Özet:
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin TCK’nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsup edilmesi ve 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2012/13-194 E - 2012/243 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, somut olayda sanığın satın alacağını beyan ettiği motosikleti denemek istemesi sebebiyle, başlangıçta her ne kadar müşteki suça konu motosikletin anahtarını özgür iradesiyle sanığa teslim etmiş ise de; bu iradenin deneme sürüşü yapması için gerekli olan makul bir süre için geçerli olacağı, bu bağlamda sanık ile müşteki arasında arabanın teslimine ilişkin hukuksal anlamda bir zilyetliğin devrinden söz edilemeyeceği gözetildiğinde bu aşamadan itibaren aracın anahtarını haksız olarak elinde bulundurduğunun kabulü gerektiğinden sanığın üzerine atılı suçun 5237 sayılı TCK’nin 142/2-d maddesinde düzenlenen haksız yere elde bulundurulan anahtarla hırsızlık kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, aynı Yasa’nın 141/1 maddesi gereğince hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 18/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.