Özet:
- Dava, haksız eylem sonucu yaralanan dava dışı kamu görevlisine 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince ödenen tazminatın, haksız eylem sorumlusu olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
- Haksız eylem sonucu oluşan zarar olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, davalının sorumlu tutulacağı tazminat miktarı da olay günündeki verilere göre belirlenmelidir.
- 2330 sayılı Kanun’un 3. maddesinde yaralanan görevliye ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek Devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamı davalıdan rücu edilemez.
- Davacı idarenin, davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle daha geç nakdi tazminat ödemesi, bu yüzden artan tazminat miktarından davalının sorumlu olmasını gerektirmez.
- Şu durumda mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalının sorumluluğunun olay günündeki verilere ve bu bağlamda olay günündeki katsayılara göre yaptırılacak hesaplama doğrultusunda belirlenmesi gerekir.
Davacı İçişleri Bakanlığına izafeten ... Muhakemat Müdürlüğü vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/03/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/12/2011 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı asıl tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem sonucu yaralanan dava dışı kamu görevlisine 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince ödenen tazminatın, haksız eylem sorumlusu olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı kurum vekili; 24/07/2005 tarihinde, davalının darp etmesi sonucu davadışı polis memurunun yaralandığını, bu nedenle 2330 sayılı Kanun kapsamında yaralanan polis memuruna nakdi tazminat ödendiğini belirterek ödenen miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı tarafa dava tebliğ edilmiş olup, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, yapılan ceza yargılamasında davalının davaya konu polis memuruna karşı işlediği fiil nedeniyle hüküm giydiği ve davacı kurum tarafından anılan Kanun kapsamında yaralanan polis memuruna ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir
Dava 2330 sayılı yasa kapsamında rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu tazminat miktarının belirlendiği ...Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun 08/12/2009 günlü ve 2009/1156 sayılı kararından, zararın nakdi tazminat karar tarihindeki en yüksek devlet memuru brüt aylığının (ek gösterge dahil) yüz katı üzerinden, davadışı polis memurunun iş ve gücünden kaldığı gün sayısına göre hesaplandığı ve buna göre ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Oysa zarar, haksız eylemin meydana geldiği 24/07/2005 tarihinde gerçekleşmiştir.
Haksız eylem sonucu oluşan zarar olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, davalının sorumlu tutulacağı tazminat miktarı da olay günündeki verilere göre belirlenmelidir. 2330 sayılı Kanun’un 3. maddesinde yaralanan görevliye ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek Devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamı davalıdan rücu edilemez. Davacı idarenin, davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle daha geç nakdi tazminat ödemesi, bu yüzden artan tazminat miktarından davalının sorumlu olmasını gerektirmez.
Şu durumda mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalının sorumluluğunun olay günündeki verilere ve bu bağlamda olay günündeki katsayılara göre yaptırılacak hesaplama doğrultusunda belirlenmesi gerekirken, mahkemece karar tarihindeki veriler esas alınarak hesaplanan miktarın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11.03.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
kaynak:(www.corpus.com.tr)