"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davalının, 393 ada 40 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binada bulunan dava konusu 14 numaralı bağımsız bölümü, muvazaalı olarak tapuda devralarak 08.12.1995 tarihinden itibaren kullandığını, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/311 Esas ve 2011/675 Karar sayılı kararı ile dava konusu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verildiğini, ilgili kararın 05.03.2013 tarihinde kesinleştiğini belirterek, 05.04.2008 – 05.04.2013 dönemi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL ecrimisilin dönem sonlarından itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 03.07.2014 tarihli dilekçesi ile talebini 31.287,60 TL olarak güncellemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin daireyi malik sıfatı ile kullandığını, davacının 09.04.2013 tarihinde hükmen malik olduğu için sadece bu tarihten sonrası için ecrimisil talep edebileceğini, ayrıca davacının müvekkiline herhangi bir bildirim yapılmaksızın dava konusu bağımsız bölümün kapısını açtırarak girdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, 30.000 TL ecrimisilin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen 21.10.2014 tarihli ve 2013/409 Esas 2014/502 Karar sayılı karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.04.2016 tarihli ve 2014/22512 Esas ve 2016/4838 Karar sayılı ilamıyla, dava konusu bağımsız bölümün ecrimisil talep edilen ilk dönemde getireceği kira gelirinin uygun yöntem izlenerek belirlenmesi ve ilk dönem için belirlenen bu miktara ÜFE artış oranı yansıtılarak son döneme kadar her dönem için hesaplama yapılması gerekirken talep edilen son dönem olan 2013 yılı için ecrimisil belirlenerek geriye doğru hesaplanmış olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 26.262,69 TL ecrimisilin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin ecrimisil hesabına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalan kısımları y.önünden önceki karardan farklı yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli Müktesep Hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.
Somut olaya gelince; mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında ecrimisilin belirlenmesi için uygulanması gereken hesaplanma yöntemi açıklandığı halde, bozma sonrası alınan 19.06.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda, talep edilen son dönem olan 2013 yılı için 500 TL ecrimisil bedeli belirlenerek, geriye doğru ecrimisil hesaplanması ve Mahkemece bu rapor ile belirlenen ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılması gereken; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.04.2016 tarihli, 2014/22512 Esas ve 2016/4838 Karar sayılı ilamında belirtilen bozma gereklerine uygun olarak, ilamda belirtilen ilkelere ve yönteme uygun olarak ecrimisili belirlemek ve buna göre hüküm kurmak olmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalının 2. bentte belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının 1. bentte belirtilen sebeplerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.