Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Gazetesi'nin 07/04/2019 tarihli nüshasında ve internet sayfasında " ..." başlığıyla yayınlanan yayının müvekkillerinin haklarını ve itibarını zedelediğini, yayının tek amacının müvekkillerine iftira atmak olduğunu, müvekkili ...'ın yeni paralel devlet olarak nitelendirilen yasa dışı örgütün başı olmakla itham edildiğini, müvekkillerinin haklarına tecavüz teşkil eden ve ticari itibarını zedeleyen söz konusu ifadeler nedeni ile davaya konu haksız haber sebebi ile her bir müvekkili için ayrı ayrı 100.000,00-TL olmak üzere 200.000,00-TL manevi tazminatın yayın tarihi olan 07/04/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekilinin ... tarafından sorulan sorulara gazeteci kimliği ile cevap verdiğini, vermiş olduğu cevaplarda zaman zaman yer alan "bana göre" ifadesi, aksettiği ifadelerin yorum niteliğinde olduğunun açık ve net gösterdiğini, topluma mal olan "..." ifadesinin ilk defa müvekkili tarafından kullanılmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, röportajda yer alan ifadeler nedeniyle haksız fiilden kaynaklı bir zarardan söz edilemeyeceğini, zararın ispatlanamadığından davanın reddi gerektiğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, davaya konu röportajın ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; "...Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için her iki tarafının da tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Bu tür ticari davalara ise, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi olan yerlerde, o yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılır (TTK m.5/2). ...Asliye Ticaret Mahkemesince davanın görev dava şartı nedeniyle usulden reddine ve talep halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir. ... HMK 114/1-c ve 115/2 Mad. gereğince davanın usulden reddine" şeklinde karar verilmiştir.Karara karşı davacılar vekili istinaf isteminde bulunmuştur.Davacılar vekili istinaf başvurusunda; Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin görevsizliğine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile kanunda sayılan işlerden kaynaklanan davaların, ticari dava olduğu belirtilmiştir. TTK m.5/1. maddesi uyarınca, ticari davalarda görevli mahkeme, ticaret mahkemeleridir. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin res'en uygulanması gerekmektedir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında her ne kadar dairemizin 2018/1452 E, 2018/1046 E sayılı dosyalarına atıfta bununmuşsa da söz konusu kararlarda taraf olan şirketlerin 670 ve 675 sayılı KHK'lar kapsamında olup şirketler hakkında dava şartı nedeniyle red kararı verildiği ve davanın gerçek kişiler arasında görüldüğü, buna karşın mahkememizin 2020/370 E, 2018/1302 E, 2017/879 E, 2017/736 E sayılı dosyalarında da Ticaret mahkemesinin görevli olduğu yönünde kararlar verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Şu durumda, tacirler arası haksız fiilden kaynaklanan eldeki ticari davada, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a.3 uyarınca kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/418 Esas - 2020/275 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a.3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendilerine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6- HMK'nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m.353/1-a.3 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/10/2020