Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili; müvekkili şirketin ... San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin %50 ortağı olduğunu, şirketin üç ortaklı olduğunu, ...'nin 10 yıllığına şirketi ... veya ...'tan herhangi birinin imzası olması şartıyla temsile yetkili kılındığını, ... San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine davalı tarafından icra takibi yapıldığını ve takibin kesinleştiğini, şirket ortağı ...'nin davalı ile ortak hareket ederek şirket adına itirazda bulunmadığını ve gerekli davaları açmadığını, şirketi bilerek ve isteyerek zarara uğrattığını, ... adına ... ile imzalanan iş gücü sözleşmesinin ardından Haziran ayında 14 adet, Temmuz ayında 27 adet, Ağustos ayında 30 adet Eylül ayında 22 adet işçi bildirimi yapıldığını, şirket çift imza kuralına göre yönetildiğinden ...'nin böyle bir sözleşme yapmaya tek başına yetkisinin bulunmadığını, sözleşme altında yer alan imzanın 10.02.2005 tarihli imza sirkülerinde yer alan imzalardan olmadığını, vekaletname uyarınca ...'ın şirketi borçlandırıcı işlem yapma yetkisi bulunmadığını ileri sürerek, ...'in davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili; ...'nin kişisel borcu nedeniyle Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/335 Esas numaralı dosyasında şirketin tasfiyesine karar verildiğini, ...’nin şirketin ana sözleşmesine, yasa hükümlerine aykırı bir şekilde hileli olarak dosya alacaklısı ... ile geçersiz bir “işgücü sözleşmesi“ imzaladığını, ...’ün yapmadığı hileli işle ilgili olarak fatura kesip icra takibi yaptığını, gerçekte böyle bir işgücünün temin edilmediğini, fatura bedelleriyle şirketin gelirlerinin uyumsuz olduğunu, şirket müdürü ...’nin şirket adına hileli işlem yaptığından dolayı davayı şirket ortağı olarak müvekkili şirketin açtığını ileri sürerek davalılar arasındaki 11.05.2012 tarihli taşeron sözleşmesinin iptali ile 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat bedelini tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekilleri; davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 11.05.2012 tarihli işgücü sözleşmesinin ... Ltd. Şti adına şirket çalışanı ... tarafından Kayseri 8. Noterliği’nin 20.08.2010 tarihli vekaletnameye dayanılarak imzalandığı, vekaletnamede ...’ın sözleşme imzalama ve şirketi borçlandırıcı işlem yapma yetkisinin bulunmadığı, sözleşmenin yetkisiz imza sebebiyle geçersiz olduğu, sözleşmenin muvazaalı olarak düzenlendiği ve sözleşmeye konu taşeronluk hizmetinin gerçekte hiç verilmediği, bu sözleşmeye dayalı fatura içeriklerinin de gerçeği aksettirmeyeceği ve faturaları düzenleyen davalı ... lehine bir hak ya da alacak oluşturmayacağı, davacının birleşen davada ki maddi ve manevi tazminat talebi yönünden bu zararlarının kaynağını ve varlığını ispat edecek somut belge ve bilgileri ibraz edemediği gibi başkaca delillerinin de olmadığı gerekçeleri ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulü ile 11/05/2012 tarihli taşeron sözleşmesinin iptaline, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı asıl ve birleşen davadaki davalı vekili ve birleşen davadaki davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince asıl dava yönünden verilen kararın yerinde olduğu, birleşen dava yönünden davacı şirketin yetkisi olmadan ve tarafı olmadığı sözleşmenin iptalini isteyemeyeceği, davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığı, husumet ehliyeti düşmediği, yine davacı şirketin şirket ortağı olarak maddi manevi tazminat talep edemeyeceği, usulüne uygun olarak alınmış sorumluluk davası açılmasını gerektiren bir karar bulunmadığı, bu dava açısından da davacıya husumet düşmeyeceği, birleşen dava açısından davanın kısmen kabulüne dair hükmün kaldırılarak sözleşme iptaline yönelik davanın ve maddi, manevi tazminat davalarının husumetten reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
... Madencilik İnş. Taah. N... San. ve Tic. Ltd. Şti. menfi tespite konu faturaları defterlerine kaydettiği bilirkişi incelemesi ile anlaşılmıştır. Bu kayıt sözleşmenin varlığının benimsenmesi manasına gelir ayrıca hizmetin verildiğine karinedir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.