MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı ...'ye ait ... Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünde 01.06.2007-31.08.2011 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, iş sözleşmesinin davacının fazla çalışma yapmayı kabul etmemesi sebebiyle feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, müvekkilinin 4734 ve 4735 sayılı Kanunlara göre hizmet alımı yapan ihale makamı olduğunu, İş Kanununun 2. maddesine 5538 sayılı Kanunla eklenen 8. fıkra gereğince, asıl işveren olmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, ihale neticesinde düzenlenen hizmet alım sözleşmelerinde müvekkilinin, yüklenici şirkette çalışan işçilerin hizmet akdini feshetme hak ve yetkisi tanıyan bir hüküm bulunmadığını, davacının, diğer davalının işçisi olduğunu, bu şirket tarafından iş akdinin feshedilmesinin müvekkilinin istemi dışında olduğunu, ancak dosyasına bakıldığında mazeretsiz olarak işe 3 gün gelmediğinin tespit edildiğini, buna ilişkin 02.09.2011, 03.02.2011, 05.02.2011 tarihli tutanak tanzim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Ltd. Şti. vekili, davacının müvekkili şirkette 03.01.2011 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdinin 28.09.2011 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini, davacının 02.09.2011 tarihinden sonra mesaisine gelmediğini, 09.09.2011 günü davacıya Beyoğlu 57. Noterliğinin 556 sayılı ihtarname gönderildiğini, devamsızlığının geçerli bir nedene dayanıyorsa belgelemesinin istendiğini, bu ihtarname davacıya 23.09.2011 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen geçerli bir neden bildirmediğini, devamsızlığı devam ettiğinden iş akdinin 28.09.2011 tarihinde sona erdirildiğini, haklı nedene dayalı fesih nedeniyle ihbar tazminatı isteminin reddini talep ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, her ne kadar davacının devamsızlığı nedeniyle iş aktinin feshedildiği ileri sürülmüş ise de tanıkların beyanlarında müdürlerin çalışma koşullarına uymadığından davacının çıkarıldığını söylemekle devamsızlık tutanaklarına itibar edilmediği, feshin haklı nedenlere dayandığının davalı tarafından ispat edilemediği, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak edeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.02.2020 tarihli ilamı ile, “Dosyadaki bilgi ve belgeler ile tanık beyanlarına göre, davacının davalı işyerinde gece şoförü olarak 17:00-08:00 saatleri arasında bir gün çalışma, bir gün dinlenme şeklinde çalıştığı, bu çalışma sistemine göre ilk hafta 4 gün, ikinci hafta 3 gün çalıştığı kanıtlanmıştır. Yukarıda açıklanan çalışma şekline göre, davacının ilk hafta yaptığı haftalık 22 saatlik fazla mesainin % 150 zamlı ücretle (1,5 kat), ikinci haftada yaptığı haftalık 16,5 saat fazla mesainin ise % 50 zamlı ücrete göre (0,5 kat) hesaplatılarak alacak talebinin buna göre hüküm altına alınması gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Yargıtayın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı, bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
Somut uyuşmazlıkta, bozma ilamından önce Mahkemece verilen ilk kararda 03.01.2011 tarihli iş sözleşmesindeki fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönündeki kurala değer verilerek 03.01.2011 tarihi sonrasında haftalık 5,2 saatlik fazla çalışma süresi kanıtlanan haftalık fazla çalışmalarından mahsup edilmiş, ilgili kararın davacı ve davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce söz konusu husus bozma kapsamı dışında bırakılmakla, bu yönden davalılar yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemece bozma ilamı sonrasında ise, haftalık 5,2 saatlik fazla çalışma süresini kanıtlanan haftalık fazla çalışmalarından mahsup etmeden hesaplama yapan ek bilirkişi raporuna göre karar verilmiştir. Bu durum, bozmaya uyulmakla davalılar yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olup hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.