Hırsızlık suçundan sanık ..’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 141/1, 143, 35/2 ve 62. maddeleri gereğince 5 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2009 tarihli ve 2008/569 esas, 2009/581 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 29/06/2015 gün ve 2015-13197/42804 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/07/2015 gün ve 2015/245836 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın suça konu akaryakıtı diğer sanık ile birlikte hırsızlayarak üzerine atılı suçu işlediği kabul edilip, 5237 sayılı Kanun'un 141/1, 143, 35/2 ve 62. maddeleri uyarınca tecziyesine karar verilmiş ise de, sanık ..’un tüm aşamalarda atılı suçlamayı kabul etmediği, diğer sanık ile birlikte mazotu hırsızladığına dair diğer sanık ...’in ikrarı haricinde cezalandırılmasına yeter derecede yargılama evrakları kapsamında delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK. nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK'nun 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma, kesinleşmiş kararlara karşı başvurulan olağanüstü bir yasa yolu olup, bu yolla kanunların aynı şekilde uygulanması, Yargıtay denetiminden geçmeksizin kesinleşen kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Kanun yararına bozmanın konusu hukuka aykırılıkların giderilmesi olunca, ayrıntıları 26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı içtihadı birleştirme kararında açıklandığı üzere, yasaya aykırılık halleri uygulamadaki yanlışlıklar ile esasa etkili usul hatalarından ibarettir.
Olayla ilgili tüm kanıtlar toplanıp değerlendirildikten sonra verilen kararlarla ilgili olarak, kanıtların takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünden söz edilerek kanun yararına bozma yasa yoluna başvurma olanağı bulunmadığından, (KOCAELİ) 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 22.10.2009 gün ve 2008/569, 2009/581 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.