Davacı H... vekili Avukat ... tarafından, davalı İ... aleyhine 13/05/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Dava dilekçesinde, davacının hakim sıfatı ile A... Adliyesi'nde görev yaptığı ve emekli olduğu; A... Barosu nezdinde avukatlık başvurusunda bulunduğu ve askıya çıkartıldığı; baroya kayıtlı avukat sıfatını taşıyan davalı Şubat 14, 2021 - 16:00 Güncellendi: Şubat 13, 2021 - 14:17 tarafından verilen dilekçede, başvurusu konusunda değerlendirmeler yapıldığı ve kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu, ileri sürülmüştür.
Cevap dilekçesinde, dava konusu dilekçenin hak arama kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, aynı şekilde birçok dilekçenin verildiği ve hukuka aykırılığın bulunmadığı savunulmuştur. Mahkemece, hukuka aykırılık benimsenmiş ve yazılı biçimde karar verilmiştir. A... Barosu Başkanlığı'na hitaben sunulan 27/11/2012 günlü dava konusu dilekçede: "...Emekli hakim H.. Ö..'in baronuza yapmış olduğu avukatlığa kabul başvurusu tarafımca haricen öğrenilmiş olup, bu başvuruya itirazlarımı arz ederim;
H...'in A... Adliyesinde Hakimlik yaptığı dönemde Avukat meslektaşlarımıza yönelik sergilemiş olduğu mesleğimizin saygınlığı ve onurunu aşağılayıcı, Avukatın duruşma salonundaki konumunu ve sıfatını görmezden gelen hatta avukatların duruşma ve dava seyri hakkında mevcut yasal haklarını kısıtlayacak boyutlarda tutum ve davranışlar sergilemiştir. Görevi döneminde daha da ileri giderek kendisinden yaş olarak küçük ve stajyer avukat meslektaşlarımıza duruşma esnasında sesini birçok kez yükselterek şahıslarını ve mesleki sıfatlarını küçük düşürmüştür.
Kendisi hakkında tüm bu tutum ve davranışlarından dolayı meslektaşlarımız tarafından gerek A... Barosu Başkanlığı'na gerekse A... Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanlığı'na defalarca şikayette bulunulmuştur. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 5. maddesinin c bendinde belirtildiği üzere "Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak" mesleğe kabulde engel şartlardan sayılmıştır.
Yukarıda arz ettiğim tüm bu sebepler tahtında H...'in Avukatlık mesleğine kabul talebinin reddedilmesine karar verilmesini talep ederim..." ifadelerine yer verilmiştir.
A... Barosu Başkanlığı tarafından davacının Baroya kayıt istemi reddedilmiş; itiraz üzerine Türkiye Barolar Birliği tarafından kaldırılmış ve davacı baroya kaydedilmiştir.
Dosya kapsamından, aynı konuda çok sayıda dilekçe verildiği ve dinlenilen tanıklar tarafından olgulara dayalı beyanlarda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Avukatlık mesleğine başvuru üzerine, askı ilanı yapılması yasa hükmü gereğidir. Davalı, yasanın tanıdığı hakkı kullanan durumundadır. Dava konusu dilekçede, olgulara dayalı olarak değer yargılarında bulunulmuş; kullanılan ifade biçimi itibariyle düşünsel bağlılık korunmuştur. Şu durumda, hukuka aykırılıktan söz edilemez. Davanın reddi gerekir. Mahkemece kısmen kabul kararı verilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.