Özet:
- Sanığın propaganda teşkil ettiği kabul edilen eylemi TCK'nın 61. maddesi kapsamında değerlendirilerek temel cezanın buna göre belirlenmesi gerektiği halde, Mahkemece bu hususta herhangi bir açıklama yapılmayıp kanun maddesindeki ifadelerin tekrarı ile yetinilerek gerekçesiz hüküm kurulması ve yargılamaya konu suç açısından olaya uygun düşmediği halde propagandası yapılan örgütün eylemlerindeki vehametin temel cezanın belirlenmesinde esas alınması,
- Yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden, yalnızca sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat oluşmadığı şeklindeki soyut ifade ile yetinilerek sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmamasına karar verilmesi hatalıdır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 Sayılı CMK'nın 34/1 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının, Bölge Adliye Mahkemesi denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanıkların suç oluşturduğu sabit görülen fiillerinin ve bunların nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği ve hükmün CMK'nın 230. maddesine uygun şekilde gerekçe içermemesinin aynı kanunun 289/1-g maddesinde kesin hukuka aykırılık hali olarak düzenlendiği dikkate alındığında;
Sanığın propaganda teşkil ettiği kabul edilen eylemi TCK'nın 61. maddesi kapsamında değerlendirilerek temel cezanın buna göre belirlenmesi gerektiği halde, Mahkemece bu hususta herhangi bir açıklama yapılmayıp kanun maddesindeki ifadelerin tekrarı ile yetinilerek gerekçesiz hüküm kurulması ve yargılamaya konu suç açısından olaya uygun düşmediği halde propagandası yapılan örgütün eylemlerindeki vehametin temel cezanın belirlenmesinde esas alınması,
Yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden, yalnızca sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat oluşmadığı şeklindeki soyut ifade ile yetinilerek sanık hakkında TCK'nın 51 ve CMK'nın 231. maddelerinin uygulanmamasına karar verilmesi,
Mahkemenin oluşa uygun kabulüne göre, sanığın eylemi 3713 Sayılı Kanun'un 7/2-b-1 madde ve fıkrasında düzenlenen suçu oluşturduğu halde, uygulanan kanun maddesinin aynı Kanunun 7/2. maddesi olarak eksik gösterilmesi,
SONUÇ: Kanuna aykırı, sanığın istinaf istemleri bu sebeplerle yerinde görülmüş olduğundan, CMK'nın 280/1-b ve 289/1-g maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA ve dosyanın yeniden incelenip, hükmolunmak üzere hükmü veren ilk derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, CMK'nın 286/1. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.