Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuklar hakkında müşteki ...’a yönelik hırsızlık suçundan verilen hüküm ile sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen kararlar temyiz edilmekle, başvuruların süreleri ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü;
I-Suça sürüklenen çocuk ... mağdurlar ... ve ...’a yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçları ile sanıklar ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümlerin temyiz incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ,iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçları ile sanıklar ... ve ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükmünn açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, 5271 sayılı CMK'nun 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararın temyizi mümkün olmadığından, 5271 sayılı CMK'nun 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, suça sürüklenen çocuk ... müdafii ile sanıklar ... ve ... müdafiilerinin dilekçeleri itiraz niteliğinde kabul edilerek itirazın merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
II-Sanık ... ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Doğrudan tayin edilen adli para cezalarının miktarları itibarıyla hükümlerin verildiği tarihte yürürlükte bulunan ve 14/04/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte olup, temyizleri olanaklı bulunmadığından, sanık ... müdafii ile suça sürüklenen çocuklar ... müdafiinin temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
III-Sanıklar ...,... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’nın aşamalarda alınan beyanlarına göre sanık ...’nun da atılı suça iştirak ettiği anlaşılmakla tebliğnamede adı geçen sanık yönünden bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Sanıklar ... ve ...’ın suçu kabul etmedikleri ve pişmanlık gösterdiklerine ilişkin beyanda bulunmadıklarının anlaşılması karşısında;sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Mahkemece T.C. Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasa'nın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
2-Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... müdafiilerinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “ hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılarak yerine "T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK'nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının uygulanmasına" cümlesinin eklenmesi, hüküm fıkrasındaki, sanıklar için soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki vekil ücretleri olan 528,00 TL,'nin her sanıktan ayrı ayrı tahsili ile hazineye gelir kaydına” cümlesinin çıkarılması suretiyle,diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV-Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında müşteki ...’a yönelik hırsızlık ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali ;sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun suça sürüklenen çocuklar ;konut dokunulmazlığının ihlali suçunun sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ...’ın adli sicil kayıtlarında bilgilerin hükmün açıklanmasına ilişkin oldukları ve atılı suçların 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 231/8. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlendiği, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilmek için aranan 5271 sayılı CMK'nın 231/6-a maddesinde gösterilen "Kasıtlı suçtan mahkum olmama" nesnel koşulunun suça sürüklenen çocuklar açısından bulunduğu, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunda hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından bağımsız olarak “müstakil bir zararın” söz konusu olmadığı,hırsızlık suçundan ise mağdurların zararlarının giderildiği,öznel koşullar yönünden olaya bakıldığında,suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçu ve sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali yönünden suça sürüklenen çocuk ve sanık hakkında suç tarihinden önce hapis cezasına mahkumiyetlerinin bulunmaması ve yargılama sürecindeki davranışları itibariyle suç işlemeyecekleri konusunda mahkemede olumlu kanaat oluştuğundan bahisle cezalarının ertelenmesine karar verildiği halde ''suça sürüklenen çocuk hakkında koşulları mevcut olmadığından;sanık hkkında ise adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları nedeniyle .'' şeklinde yasal olmayan, yetersiz ve erteleme hükümlerinin uygulanması ile çelişen gerekçeler ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Suçu işlediği tarihte 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında 5395 sayılı Yasa'nın 35. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu alınması gerektiği, alınmaması halinde ise gerekçesinin gösterilmesi gerektiği halde, sosyal inceleme raporu alınmaması ve alınmama gerekçesinin de yazılmaması,
3-Sanık hakkında T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK'nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiileri ile sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 01.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.