Eşinin Annesine Hakaret Eden Kadın Kendisine Paran Kadar Konuş Diyen Eşten Daha Az Kusurludur
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
Esas No : 2023/3425
Karar No : 2023/6487
Karar Tarihi : 2023-12-25





Özet:

Eşinin ailesini istemeyen ve annesine hakaret eden kadın az, eşine karşı "alo" diye hitap eden, "paran kadar konuş" şeklinde söylemlerde bulunan ve maaş kartını eşine verse de karta limit koyarak harcamaları kısıtlayan, evine ve eşine yeterli maddî katkıda bulunmayan erkek ise ağır kusurludur.

I. DAVA

... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin ailesinin 1994'te ortak konuta geldiğini ancak kadının bunun üzerine evden ayrılıp 10 gün arkadaşında kaldığını, bu olay sonrası tarafların barıştığını ancak kadının aileyi istemediğini, erkeğin annesinin 2017'deki cenazesine katılmadığını, aileye hakaret ettiğini, erkeğin evlilik sürecinde gemide çalıştığını, son dönemde emekli olduğunu, emekli olduktan sonra kadının ilgisiz ve sevgisiz davrandığını, sürekli uyuduğunu, ev işi yapmadığını, çocukla ilgilenmediğini, çocuğa şiddet uyguladığını, eşini değil parasını istediğini, hakaret ettiğini, erkeğin maaş kartına limit koyduğunun doğru olduğunu ancak bunu yapmasaydı evleri dahi olamayacağını, iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının erkek ve aile tarafından kayın biraderlerine bakmakla yükümlü tutulduğunu, gemide olan eşinden dolayı tek yaşayan kadın olarak bundan rahatsız olduğunu söylediğinde sorun olduğunu, erkeğin maaş kartının kadında olduğunu ancak limit konulduğu için ihtiyaçlara yetmediğini, erkeğin ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, kadının eşinin annesinin cenazesine erkeğin "gerek yok" demesi nedeniyle katılmadığını, sinirli olduğunu, aşağıladığını, maddîyat ve cinselliğe önem verdiğini, eşine ve ortak çocuklara sözlü şiddet uyguladığını ve son dönemde evden maddî desteğini kestiğini iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin ailesini istemeyen ve annesine hakaret eden kadının az, eşine karşı "alo" diye hitap eden, "paran kadar konuş" şeklinde söylemlerde bulunan ve maaş kartını eşine verse de karta limit koyarak harcamaları kısıtlayan ve evine ve eşine yeterli maddî katkıda bulunmayan erkeğin ağır kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkek eşin manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... ...'un velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü haftası cumartesi günü saat 09.00’dan pazar günü saat 17.00’ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09.00’dan üçüncü günü saat 17.00’ye kadar, ilk ve orta öğretim okullarında birer hafta olarak iki kez uygulanan ara tatillerin ilk haftasının başladığı cumartesi günü saat 09.00'dan ertesi hafta cumartesi günü saat 17.00'ye kadar, ilk ve orta öğretim okullarının yarıyıl tatilinin birinci haftası cumartesi günü saat 09.00'dan takip eden hafta cumartesi günü saat 17.00'ye kadar, her yıl temmuz ayının birinci günü saat 09.00’dan otuzuncu günü saat 17.00’ye kadar, çift yıllarda çocuğun doğum gününde saat 09.00'dan aynı gün saat 17.00'ye kadar, her yıl babalar gününde saat 09.00 dan aynı gün saat 17.00'ye kadar, tek yıllarda aralık ayının otuz birinci günü saat 17.00'den ocak ayının birinci günü saat 17.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına 28.01.2020 tarihli duruşmada takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının 26.04.2022 tarihi itibariyle aylık 500,00 TL tedbir nafakasının velâyetin kesinleşmesine kadar aynen devamına, nafakanın velâyetin kesinleşmesinden sonra aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 28.01.2020 tarihli duruşmada takdir edilen aylık 450,00 TL tedbir nafakasının 26.04.2022 tarihi itibariyle aylık 750,00 TL'ye yükseltilmesine ve boşanmanın kesinleşmesine kadar aynen devamına, boşanmanın kesinleşmesinden sonra aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen manevî tazminat, nafakalar ve velâyet yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı ve kişisel ilişki yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen manevî tazminat, nafakalar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı ve kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesi ve derecelendirmesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur derecesine bağlı olarak tarafların boşanma davalarının, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin kabulünün, erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, koşulları var ise tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ve kişisel ilişki süresinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 324 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesi.

Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince tarafların 05.02.2009 doğumlu ortak çocuğu ... ile baba arasında kurulan kişisel ilişki hükmündeki "ilk ve orta öğretim okullarında birer hafta olarak iki kez uygulanan ara tatillerin ilk haftasının başladığı cumartesi günü saat 09.00'dan ertesi hafta cumartesi günü saat 17.00'ye kadar" ifadesi belirsizlik içermekte olup kişisel ilişki hükmünün bu bölümünün infazı kabil olmadığından bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı-davacı kadın vekilinin kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının A-2 numaralı bendinin ikinci paragrafındaki "ilk ve orta öğretim okullarında birer hafta olarak iki kez uygulanan ara tatillerin ilk haftasının başladığı cumartesi günü saat 09.00'dan ertesi hafta cumartesi günü saat 17.00'ye kadar" ifadesinin çıkarılarak yerine " "eğitim-öğretim yılının birinci dönemindeki ara tatilinin ilk cumartesi günü saat 09.00'dan ertesi hafta cumartesi günü saat 17.00'ye kadar" ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.