Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, kesin olarak verilen karara karşı, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 363/1 maddesi uyarınca, Adalet Bakanlığının gösterdiği lüzum üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.03.2019 gün ve 2019/36311 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz isteğinde bulunmuş olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Barış Kılıç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı sigorta şirketinin sigortalısı A. K.’ye ait aracın, 15.06.2016 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucu, kurum sigortalıları S. A. ve M. A.ya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptalinin istenildiği İşbu davada, mahkemece, davalının poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu belirtilerek, itirazın iptaline kesin olarak karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hükmü, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından, kazaya sebebiyet veren aracın, kaza tarihinde (15.06.2016) davalı H. Sigorta A.Ş. yerine, E. Sigorta A.Ş. (…sigorta A.Ş.'ye devredilmiştir) tarafından, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesinin yaptırılmış olduğu, mahkemece, bu husus araştırılmaksızın karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. Maddesi “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir’ hükmüne amirdir.
Diğer taraftan, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat” olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir. Bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi ise, o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası (var olup olmadığı) hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, ilgili sigorta şirketinden bilgi ve belgeler temin edildikten sonra davalı H.. Sigorta A.Ş. yönünden sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine dair karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya ayları olduğundan bozmayı gerektirmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınım Kanun yararına bozma isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığının Kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile Denizli 4. İş Mahkemesinin anılan kararının sonuca etkili olmamak üzere HMK'nın 363/1 maddesi uyarınca Kanun yararına BOZULMASINA, HMK'nın 363/3. maddesi gereğince gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 03/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.