Özet:
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nin 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, şikayetçi kuruma duruşma gününün usulen bildirilip şikayet ve delillerini bildirme ve kamu davasına katılma olanağı sağlandığı halde duruşmaya katılmadığı ve mazeret dilekçesi de göndermediği anlaşıldığından, tebliğnamenin (2) numaralı paragrafındaki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş; 15.03.2007 tarih ve 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, her yıl Temmuz ayının biri ile yirmisi arasında mali tatil uygulanacağı ve son günü mali tatile rastlayan sürelerin, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağının öngörüldüğü, defter ve belge isteme yazısının 23.06.2014 tarihinde tebliğ edilmesi ve 15 günlük sürenin mali tatil içinde dolması nedeniyle, sürenin tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzayacağı, ayrıca araya resmi tatil girmesi nedeniyle, karar başlığında 2014 olarak eksik yazılan suç tarihinin 31.07.2014 olarak mahallinde düzeltilmesi, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Farklı takvim yıllarına ait defter ve belgelerin tek bir isteme yazısı ile sanıktan istenmiş olması karşısında; sanık hakkında TCK'nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından TCK’nin 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, TCK’nin 62. maddesinin uygulanması suretiyle bulunan “18 ay 22 gün hapis cezası” yerine, “ 15 ay hapis cezası” yazılmak suretiyle eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.