Haberin Kaldırılması ve Erişim Engeli Getirilmesi Yönünde İhtiyati Tedbir Talebi Esası Çözecek Nitelikte Olduğundan Reddedilmesi Doğrudur
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Esas No : 2024/1741
Karar No : 2024/1932
Karar Tarihi : 2024-05-22





Özet:

Somut olaya gelince; Davalı şirkete ait ...Com isimli internet sitesinde yayınlanan haberin dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı ile içeriğin kaldırılmasını ve erişimin engellenmesinin talep edilmiş olduğu, bu durumun yargılamayı gerektirdiği, somut olayın özelliğine göre, ihtiyati tedbir yoluyla nihai hüküm sonucu doğuracak şekilde ara karar ile tedbir kararı verilemeyeceği anlaşılmıştır.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirkete ait ... Com isimli internet sitesinde yayınlanan yazı içeriğinde yer alan beyan ve iddiaların tamamıyla kasıtlı ve kötü niyetli olarak müvekkili şirket aleyhine kamuoyunda manipülasyon ve algı yaratma maksadı taşımakta olduğunu, müvekkili şirketin ... Bankasına olan borçlarını ödeyemediğine ilişkin olarak yazı içeriğinde ileri sürülen iddiaların ... Holding tarafından 05/05/2023 tarihinde kayuoyuna açıklama yapılmak suretiyle yalanlandığını, davalının haksız fiillerinin aynı zamanda haksız rekabet hükümlerinin de ihlali anlamına gelmekte olduğunu, müvekkili şirketin medya sektöründe ilk sırada yer alan sektörün öncüsü konumunda olan sektörün gelişmesine katkıda bulunan ticari faaliyetleriyle göz önünde olan Türkiye ekonomisine hizmet eden katkı sağlayan, iktisadi ve ekonomik anlamda milli servet niteliğindeki yatırımlarıyla kamu yararı sağlayan saygın bir şirket olduğunu, bu saygınlığını ise yasalara, toplum değerlerine, sosyal sorumluluk ilkelerine ve etik kurallara daima bağlı kalarak dürüst ve basiretli bir tacir olarak hareket etmesine borçlu olduğunu, ancak davalının internet sitesinde sistematik olarak yayınlanan haberler ile müvekkili şirket hakkında gerçek dışı yalan asılsız ve mesnetsiz bir şekilde kamuoyu nezdinde tamamen olumsuz bir algı yaratılmak suretiyle karalama kampanyası oluşturulmaya çalışıldığını, müvekkilinin manevi yarlığına zarar veren dava konusu yazının zorunlu habercilik kriter ve niteliklerini haiz olmadığı gibi yapılan ve yayınlanan yazı basın özgürlüğü ve gazetecilik meslek etik ve ilkeleri ile bağdaşmadığını, bu sebeple 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun md. 4, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanu madde 25 6098 Sayılı Borçlar Kanunu md. 49 ve TTK mad. 55 hükümleri kapsamında davalının yasal sorumluluğunun bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile kişilik hakları ve ticari itibarları zarar gören müvekkili için toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıda tahsiline, yayınlanan haberin dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilerek içeriğin kaldırılmasını ve erişimin engellenmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "...Dosya kapsamı dikkate alındığında gecikmesinde zarar umulan ya da telafisi imkansız zarar koşullarının da bulunmadığı ve yine talebin yargılamayı gerektirdiği de anlaşılmakla ihtiyati tedbir isteminin reddine ..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Kasıtlı olarak yalan haber yapılmak suretiyle kamuoyunda manipülasyon ve olumsuz algı yaratılmaya çalışıldığından ihtiyati tedbir koşullarının bulunması sebebiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Basın yoluyla kişilik haklarının ihlali sebebiyle manevi tazminat istemine ilşkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde; “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda yazılı madde hükmünden de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir konulması talep edilen mal ya da hakkın dava konusu olması ve ayrıca yaklaşık ispat halinin mevcut olması gerekir. Bunun yanında nihai kararla ve yargılama sonunda karara bağlanacak hususun, tedbir yoluyla nihai sonuç doğuracak şekilde hüküm altına alınamaması ve ara kararla nihai sonuca ulaşılamaması gerekmektedir. Somut olaya gelince; Davalı şirkete ait ...Com isimli internet sitesinde yayınlanan haberin dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı ile içeriğin kaldırılmasını ve erişimin engellenmesinin talep edilmiş olduğu, bu durumun yargılamayı gerektirdiği, somut olayın özelliğine göre, ihtiyati tedbir yoluyla nihai hüküm sonucu doğuracak şekilde ara karar ile tedbir kararı verilemeyeceği anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01/04/2024 tarih, 2024/303 Esas sayılı ara kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 427,60 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına gerek olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK'nın 341, 352/1-b. ve 396/2 maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK'nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/05/2024