Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasında kıdem ve ihbar tazminatları konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda davalı, şirkete ait içerisinde para yüklü multinet kartının kaybolduğunu, multinet şirketinden alınan dökümlerden kartın faal olarak kullanıldığının tespit edildiğini, yapılan araştırma sonucunda kartı kullananın davacı olduğunun belirlendiğini ve davacı tarafça da savunmasında bu hususun kabul edildiğini beyanla iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğini belirtmiştir. Mahkemece ilgili kartın kullanıldığı yer ve tarihlerin görülmediği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan davacıya ait 13.05.2013 tarihli savunma yazısında, davacı multinet kartını yöneticinin bilgisi dışında kullandığını ve bundan dolayı pişmanlık duyduğunu belirtmiştir.
Bu halde davacının şirket içerisinde kaybolan ve kendisine ait olmayan multinet kartını işverenin haberi olmadan kullandığı sabit olmakla, işverence iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasında fazla mesai ücreti hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafça bordroların sunulmadığı 25.07.2008-30.04.2009 tarihleri arasında ve bordroların sunulu olup fazla mesai tahakkukları bulunsa da ödendiğine ilişkin kayıt bulunmayan 01.05.2009-31.12.2009 tarihleri ile sınırlı olacak şekilde fazla mesai ücreti hesaplanmıştır. Davalı tarafça yargılama sürecinde dosyaya davacıya ait 2009 Mayıs ve Nisan 2013 arası bordrolar sunulmuş ve sunulan bordroların incelenmesinde fazla mesai tahakkuklarının bulunduğu ancak davacının imzasının bulunmadığı görülmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bordrolarda tahakkuk bulunması ve banka hesabına yapılan ödemelerin uyumlu olması nedeni ile bu dönem fazla mesai hesabından dışlanarak hesaplama yapılmıştır. Ancak bordroların imzasız olması nedeni ile bordrolarda tahakkuk ettirilen miktarların davacıya ödendiğinin anlaşılması halinde, bu miktarların hesaplanacak fazla mesai hesabından mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu dönemlerin dışlanarak hesap yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Yine Dairemiz geri çevirme kararı sonrasında davalı tarafça Haziran 2008-Mayıs 2013 yıllarını kapsar şekilde davacıya ait bordroların sunulduğu, ilgili bordroların davacı imzasını içermeyip, fazla mesai tahakkukları bulunduğu anlaşılmakla, bilirkişi raporunda hesap yapılan dönemler olan 25.07.2008-30.04.2009 ve 01.05.2009-31.12.2009 tarihleri yönünden de, bordrolarda gösterilen miktarların davacıya ödenip ödenmediği, banka bilgileri taraflardan sorularak tespit edildikten sonra, ödendiğinin anlaşılması halinde fazla mesai ücreti hesabından ödenen miktarların mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasında yıllık ücretli izin konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda davalı tarafça dosyaya yıllık izin talep formlarının sunulduğu görülmüştür. Mahkemece yıllık izin talep formları değerlendirilerek davacının 1 gün yıllık izin hakkının bulunduğu kabulü ile karar verilmiştir. Dosyaya sunulan yıllık izin talep formu mahiyetindeki belgelerde yazılı izin sürelerinin kullandırılıp kullandırılmadığı bakımından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacı asilinin usulünce duruşmaya çağrılarak dinlenmesi ayrıca yıllık izin talep formları ile davalı tarafça sunulan bordrolar da karşılaştırılarak sonuca gidilmesi gerekirken bu yönlerde bir işlem yapılmadan yıllık izin ücreti alacağının yazılı tutarda hüküm altına alınması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 08/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.