Özet:
- Dosya içerisinde bulunan raporda “...'in 37 haftalık gebelik sancılı bir şekilde 17/07/2011 tarihinde saat 03:00'da doğumevine başvurduğu, muayenesinin yapıldığı, NST'sinin çekilip yatışının yapıldığı, mayii takıldığı, tansiyon nabız ve ateşi ölçüldüğü, saat 03:10'da tekrar NST'sinin çekildiği, çekilen NST'lerinin reaktif olduğu, saat 05:30'da sularının sızdığı, saat 07:30'da 4-5 parmak açıklık olduğu ve saat 09:25'te sularının kirli gelmesi sebebiyle sezaryene alındığı dikkate alındığında, kişinin yatışından sonra düzenli takiplerinin yapılmamış olduğundan gebe takiplerinde eksiklik olduğu ancak bu eksikliğin bebeğin ölümü üzerinde ne derece etkili olduğunun tespit edilemediği oy birliğiyle mütalaa olunur.” şeklindeki rapora istinaden sanığın gebe takibini eksik yapması sebebiyle eyleminin TCK’nın 257/2 maddesinde düzenlenen ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki sanığın eyleminin taksirle öldürme suçuna vücut verdiğinden bahisle bozma talep eden görüşe iştirak edilmemiştir.
Suç : Görevi kötüye kullanma
Hüküm : TCK’nın 257/2, 62, 53. maddesi gereğince mahkumiyet
Görevi kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Daha önce 2 kez sezeryan olan ve 37 haftalık gebe olan katılan ...’nın 18.07.2011 de yapılacak planlı sezeryanı için 15.07.2011 tarihinde tetkikleri yapılmak üzere Hatay Doğum ve Çocuk Bakımevi’ne yatırıldığı, 16.07.2011 de hastane izniyle evine döndüğü, 17/07/2011 tarihinde gece 03:00'da gebelik sancılarının başlaması nedeniyle tekrar hastaneye başvurduğu, sanık doktorun takibi altında yatışının yapıldığı, collumun kapalı olduğu, normal doğum takibine alındığı, NST çekildiği, mayii takıldığı, saat 05:30 da posh(-) olduğu, sularının sızdığı, saat 07:30 da 4-5 parmak açıklık olduğu, kanama olmadığı, saat 08:00 sıralarında amnio sıvısının kirli gelmesi üzerine saat 09:25'te saat 08:00 de sanığın nöbeti devrettiği doktor... tarafından sezaryene alındığı, 3260 gr erkek bebek doğurtulduğu, apgar skoru 8-9 olduğu, inlemelerinin, subkostal ve interkostal çekilmelerinin ve takipnesinin mevcut olduğu ve bebeğin mekonyum boyalı olduğu, akciğer grafisinde sağ akciğerde pnömonik infiltrasyonlarının (MAS ile uyumlu) mevcut olduğu, aynı gün özel İskenderun Gelişim Hastanesi yoğun bakım ünitesine sevk edildiği, sevk edildiği hastanede mekonyum aspirasyon sendromu + solunum yetmezliği ön tanısıyla yoğun bakıma yatırılıp ventilatöre bağlandığı, çekilen akciğer grafisinde opasiteler, atelektazisi mevcut olduğu, yapılan endotrakeal aspirasyonda sarı yeşil renkte gelenleri olduğu, genel durumu kötü, saturasyonları stabil seyreden bebeğin 19/07/2011 tarihinde akciğerlerinde pnömotoraks geliştiği, toraks tüpü takıldığı, surfaktan uygulandığı, aynı gün ikinci göğüs tüpü takıldığı, 20/07/2011 tarihinde kardiak arrest geliştiği, CPR'a yanıt vermediği ve exitus kabul edildiği, yapılan otopsisinde akciğerlerinde kanamalar ve kesitlerinde köpüklü sıvı çıkışı, histopatolojik incelemede alveol lümenlerinde amnion epiteli ile uyumlu yoğun keratinositler ve yenidoğanın distress sendromu ile uyumlu bulgular (hyalan membranlar, atelektazi, pnömoni alanları) tespit edilen bebeğin ölümünün mekonyum aspirasyunu ve gelişen komplikasyonları (pnömotoraks) sonucu meydana gelmiş olduğunun tespit edildiği olayda;
Dosya içerisinde bulunan İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesince tanzim edilen 04.07.2012 tarihli raporda “...'in 37 haftalık gebelik sancılı bir şekilde 17/07/2011 tarihinde saat 03:00'da doğumevine başvurduğu, muayenesinin yapıldığı, NST'sinin çekilip yatışının yapıldığı, mayii takıldığı, tansiyon nabız ve ateşi ölçüldüğü, saat 03:10'da tekrar NST'sinin çekildiği, çekilen NST'lerinin reaktif olduğu, saat 05:30'da sularının sızdığı, saat 07:30'da 4-5 parmak açıklık olduğu ve saat 09:25'te sularının kirli gelmesi sebebiyle sezaryene alındığı dikkate alındığında, kişinin yatışından sonra düzenli takiplerinin yapılmamış olduğundan gebe takiplerinde eksiklik olduğu ancak bu eksikliğin bebeğin ölümü üzerinde ne derece etkili olduğunun tespit edilemediği oy birliğiyle mütalaa olunur.” şeklindeki rapora istinaden sanığın gebe takibini eksik yapması sebebiyle eyleminin TCK’nın 257/2 maddesinde düzenlenen ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki sanığın eyleminin taksirle öldürme suçuna vücut verdiğinden bahisle bozma talep eden görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusuru bulunmadığına ve katılanlar vekilinin ise suçun olası kastla öldürme veya ihmal suretiyle öldürme olacağına yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK'nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın geçmişi, kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği halde; sabıkası olmayan, duruşma tutanaklarına yansıyan herhangi bir olumsuz tutum ve davranışı bulunmayan, sanık hakkında “Sanığın dosya kapsamı itibariyle kişilik özellikleri, yargılama sürecinde pişmanlık gösterdiğine dair mahkememizde kanaat oluşmaması nazara alınarak, TCK'nın 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlarına çevrilmesine takdiren yer olmadığına” şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen isabetsiz gerekçelere dayalı olarak hükmolunan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
kaynak:(www.corpus.com.tr)