Özet:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında imzalanan iş sözleşmesi kapsamında öğretmen olarak 08.07.2020-29.01.2022 tarihleri arasında çalıştığını, işçilik hakları ve ücretlerinin verilmediğini, bu haklarının ödenmesi maksadıyla yapmış olduğu sözlü ve yazılı talebine rağmen ısrarla haklarının ödenmediğini, işverenin hukuka aykırı uygulamaları nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmek zorunda kaldığını, davacı tarafından keşide edilen ihtarnameye de davalının cevap vermediğini, ücretinin elden teslim yoluyla asgari ücretin altında eksik ödendiğini, imzalatılmış bordroların ise manevi baskı ve işten atma tehdidi altında imzalatıldığını, fazla çalışma yapmasına ve ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen karşılığının ödenmediğini, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, ücret, yıllık ücretli izin, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının ve ihtarname masrafının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı nezdinde 17.08.2020-26.01.2022 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesini 26.01.2022 tarihinde verdiği istifa dilekçesiyle sona erdirdiğini, istifa dilekçesinde evlilik nedeniyle işten ayrıldığını belirttiğini, davacının da beyan ettiği üzere ücretin elden ödendiğini, tüm çalışanlara uygulandığı üzere davacıya da ödemenin yapılmasının akabinde ücret bordrolarının imzalatıldığını, ücretlerin kısmi ödenmesi şeklinde bir uygulama bulunmadığını, asgari ücret altında bir tutar alındığı yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacının iş sözleşmesini haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ve ihbar öneline uymaksızın sona erdirdiğini, hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla feshin tek taraflı, karşı tarafa ulaştığı anda hüküm ve sonuçlarını doğuran, bozucu yenilik doğuran hak niteliği dikkate alındığında irdelenmesi gereken nedenin Konya 16. Noterliği vasıtasıyla keşide olunan 14.02.2022 tarihli ihtarnamede belirtilen sebep olduğu, davacının evlenmek maksadıyla iş ilişkisini sonlandıracağını işverene beyan ettiği, davacının Selçuklu Belediye Başkanlığının 28.01.2022 tarihinde 1/63 kayıt numarası ile evlendiğini ve işçilik alacaklarının ödeneceği beyan edilmesine rağmen halen ödeme yapılmadığını belirterek iş sözleşmesini sonlandırdığı, evlilik nedeniyle iş sözleşmesini sonlandıran kadın işçinin evlilikten sonra 1 yıllık süre içinde haklı nedene dayalı olarak iş sözleşmesini sonlandırabileceği, davacının 28.01.2022 tarihinde evlendiği, iş sözleşmesini 14.02.2022 tarihinde sonlandırdığı, kıdem tazminatı talep koşullarının oluştuğu, davacının giydirilmiş brüt ücretinin 5.370,67 TL olarak hesaplamaya esas alınmasının dosya kapsamına uygun olduğu, davacının bakiye ücret alacağının bulunmadığı, günlük fiili çalışmasının 8 saat olduğu, haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğu, davacının 45 saatlik yasal çalışma süresini aşan çalışmasının bulunmadığı, ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz dilekçesinde; davacının 26.01.2022 tarihli dilekçesi ile görevinden 26.01.2022 tarihinde kendi isteği ile evlilik sebebiyle ayrılmak istediğini beyan ettiğini, davacının 28.01.2022 tarihinde evlendiğini, davacının resmi evlilik işleminden önce iş sözleşmesini feshetmesi nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın kanun yararına temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının evlilik nedeniyle iş sözleşmesinin feshi nedenine dayalı olarak kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesine göre, 25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu'nun (1475 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmış olup 1475 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...
Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:
İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,
İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca,
Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle,
Bağlı bulundukları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
(Ek: 25/8/1999 - 4447/45 md.) 506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir.
..."
Değerlendirme
Kural olarak iş sözleşmesini feshetmek isteyen işçinin, belirsiz süreli iş sözleşmeleri için bildirim süresine uyması yeterli olup ayrıca haklı bir nedene dayanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak kıdem tazminatına hak kazanma bakımından, sözleşmenin sona erdirilme şekli önemlidir. İş sözleşmesini 4857 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinde ve mülga 1475 sayılı Kanun'un halen yürürlükte bulunan 14 üncü maddesinde sayılan (evlilik, yaşlılık aylığına hak kazanma vb. gibi) nedenlerden biri ile sonlandıran işçi kıdem tazminatına hak kazanır.
İşçinin el yazısını ve imzasını içeren bir istifa dilekçesinin varlığı halinde, öncelikle işçinin irade fesadı hallerinden birini ileri sürerek bu belgenin geçersizliği iddiasında bulunup bulunmadığı yahut belgedeki imzayı inkar edip etmediği üzerinde durulmalı; böyle bir iddianın varlığı halinde, bu iddianın gerçek olup olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde iş sözleşmesini evlilik nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde sonlandırabileceği hükme bağlanmıştır. Kadın işçinin evlilik nedeniyle fesih ..., evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece kadın işçiye tanınmış olup resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.
Kadın işçinin kanunun tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep ... doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmediği gibi fesih hakkının bildirim süresi verilerek kullanılması zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı dava dilekçesinde; işverenin hukuka aykırı uygulamaları nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf ise davacının işyerinden 26.01.2022 tarihinde istifa etmek suretiyle ayrıldığını, istifa dilekçesinde evlenme nedenine dayandığını ancak geçerli ve haklı bir nedeni olmadığını savunarak kıdem tazminatı talebinin reddini istemiştir. Mahkemece; davacının iş sözleşmesini 14.02.2022 tarihli ihtarnamede belirtilen nedenlerle feshettiği, davacının evlenmek maksadıyla iş ilişkisini sonlandıracağını işverene beyan ettiği, 28.01.2022 tarihinde de evlendiği, iş sözleşmesini 14.02.2022 tarihinde sonlandıran işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle kıdem tazminatı talebi hüküm altına alınmış ise de varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
İstifa dilekçesinde "02.09.2020 tarihinde 'Grup Sorumlusu' olarak çalışmaya başladığım görevimden 26.01.2022 tarihinde kendi isteğimle evlilik sebebiyle ayrılmak istiyorum. ..." yazılı olup davacının 26.01.2022 tarihinde işten ayrılış bildirgesi ile işten çıkışı yapılmıştır. Dosya kapsamı ile 28.01.2022 tarihinde evlenen işçinin, iş sözleşmesini 26.01.2022 tarihinde feshettiği sabittir. Buna göre davacının evlilik tarihi, fesih tarihinden sonraki bir tarihtir.
İşçinin evlilik nedeni ile iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için bu hakkın, evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde kullanılması gerekir. Fesih hakkının evlilik tarihinden sonraya ilişkin ve bir yıl içinde kullanılması gereken bir hak olduğu gözetildiğinde, somut olayda davacı işçi bakımından evlilik nedeni ile fesih şartlarının bulunmadığı açıktır. Buna göre davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Kanun yararına temyiz isteminin yukarıda açıklanan sebeplerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kanun yararına bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.