Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesince 10.09.2015 tarih ve 484-348 sayı ile; sanığın eyleminin nitelikli kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturabileceği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı üzerine, dosyanın gönderildiği Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesince 09.12.2016 tarih ve 359-370 sayı ile, sanığın kasten öldürme suçuna teşebbüsten TCK'nın 81/1, 35/2, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 11 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba hükmedilmiştir.
Sanık ve müdafisi tarafından bu hükme yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 24.02.2017 tarih ve 150-168 sayı ile; istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 19.04.2018 tarih ve 1601-1907 sayı ile; sanık müdafisinin temyiz isteminin yasal süresinden sonra gerçekleştiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 07.02.2019 tarih ve 4024 sayı ile;
"...İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 24.02.2017 tarihli ve 150-168 karar sayılı ilamının, sanık müdafisine 16.03.2017 tarihinde tebliği edildiği, sanık müdafisi tarafından UYAP üzerinden gönderilen temyiz dilekçesinin, 23.03.2017 tarihinde havale edildiği, bu durumda verilen temyiz dilekçesinin süresinde olduğu," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 05.03.2019 tarih, 728-1330 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık müdafisinin Bölge Adliye Mahkemesinin kararını süresinde temyiz edip etmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 24.09.2013 tarihli ve 37298-13854 sayılı iddianame ile; sanık ...’in baltayla saldırdığı katılan ...’a yönelik kasten yaralama suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı,
Yargılamayı yürüten Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesince 10.09.2015 tarih ve 484-348 sayı ile; sanığın eyleminin nitelikli kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği,
Dosyanın gönderildiği Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesince 09.12.2016 tarih ve 359-370 sayı ile; sanığın kasten öldürme suçuna teşebbüsten TCK'nın 81/1, 35/2, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 11 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba hükmedildiği,
Sanık ve müdafisi tarafından hükme yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 24.02.2017 tarih ve 150-168 sayı ile; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği,
Bu kararın 16.03.2017 tarihinde sanık müdafisine tebliğ edildiği,
Bu karara karşı sanık müdafisi tarafından 23.03.2017 tarihinde saat 23.13’te Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanan dilekçe ile temyiz başvurusunda bulunulduğu,
UYAP Sisteminde kayıtlı bu dilekçeye ilişkin “iş akışı durumu” ekranından söz konusu dilekçenin 23.03.2017 tarihinde saat 23.13’te elektronik imza ile imzalanmasını müteakip, saat 23.14’te sistem üzerinden iş listesine düşürülmek suretiyle ilgili mahkemeye gönderildiği,
Anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK’nın “Temyiz istemi ve süresi” başlıklı 291. maddesinin karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken yürürlükteki hâli;
“ (1) Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu bulunan sanık hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır.
(2) Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.” hükmünü içermektedir. Düzenlemeyle temyiz isteminin yüze karşı verilen kararlarda hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye verilecek bir dilekçe ile veya zabıt kâtibine yapılacak beyanla olacağı, bu takdirde, beyanın tutanağa geçirilerek hâkime tasdik ettirileceği, yoklukta verilen kararlarda ise temyiz süresinin tebliğle başlayacağı belirtilmiştir.
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP), Yüksek Mahkemeler de dâhil olmak üzere bütün yargı organları ile birlikte adli tıp ve icra daireleri arasında bilgi alışverişinin elektronik ortama taşınması, evrakın elektronik ortamda güvenli bir şekilde depolanması, kişilere internet üzerinden hizmet verilmesi, diğer kurumlarla elektronik ortamda hızlı, etkin ve güvenilir bilgi alışverişinin sağlanması ve bu kurumlardan istenilmesi gereken bilgilerin sistem tarafından hazır edilmesi, kısaca adalet hizmetlerinin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla uygulamaya konulan bir bilişim sistemi projesidir.
Bu doğrultuda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Elektronik İşlemler” başlıklı 445. maddesinin birinci fıkrasındaki; “Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır” şeklindeki düzenleme ile Ulusal Yargı Ağı Projesinin işlevi ve kullanılacağı alanlar tanımlanmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun, 05.07.2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 95. maddesi ile eklenen "Elektronik işlemler" başlıklı 38/A maddesi ise;
"1) Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.
2) Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilir ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilir.
3) Bu Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar elektronik ortamda düzenlenebilir, işlenebilir, saklanabilir ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilir.
4) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilir. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmez ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmez.
5) Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge, geçerli kabul edilir.
6) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlarda, mühürleme işlemi ile kanunlarda birden fazla nüshanın düzenlenmesini öngören hükümler uygulanmaz.
7) Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılır ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilir.
8) Elektronik ortamdan fiziki örnek çıkartılması gereken hallerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim, Cumhuriyet savcısı veya görevlendirilen yetkili kişi tarafından imzalanır ve mühürlenir.
9) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter...” şeklinde düzenlemeler içermektedir.
06.08.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in “UYAP'ın kullanılması” başlıklı 5. maddesinin 5 ve 6. fıkraları da;
“Taraf ve vekilleri ile diğer ilgililer güvenli elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilirler.
Gelen evraktan sorumlu personel, UYAP üzerinden birimlere gönderilen ve iş listesine düşen belgeleri derhâl ilgili kişiye ya da doğrudan dosyasına aktarır. Onay gerektiren evrak ilgilinin iş listesine yönlendirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Elektronik imza, sanal (elektronik) ortamda bulunan belgenin doğruluğunu, bütünlüğünü koruyan ve beyan sahibinin bu belgenin içeriğini kabul edip onayladığını belirtmesine, diğer bir ifade ile imzalamasına imkân tanıyan bir teknik terim olup, el yazısı ile imzanın elektronik ortamdaki karşılığıdır. Elektronik imza, el yazısı ile imzanın gerek fonksiyonel gerekse hukuki anlamdaki fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirdiği gibi gönderilen bilgilerin veya verilerin kesinlikle o kişi tarafından gönderildiğini teyit etmesi, klasik imzadaki gibi taklit edilme olasılığının büyük oranda ortadan kalkması, bir kullanıcı tarafından gönderilen bilgilerin veya verilerin bir başkasının eline geçmesini veya değiştirilmesini engellemesi, gönderilen bilgi ve verilerin içeriğinin gönderici veya alıcı tarafından inkâr edilememesi, gönderimden sonra içeriğinin değiştirilememesi, uyuşmazlık halinde elektronik belgenin bir kopyasının da onay kurumunda olması, gönderilen verilerin tarih açısından damgalanması gibi ıslak imzalı belgeye göre birçok avantaja da sahiptir (Belgelerde Sahtecilik Suçları, Kubilay Taşdemir, Ankara, 2013, s.294-297.).
5271 sayılı CMK'nın 6352 sayılı Kanun'un 95. maddesi ile eklenen 38/A maddesinin üçüncü fıkrasında aynı Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve kararın elektronik ortamda düzenlenebileceği, işlenebileceği, saklanabileceği ve güvenli elektronik imza ile imzalanabileceği, dördüncü fıkrasında ise, güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararların diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderileceği, Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 5. maddesinin 5. fıkrasında taraf ve vekilleri ile diğer ilgililerin güvenli elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilecekleri, 6. fıkrasında da gelen evraktan sorumlu personelin UYAP üzerinden birimlere gönderilen ve iş listesine düşen belgeleri derhâl ilgili kişiye ya da doğrudan dosyasına aktaracakları, onay gerektiren evrakın ilgilinin iş listesine yönlendirileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu nedenle UYAP sisteminde geçerli ve güvenli elektronik imza ile imzalanmış temyiz başvuru evrakı, temyiz başvurusu oluşturmak suretiyle sisteme kaydedilmesiyle beraber mahkeme hâkiminin ekranına onay için gönderildiğinden başvuru sahibince belgenin e-imza ile imzalanıp temyiz başvurusu oluşturulduğu tarih itibarıyla temyiz talebinin hâkimin önüne sunulduğu, dolayısıyla temyizin yapıldığı kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.02.2018 tarihli ve 627-40, 26.04.2016 tarihli ve 20-214 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince verilen 24.02.2017 tarihli ve 150-168 sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın, sanık müdafisine 16.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olması, temyiz talebinde bulunan sanık müdafisince 23.03.2017 tarihinde saat 23.13’te Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanan temyiz dilekçesinin saat 23.14’te ilgili yargı biriminin iş listesine gönderilmiş oluşu ve 5271 sayılı CMK’nın 291. maddesindeki " Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır;...Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.” düzenlemesi ile aynı Kanun’un 38/A maddesinin 9. bendindeki “Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter.” hükmü birlikte değerlendirildiğinde sanık müdafisinin temyiz başvurusunun yasanın öngördüğü süre içerisinde yapıldığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin sanık müdafisinin temyizine ilişkin ret kararının kaldırılmasına, dosyanın, temyiz incelemesinin yapılması amacıyla Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19.04.2018 tarihli ve 1601-1907 sayılı, sanık müdafisinin temyizine ilişkin ret kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, temyiz incelemesinin yapılması amacıyla Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 04.06.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.