Dava, davacının murisinin 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesi 1. fıkrası (a) bendi kapsamında sigortalılığına istinaden ölüm aylığına hak kazandığının tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali, aylıkların yasal faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK 353.maddesi 1.fıkrası (b-2) bendi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının babasının 11.02. 2013 tarihinde vefatı üzerine 31.12.2013 tarihinde davalı kurumdan talep ettiği 5510 sayılı Yasa'nın 4/a sigortalılığı kapsamında ölüm aylığının, müteveffanın en son anılan Yasanın 4/b Bağ-Kur kapsamında çalışması bulunması nedeniyle reddedildiğini belirterek, murisin sadece 4/a kapsamındaki çalışmalarının ölüm aylığı bağlanmasına yeterli olduğundan bahisle, Kurum işleminin iptali ile murisin ölüm tarihinden itibaren aylık bağlanmasını ve yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı Kurum vekili, davacının babasının 01/03/1988 tarihinde 2926 Mülga Kanuna istinaden resen Kurum kapsamına alındığını, tarımsal faaliyeti terk belgesine göre tarımsal faaliyetini 01/07/1988 tarihinde terk ettiğinden bu terk itibariyle tarım sigortalılığının durdurulduğunu, murisin 4 ay Bağ-Kur hizmeti, 21/09/1973-30/09/1995 arası 730 gün yurtdışı borçlanması yaptığı, 462 günde 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a statüsünde çalışması katıldığında toplam 1312 gün hizmeti bulunduğu, davacının 2926 sayılı Kanun'a tabi sigortalılıktan ölüm aylığı talebinde bulunduğunu, 5510 sayılı Kanun gereği hizmeti 1800 günü doldurmadığından talebinin reddedildiğini, davacının iddia ettiği gibi 4/1-a statüsünden emekliliğine yeterli hizmet günü bulunmadığı gibi hizmet birleştirme yoluyla emekliliğinin olmadığını belirterek davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, "Davanın kabulü ile; Davacı ...'e babası ...'in ölüm tarihi olan 11.02.2013 tarihini takip eden aydan itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğine ve prim borcu bulunmadığının tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline," karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı SGK vekili, 5510 sayılı Kanun gereği davacının Kuruma yaptığı 31/12/2013 tarihli tahsis talebinin müteveffa ...’in çalışmaları 1800 günü doldurmadığından reddedildiğini, kurum tarafından verilen red kararının usul ve yasaya uygun, yerel mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın haksız olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B- BAM KARARI
"Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Trabzon 1. İş Mahkemesi 'nin 2015/41 Esas, 2017/301 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-2 hükmü gereğince kaldırılmasına; Davanın kısmen kabulü ile, davacı ...'e babası ...'in ölüm tarihi olan 11/02/2013 tarihini takip eden aydan itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine" karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerin tam değerlendirilmediğinden bahisle Samsun BAM 8.Hukuk Dairesi Kararının bozulması gerektiğini beyan etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 4. maddesi: “Kurumlara tabi çeşitli işlerde çalışmış olanların hizmet süreleri, aynı tarihlere rastlamamak kaydıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında birleştirilir.
Ancak, hizmet süreleri toplamının aylık bağlanmasına yeterli olmaması halinde, bu Kanun hükümleri uygulanmaz.”
2829 sayılı Kanunun 8/2. maddesi: “Ancak, malullük, ölüm, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa göre yaş haddinden re'sen emekli olma(Ek ibare: 27/1/2000 - 4505/1 md.) süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları kurumun kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır.”
5510 sayılı Kanunun Geçici 7/2. maddesi: “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı veya iştirakçi olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra aylık talebinde bulunanlardan, farklı sosyal güvenlik kurumlarına ya da bu Kanunda belirtilen sigortalılık hallerinden birden fazlasına tabi olanlara aylık bağlanmasına esas alınacak kanun, bu Kanunla mülga 2829 sayılı Kanun hükümlerine göre tespit olunur ve bunlar hakkında, bu Kanunun geçici maddelerindeki hükümler uygulanır.”
5510 sayılı Kanunun 53/son maddesi: “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk defa sigortalı sayılanlardan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması ile malûllük ve ölüm halleri ile yaş haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda ise son sigortalılık hali esas alınır.”
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği madde 60/3: “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olan sigortalıların hak sahiplerinin aylıkları, sigortalının en son tabi olduğu sigortalılık hâli esas alınarak bağlanır. Son sigortalılık hâline göre ölüm aylığı bağlanamaması durumunda diğer sigortalılık hâllerindeki hizmetlerine göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, aylığa hak kazanacağı sigortalılık hâli esas alınarak aylık bağlanır.”
V- ESASIN İNCELENMESİ
2829 sayılı Kanunun 8/2. maddesine göre ölüm aylığı ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağı düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanunun Geçici 7/2. maddesine göre ise bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra aylık talebinde bulunanlara 2829 sayılı Kanunun uygulanacağı belirtildiğinden olaya 2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.
Ölüm aylığının tahsisinde, birden fazla sigorta koluna tabi olarak çalışmış olanların hak sahiplerinin aylıkları, sigortalının en son tabi olduğu sigortalılık hâli esas alınarak bağlanır. 5510 sayılı Kanunun 32. maddesinde, ölüm aylığı tahsisinde sigorta kollarına göre farklı prim gün sayıları belirlenmesi nedeniyle son sigortalılık kolundan ölüm aylığı bağlanamadığı durumlarda ölüm aylığına hak kazanılan sigorta kolu esas alınarak aylık bağlanması gerekir. Başka deyişle, sigortalı birden fazla sigorta koluna tabi olarak çalışmışsa önce hizmetlerinin geçtiği son sigorta kolundan, bu mümkün olmazsa diğer sigortalılık halleri esas alınarak aylık bağlanacaktır.
Dosyadaki hizmet cetveline göre, 11.02.2013 tarihinde vefat eden davacı murisinin 09.06.1956-05.03.1969 tarihleri arasında 1670 gün SSK’na tabi hizmetinin bulunduğu, 01.03.1988-30.06.1988 tarihleri arasında ise 119 gün tarım Bağ-Kur sigorta kaydının bulunduğu ve murisin toplam 1800 gün prim ödemesi bulunmadığından davacının ölüm aylığı talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Muris sigortalının hizmetlerinin geçtiği son sigorta kolu 2926 sayılı Kanun ise de hizmetlerinin toplamı bu sigorta kolundan ölüm aylığı bağlanmasına yeterli olmaması nedeniyle 900 gün prim ödemesi yeterli bulunan ve aylık bağlanabilen 506 sayılı Kanuna göre ölüm aylığına hak kazanılacaktır.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davacının sigortalılık sürelerinin birleştirilmesine zorlanamayacağı, tercih ettiği sigortalılığa göre aylık bağlanmasının isteyebileceği gerekçesi ile karar verilmesi yerinde değilse de yukarıda belirtilen nedenlerle karar sonuç itibariyle doğru olup, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün belirtilen gerekçelerle ONANMASINA,
16/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.