1632 sayılı Kanuna aykırı davranmak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Kırklareli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2016 tarihli ve 2016/653 Esas, 2016/670 Karar sayılı (Kapatılan 5'inci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 30/09/2016 tarihli ve 2016/852 Esas ve 2016/940 Karar sayılı) hükmünün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 04/11/2020 gün ve 2018/8120 Esas, 2020/13846 Karar sayılı kararıyla;
"Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık hakkında firar suçundan yürütülen yargılama sonucunda verilen mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edildiği ve dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakta ise de;
İncelemeye konu mahkumiyet kararının Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden sonra verilmesi nedeniyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesinin 5. fıkrasındaki atıf ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'un 272. maddesine göre istinaf kanun yoluna tabi olduğu ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8/1. maddesinde yer alan 20/07/2016 tarihinden önce ilk derece mahkemelerince verilen hükümlerin temyiz incelemesinde bozulması üzerine mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda kurulacak ikinci hükümlerin de temyiz incelemesine tabi olacağı yönündeki düzenleme gözetildiğinde anılan karar yönünden daha önceden Yargıtayca verilmiş bir bozma kararının da bulunmadığı anlaşıldığından, esası incelenmeyen dosyanın istinaf incelemesinden geçirilmek üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE," karar verilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/11/2020 gün ve Sayı:16-2017/63416 sayılı yazısı ile;
"T.C. Anayasası'nda değişiklik öngören ve 21 Şubat 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6771 sayılı Kanun, 16 Nisan 2017 tarihinde halkoyuna sunularak kabul edildikten sonra halk oylaması sonuçlarının 27 Nisan 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanması ile yürürlüğe girmiş olup; anılan Kanun'un 17. maddesi ile Anayasa'ya eklenen Geçici 21. maddenin (E) fıkrasının son bendi;
"Kaldırılan askerî yargı mercilerinde görülmekte olan dosyalardan; kanun yolu incelemesi aşamasında olanlar ilgisine göre Yargıtay veya Danıştaya, diğer dosyalar ise ilgisine göre görevli ve yetkili adli veya idari yargı mercilerine dört ay içinde gönderilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemenin, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden sonra yapıldığı dikkate alındığında, kanun koyucu tarafından kapatılan askeri mahkemeler tarafından verilen kararlar yönünden bilinçli olarak temyiz kanun yolunun tercih edildiği anlaşılmaktadır. Zira; bu dosyalar yönünden engel bir durum bulunmadığı halde istinaf incelemesinin öngörülmemesi veya 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/1. maddesinde yer alan 20/07/2016 tarihinden önce ilk derece mahkemelerince verilen hükümlerin temyiz incelemesinde bozulması üzerine mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda kurulacak ikinci hükümlerin de temyiz incelemesine tabi olacağı yönündeki hükme benzer şekilde istinai bir düzenlemeye yer verilmemesi de bu görüşümüzü desteklemektedir.
Öte yandan, dosyanın istinaf incelemesinden geçirilmesi halinde, 20/07/2016 tarihinden önce veya sonra askeri mahkemelerce verilen kararlara karşı Askeri Yargıtay'da temyiz incelemesi için başvuran taraflar yönünden, kanun yoluna başvurmada hukuki güvenlik ilkesi ihlali, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde adil yargılanma hakkının ihlali sonuçlarını doğurabilecektir.
Belirtilen nedenlerle, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik esastan temyiz incelemesi yapılması gerekirken dosyanın istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere tevdiine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu değerlendirilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM:
Yüksek Dairenizin itiraza konu 04/11/2020 gün ve 2018/8120 Esas, 2020/13846 Karar sayılı ilamının CMK'nın 308/2-3 maddesi kapsamında itirazımıza binaen ESASTAN İNCELENMESİ,
İtirazımızın yerinde görülmeyip reddi halinde yukarıda arz ettiğimiz itiraz nedenlerimizin bir kez de CMK 308/1-3 maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunca tartışılması ve ilamın talebimiz doğrultusunda ESASTAN İNCELENMESİNE karar verilmek üzere dosyanın YÜKSEK YARGITAY CEZA GENEL KURULUNA tevdii itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 04/11/2020 gün ve 2018/8120 Esas, 2020/13846 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Kırklareli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2016 tarihli ve 2016/653 Esas, 2016/670 Karar sayılı (Kapatılan 5'inci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 30/09/2016 tarihli ve 2016/852 Esas ve 2016/940 Karar sayılı) mahkumiyet hükmünü içeren dosya yeniden görüşüldü:
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu, anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
1) Sanık hakkında verilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasının bir gün karşılığı belirlenirken uygulama maddesi olan TCK'nun 52/2. maddesinin gösterilmesi gerekirken TCK'nun 52.maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2) Adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin sevk maddesi olarak TCK'nın 52/4. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3) TCK'nın 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilmesine karar verilmesi suretiyle infazda yetkinin kısıtlanması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca, hükmün kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine ve taksitlendirilmesine ilişkin 6. fıkrasında yer alan “52'nci" ibaresinin çıkartılarak yerine "52/2’nci” ibaresinin eklenmesi, yine hükmün 6. fıkrasında yer alan “...sanıktan yirmi dört eşit aylık taksitler halinde tahsiline, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsiline, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine” cümlelerinin çıkartılıp yerine "...TCK’nın 52/4. maddesi gereğince sanıktan yirmi dört eşit aylık taksitler halinde tahsiline, taksitlerden birisinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edilebileceğinin ve ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarına" cümleleri yazılması suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.