı Yasa kapsamında avukat olanlara yer verilmemesi" nedeniyle eksik düzenlemenin; 7. maddesi ile değişik, 23. maddesinin (a) bendinde "4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olanların hariç tutulmaması" nedeniyle eksik düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Ferhat Kılıç
Düşüncesi : 16/08/2014 günlü, 29090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik 11. maddesinin üçüncü fıkrasının; 3. maddesi ile değişik 13. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden" ibaresinin iptaline, 4. maddesi ile değişik 14. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki "kesintisiz son üç yıl sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle" ibaresini yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrası, 2. maddesi ile değişik 12. maddesinde "öğrenim özrüne yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenleme, 4. maddesi ile değişik 14. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde "eşi 4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olan sendika genel merkez yöneticileri ve 1136 sayılı Yasa kapsamında avukat olanlara yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenleme, 7. maddesi ile değişik 23. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde "4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olanların hariç tutulmaması" yönündeki eksik düzenleme yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Zuhal Öztaş
Düşüncesi : Dava, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, 16.08.2014 günlü, 29090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik 11. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarının; 2. maddesi ile değişik 12. maddesinde "öğrenim özrüne yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenlemenin; 3. maddesi ile değişik 13. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden" ibaresinin; 4. maddesi ile değişik 14. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki "kesintisiz son üç yıl sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle" ibaresinin; 4. maddesi ile değişik 14. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde "eşi 4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olan sendika genel merkez yöneticileri ve 1136 sayılı Yasa kapsamında avukat olanlara yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenlemenin; 7. maddesi ile değişik 23. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde "4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olanların hariç tutulmaması" yönündeki eksik düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.
25.08.2015 günlü, 29456 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile bu Yönetmeliğin 14. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan "kesintisiz son üç yıl" ibaresinin değiştirilip yeniden düzenlendiği anlaşıldığından ve herhangi bir uygulama işlemi de dava konusu edilmediğinden, anılan maddeye ilişkin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Anayasanın 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceği öngörülmüştür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 72. maddesinin 1. fıkrasında; kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmaların, hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiyenin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılacağı...memurların atanamayacakları yerler ve bu yerlerdeki görevler ile kurumların özellik arz eden görevlerine atanabilmeleri için hangi kademelerde ne kadar hizmet etmeleri gerektiği ve yer değiştirme ile ilgili atama esasları Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirleneceği, kurumların atamaya tabi olacak personeli için bu yönetmelik esaslarına göre Devlet Personel Başkanlığının görüşünü almak suretiyle bir personel ve atama planı hazırlayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanuna dayanılarak çıkarılan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 11. maddesinde hizmet gereği olarak yapılacak yer değişikliği, 12. maddesinde memurun isteği üzerine, 13. maddesinde sağlık mazeretine, 14. maddesinde ise aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliğine yönelik düzenlemeler getirilmiş; 22. maddesinde bölge hizmetinden sayılacak süreler, 23. maddesinde ise bölge hizmetinden sayılmayacak sürelerin neler olduğu belirtilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin ''Hizmetin Gereği Olarak Yapılabilecek Yer Değiştirmeler'' başlıklı 11. maddesinin 3. fıkrasında; hizmet gereği başka bir hizmet alanına veya bölgesine atanan memurların, kurumların özel yönetmeliklerinde belirlenecek istisnalar dışında ayrıldığı hizmet alanına yeniden atanamayacağı hükmü getirilmiş olup; söz konusu madde kapsamında görev yeri değiştirilen kamu görevlisinin, ayrıldığı hizmet alanına memuriyet yaşamı boyunca atanamamasına yönelik bu düzenleme, kişinin memuriyet yaşamı boyunca anılan hizmet alanına yönelik yasaklılığı sonucunu doğurmakta ve bu kapsamda kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uygun bulunmamaktadır.
Sağlık Bakanlığının gözetim ve denetimi altında kamu hizmeti yürüten hastaneler arasında ayrım yapılması sonucunu doğuracak olması ve her ilde de bulunmaması sebebiyle, kamu görevlisinin eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesine kolaylıkla ulaşamayacağı hususu göz önüne alındığında, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesi ile değişik 13. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden" ibaresinde de hukuka uyarlık görülmemiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin iptali istenilen diğer maddelerine gelince;
Kamu hizmetinin eksiksiz ve düzenli olarak yürütülmesinden sorumlu olan idarece; mevzuatın öngördüğü şekilde hizmetin gereklerini esas alarak, bu hizmeti yürütecek personelin gerek hizmet gereği, gerekse de mazerete dayalı atamalarını belirli kurallara bağlama, personelin görev yapacağı bölgeleri belirleme ve bölge hizmetinden sayılacak hizmet sürelerini tespit etme ve personel dağılımında dengeyi sağlayarak hizmetin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi ve yaygınlaştırılmasını temin etme amacına yönelik olarak çıkarılan dava konusu yönetmelik hükümlerinde, kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın konusu kalmayan kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, 16.08.2014 günlü, 29090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik, 11. maddesinin üçüncü fıkrasının ve 3. maddesi ile değişik 13. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden" ibaresinin iptaline, diğer maddeler yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onaltıncı Dairesi tarafından, Danıştay dava daireleri arasındaki iş bölümünün belirlendiği Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararına istinaden ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada: davalı idarenin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Devlet Personel Başkanlığının da hasım mevkine alınması gerektiği itirazı ile davacı Sendikanın dava ehliyetine yönelik itirazları yerinde görülmediğinden işin esasına geçilerek gereği düşünüldü:
Dava, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, 16/08/2014 günlü, 29090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik 11. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarının; 2. maddesi ile değişik 12. maddesinde "öğrenim özrüne yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenlemenin; 3. maddesi ile değişik 13. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden" ibaresinin; 4. maddesi ile değişik 14. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki "kesintisiz son üç yıl sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle" ibaresinin; 4. maddesi ile değişik 14. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde "eşi 4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olan sendika genel merkez yöneticileri ve 1136 sayılı Yasa kapsamında avukat olanlara yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenlemenin; 7. maddesi ile değişik 23. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde "4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olanların hariç tutulmaması" yönündeki eksik düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.
1- Davacının, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, 16/08/2014 günlü, 29090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 4. maddesi ile değişik, 14. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki "kesintisiz son üç yıl sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle" ibaresinin iptal istemi yönünden;
Dava konusu Yönetmelik hükmü 25/08/2015 tarih ve 29456 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle "son iki yıl içinde 360 gün..." şeklinde değiştirilmiş olması nedeniyle, söz konusu düzenlemenin iptaline ilişkin istem hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
2- Davacının, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik, 11. maddesinin üçüncü fıkrasının iptal istemi yönünden;
Davacı Sendika tarafından, dava konusu düzenleme ile hizmet gereği görev yeri değiştirilen kamu görevlilerinin memuriyetleri boyunca eski görev yerlerine dönemeyecekleri, memurun hastalığına dair tedavisinin ayrıldığı hizmet alanında faaliyet gösteren bir sağlık kuruluşunda mümkün olması halinde memurun bu tedaviden yararlanamayacağı, bekar olan bir memurun ayrıldığı hizmet alanındaki bir memur ile evlenmesi halinde ayrıldığı hizmet alanına bir daha atanamayacağı, düzenlemenin sağlıklı yaşam hakkına ve aile birliğine bağlanan hukuksal sonuçlara aykırı olduğu iddiaları ile söz konusu maddenin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
25/6/1983 tarihli ve 18088 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin "Hizmetin Gereği Olarak Yapılabilecek Yer Değiştirmeler" başlıklı 11. maddesinin, dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde, "Aşağıda belirtilen hallerde, bölgelerdeki ve/veya hizmet alanlarındaki zorunlu çalışma süreleri tamamlanmadan hizmetin gereği olarak yer değiştirme suretiyle atanma yapılabilir:
a) Haklarında adli, idari, inzibati bir soruşturma yapılmış ve bu soruşturma sonucunda o yerde kalmalarında sakınca görülmüş olması,
b) Sicil raporu sonuçlarına göre olumsuzluğun tesbit edilmiş olması,
Bu gibilerin ayrıldıkları hizmet bölgesindeki eksik hizmetleri başka bir hizmet alanında tamamlattırılır." kuralına yer verilmiştir.
Dava konusu değişiklikle anılan madde, "Haklarında adli veya idari bir soruşturma yapılmış ve bu soruşturma sonucunda o yerde kalmasında sakınca görülmüş olan memurun hizmet bölgelerindeki ve/veya hizmet alanlarındaki zorunlu çalışma sürelerini tamamlamadan ve yer değiştirme suretiyle atanma dönemi beklenmeksizin hizmetin gereği olarak yer değiştirme suretiyle ataması yapılabilir.
Hizmet gereği yer değişikliği yapılan memurun ayrıldığı hizmet bölgesindeki eksik hizmetleri aynı hizmet bölgesi içindeki başka bir hizmet alanında tamamlattırılır. Memurun görev yaptığı hizmet bölgesinde ihtiyaç bulunmaması halinde diğer hizmet bölgelerine de ataması yapılabilir. Bu şekilde ataması yapılan memurun ayrıldığı hizmet bölgesindeki eksik hizmetleri daha sonra tamamlattırılır.
Hizmet gereği başka bir hizmet alanına veya bölgesine atanan memurlar, kurumların özel yönetmeliklerinde belirlenecek istisnalar dışında ayrıldığı hizmet alanına yeniden atanamaz." şeklinde düzenlenmiştir.
Değişiklikten önce, Yönetmeliğin 11. maddesi çerçevesinde görev yeri değiştirilen kamu görevlisinin eski görev yerine ileri bir tarihte tekrar atanması mümkün iken, dava konusu değişiklikle, 11. madde kapsamında hizmet gereği görev yeri değiştirilen kamu görevlisinin memuriyet süresi boyunca bir daha eski görev yerine atanmasının yolu tamamıyla kapatılmıştır.
Hizmet gereği görev yeri değiştirilen kamu görevlisinin, belirli ve makul bir süre öngörülmek suretiyle eski görev yerine atanamaması, yürütülen hizmetin gereği olarak kabul edilebilir ise de, dava konusu düzenlemede olduğu gibi, kamu görevlisinin belirli bir hizmet alanına memuriyet yaşantısı boyunca bir daha atanamaması durumu ölçülülük ilkesine aykırı olup, hizmet gereğini aşan bir sonuç doğurmaktadır. Bu nedenle, kamu görevlisinin ömür boyu yasaklılığı sonucunu doğuran ve hukuki dayanağı bulunmayan dava konusu düzenlemede, kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uyarlık görülmemiştir.
3- Davacının, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesi ile değişik 13. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden" ibaresinin iptal istemi yönünden;
Davacı Sendika tarafından, Sağlık Bakanlığının denetim ve gözetimi altında kamu hizmeti yürüten hastaneler arasında ayrıma yol açıldığı, tıp doktorunun verdiği sağlık raporlarının tartışmaya açıldığı, hastanelerin tamamının devletin sıkı kontrolünde olması ve teşviklerle özel hastanelerin yaygınlaştırılmasına rağmen belirlenen iki tip hastane dışında başkaca hastanelerden rapor alınamamasının 663 sayılı KHK ya aykırı olduğu, alınacak raporda tereddüt hasıl olursa hakem hastaneden yeniden rapor istenebileceği, Ülkemizde eğitim ve araştırma hastaneleri ile üniversite hastanelerinin sayısının az olduğu ve her ilde bulunmadığı, iddiaları ile dava konusu ibarenin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı İdare tarafından, uygulamada suistimale yol açılmaması amacıyla, sağlık durumunu belgelendiren raporların sadece eğitim ve araştırma veya üniversite hastanelerinden alınması gerektiği yolunda düzenleme yapıldığı savunulmakta ise de; bu durum Sağlık Bakanlığının gözetim ve denetimi altında kamu hizmeti yürüten hastaneler arasında ayrım yapılması sonucunu doğuracaktır. Oysa 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun Ek 11. maddesi uyarınca sağlık hizmeti sunumu ile ilgili tüm iş ve işlemler Sağlık Bakanlığının denetim ve gözetimi altında yürütülmektedir.
29/10/2011 günlü, 28099 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 7. fıkrasına göre ise, hastalık raporlarının fenne aykırı olduğu konusunda tereddüt bulunması hâlinde, memur, hastalık izni kullanıyor sayılmakla birlikte, Sağlık Bakanlığınca belirlenen ve memurun bulunduğu yere yakın bir hakem hastaneye sevk edilecek ve sonucuna göre işlem yapılacaktır.
İdare her ne kadar, kamu görevlilerinin, eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastaneleri dışındaki sağlık kuruluşlarınca düzenlenen raporlarla sağlık durumlarını belgelendirebilmesinin suistimallere yol açacağı savunmasını yapsa da, yukarıda yer verilen düzenlemelere göre, tereddüt hasıl olması halinde gerekli denetim mekanizmalarını işletebilecektir. İdarenin, ortada herhangi bir tereddüt bulunmadığı hallerde dahi, bu hastaneler dışındaki kuruluşlarca verilen sağlık raporlarının gerçeği yansıtmayabileceği ön kabulüyle düzenlemeler yapması, toplumda her an herkesin hukuka aykırı hareket ettiği varsayımına dayanmaktadır ki, bu durum hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.
Bunun yanı sıra, her ilde bulunmaması sebebiyle, kamu görevlisinin eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesine kolaylıkla ulaşamayacağı hususu da göz önüne alındığında, idarenin, iş ve işlemleri kendi gözetim ve denetimi altında bulunan sağlık kuruluşlarının düzenleyeceği raporlar arasında ayrım yapması sonucunu doğuran dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.
4- Davacının, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesi ile değişik 12. maddesinde "öğrenim özrüne yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenlemenin iptal istemi yönünden;
Davacı Sendika tarafından, memurların öğrenim gördükleri yüksek öğretim kurumlarının bulunduğu yere öğrenim özrüne bağlı olarak atanamamasının, onların maddi ve manevi anlamda mağduriyetine neden olacağı, kamu hizmetinin etkinliğini ve verimliliğini etkileyeceği, çalışma barışını bozacağı, Anayasanın "Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi" başlıklı 42. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğu iddiaları ile söz konusu eksik düzenlemenin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Kişinin kamu görevlisi olması, kendisine sağladığı bir takım ayrıcalıklar ve avantajların yanında, bir takım külfet ve sorumluluklara katlanmayı ve diğer kişilerin tabi olmadığı bir takım sınırlamalara tabi olmayı gerektirmektedir. Kişi, kamu görevine kendi isteği ile girmekle, bu statünün gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayılmakta olup, kamu hizmetinin kendine has özellikleri, bu avantaj ve sınırlamaları zorunlu kılmaktadır.
Bazı kamu görevlilerinin, hizmetin niteliği gereği belirli aralıklarla başka yerlere atanmaları; bazılarının ise başka yer veya kurumlara atanmamaları zorunlu olabilir. Bu konuda idareye, belirli bir takdir alanı tanınması makul karşılanmalıdır. Kişilerin bir takım mazeretler çerçevesinde başka yere atanma konusunda talep hakları var ise de atamaya ilişkin mazeretlerini değerlendirip karara bağlayacak olan idarenin, kendi mevzuatı çerçevesinde, ifa edilen kamu hizmetinin gerekleri, insan kaynaklarının verimli kullanılması, teşkilat yapısının elverişliliği ve benzeri faktörleri dikkate alması kaçınılmazdır. Zira kamu hizmetinin sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri almak, ilgili idarenin öncelikli görevi ve sorumluluğudur.
Eğitim hakkının korunması gerekçesiyle idareden, atamaya ilişkin bütün işlemlerde personelin eğitim mazeretlerini kayıtsız şartsız karşılamasının beklenmesi, idarenin üstlendiği kamu hizmetinin yürütülmesini imkânsız hale getirecektir. Eğitim hakkının kapsamının, kamu görevlisinin devam etmek istediği bir eğitim programının, atanma veya atanmama taleplerinde mazeret olarak dikkate alınması ve atanma talebinin eğitim mazereti doğrultusunda yerine getirilmesi gibi pozitif yükümlülükler içerecek kadar geniş olduğu sonucuna ulaşılması mümkün değildir.
Öte yandan; Ülkemizin tüm illerinde birden fazla üniversite eğitim ve öğretim faaliyetlerini devam ettirmektedir. Üst öğrenim yapmak isteyen tüm kamu görevlileri, görev yaptıkları illerde rahatlıkla eğitim görmek istedikleri alanlarla ilgili bölümleri tercih etmek suretiyle eğitimlerine devam edebileceklerinden öğrenim özrüne yer verilmemesi yönündeki eksik düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
5- Davacının, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik, 11. maddesinin birinci fıkrasının iptal istemi yönünden;
Davacı Sendika tarafından, memur hakkında yapılan adli veya idari bir soruşturma sonucunda o yerde kalmasında sakınca görülmesi halinde başka yere atanmasının, suçsuzluk karinesine aykırı olduğu, soruşturma neticesinde memura atfedilen eylemler hakkında açılacak olan davalardan beraat edilmesi veya disiplin cezalarının mahkemelerce iptal edilmesi halinde memurun cezalandırılmış olacağı, soruşturma sonucunda atanan memur hakkında kamu davası açılması halinde atandığı yerden yargılamasının yapıldığı yere gidip gelmesinin zorlaşacağı, yargılamaya etkin bir şekilde katılamayacak olan memurun adil yargılanma hakkından mahrum bırakılacağı iddiaları ile söz konusu düzenlemenin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Dava konusu düzenleme genel nitelikte bir düzenlemedir. Yönetmeliğin önceki halinde de aynı nitelikte düzenleme vardır. Memurun çalıştığı kurumca keyfi olarak bulunduğu hizmet alanından başka bir yere atanmasına imkan veren bir durum söz konusu olmayıp, memurun hizmet gereği yer değişikliğine tabi tutulabilmesi için adli veya idari bir soruşturma yapılmış ve bu soruşturma sonucunda memurun o yerde kalmasında sakınca görülmüş olması gerektiği anlaşıldığından iptali istenen düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
6- Davacının, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesi ile değişik 14. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde "eşi 4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olan sendika genel merkez yöneticileri ve 1136 sayılı Yasa kapsamında avukat olanlara yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenleme, 7. maddesi ile değişik 23. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde "4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olanların hariç tutulmaması" yönündeki eksik düzenlemenin iptal istemi yönünden;
Davacı Sendika tarafından, 4688 sayılı Kanun kapsamında aylıksız izinli olan sendika yöneticilerinin bu görevleri esnasında aylıksız izinli olduklarından bahisle hizmetlerinin bölge hizmetinden sayılmamasının hakkaniyete uygun olmadığı, bu uygulamanın sendikal faaliyetleri engelleme, sendikal çalışma yapan kişileri cezalandırma anlamına geldiği, görev alanında çalışmaya devam eden ve bir anlamda kamu hizmeti ifa eden sendika yöneticilerinin aylıksız izinde oldukları süreninde bölge hizmetinden sayılması gerektiği, bu durumun İLO sözleşmesine ve sendika özgürlüğüne aykırı olduğu, Yönetmeliğin 4. maddesinde, atanmayı talep edebilecek personelin eşi yönünden bir kısıtlamaya gidilmesi ve bazı personele ayrımcılık yapılmasının Anayasanın eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına, 111 sayılı İş ve Meslek Bakımından Ayrım Hakkında Sözleşme Hükümlerine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine, Birleşmiş Milletler Sözleşmesine aykırı olduğu iddiaları ile söz konusu eksik düzenlemelerin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Aylıksız izinli olan sendika yöneticilerinin bu görevleri esnasında aylıksız izinli olduklarından bahisle hizmetlerinin bölge hizmetinden sayılmamasının hakkaniyete uygun olmadığı, ileri sürülmekte ise de; Sendika yöneticilerinin aylıksız izinde olmaları nedeniyle atandıkları hizmet bölgesinde fiilen çalışmadıklarından bu sürelerin bölge hizmetinden sayılmamasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Kamu görevlileri sendikaları özel hukuk tüzel kişisi kabul edilerek “özel kurumlar” kapsamında değerlendirildiğinden, 4688 sayılı Kanunun 18. maddesine istinaden aylıksız izne ayrılarak sendika genel merkezi yöneticisi olarak görev yapan personelin bulunduğu yerde kesintisiz son üç yıl sosyal güvenlik pirimi ödemek suretiyle çalışmış ve halen çalışıyor olması halinde memur olan eşinin aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği talebinde bulunması imkanı zaten bulunmaktadır. Aynı durum 1136 sayılı Yasa kapsamında avukat olarak görev yapanlar açısından da geçerli olduğundan söz konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin,16/08/2014 günlü, 29090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 4. maddesi ile değişik, 14. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan "... kesintisiz son üç yıl ..." ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına; Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik, 11. maddesinin üçüncü fıkrası ile Yönetmeliğin 3. maddesi ile değişik 13. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden" ibaresinin iptaline; Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrası, 2. maddesi ile değişik 12. maddesinde "öğrenim özrüne yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenleme, 4. maddesi ile değişik 14. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde "eşi 4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olan sendika genel merkez yöneticileri ve 1136 sayılı Yasa kapsamında avukat olanlara yer verilmemesi" yönündeki eksik düzenleme, 7. maddesi ile değişik 23. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde "4688 sayılı Yasa kapsamında aylıksız izinde olanların hariç tutulmaması" yönündeki eksik düzenleme yönünden davanın reddine; aşağıda dökümü yapılan 323,90 -TL yargılama giderinin yarısı olan 161,95-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısı olan 161,95-TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.980,00 -TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 1.980,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı İdareye verilmesine, artan posta ücretinin davacıya iadesine, tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.