Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 04/06/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, isteminin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacılar; davalıların babası olan ...’ın, davacıların kızı ...’ye sarkıntılıkta bulunması nedeniyle ... aleyhine manevi tazminat davası açtıklarını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/53 esas ve 2010/392 karar sayılı dosyasıyla manevi tazminatın kabulüne karar verildiğini, verilen kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından onandığını, davalıların babası olan ...’ın vefat etmesi üzerine mirasçı olan davalılar aleyhine ... 2. İcra Müdürlüğünün 2013/1868 esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından borca itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ve icra takibinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalıların, muris olan babalarının terekesinin borca batık olduğu gerekçesiyle mirasın reddi davası açtıkları, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/177 esas ve 2014/514 karar sayılı dosyasında murisin ölümünden sonra terekenin aktifini oluşturan hesap bakiyesinin mirasçılar tarafından çekildiği, bu şekilde terekenin tesahüp edildiği, terekeyi tesahüp eden mirasçıların mirasın reddini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddedildiği, kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği gerekçesiyle itirazın iptali ile takibin devamına ve asıl alacak tutarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/53 esas ve 2010/392 karar sayılı dosyasıyla davacılar ... ve ...’nin kızlarına yapılan haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin açılan davada davalı ...’a yönelik manevi tazminat davasının kabulüne karar verildiği, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2011/10864 esas ve 2012/14101 karar sayılı ilamıyla kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Alacaklı ... ve ... tarafından, borçlular ..., ... ve ...’a karşı ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalılar tarafından süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır.
"Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 26/05/2017 tarihli, 2017/2 esas ve 2017/3 kararı uyarınca; elinde ilam bulunan alacaklı için getirilen düzenlemeler onu takip yapmaktan alıkoymamakta; aksine daha kolay, çabuk ve ucuz yolla alacağına kavuşturan özel bir yol sağlamaktadır. Bu haliyle alacağı ilama bağlanmış alacaklının itiraza tâbi, uzayabilecek bir usulün takip edilmesi gereken ve daha masraflı olabilecek genel haciz yolu ile ilamsız takip yolunu seçmekte hukuki yararı yoktur (Aslan, Kudret/Akyol Aslan, Leyla: İlama Bağlı Para Alacağı İçin İlamsız İcra Takibi Yapılması, Dürüstlük Kuralına ve Hayatın Olağan Akışına Aykırı mıdır?"", Prof. Dr. Ramazan Arslan'a Armağan, C.I, Ankara 2015, s.206). "
Öte yandan hiçbir belgeye dayalı olmaksızın icra takibine girişmek yerine alacağını hüküm altına aldırmak yolunu seçen alacaklının, bu seçimini takip aşamasında değiştirip ilama bağlı alacağını ilamsız takibe koyması da haklı görülemez.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 2017/2 esas ve 2017/3 kararında belirtildiği üzere muris hakkında verilmiş bir ilam olmasına göre mirasçıları olan davacıların ilamlı takip yapmaları gerekirken ilamsız takip yolunu tercih etmeleri doğru değildir.
Şu durumda; davacıların ilamsız icra takibi yapmakta hukuki yararları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken itirazın iptali isteminin kabulü doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.