Dava konusu istem: Bayburt Polis Meslek Yüksek Okulu emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, "görev içinde ya da dışında amir ya da üstlerinin eylem ya da işlemlerini eleştirici nitelikte söz söylemek ya da yazı yazmak" fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 7/D-3 maddesi uyarınca "24 ay uzun süreli durdurma" cezası ile tecziyesi gerekmekte ise de, geçmiş hizmetlerinin olumlu ve sicilinin iyi olması, ayrıca cezalarının da bulunmaması nedeniyle aynı Tüzük'ün 15. maddesi uyarınca bir derece alt ceza uygulanarak "10 ay kısa süreli durdurma" cezasıyla tecziyesine ilişkin 12/04/2012 tarih ve 2012/08 Sayılı Bayburt Polis Meslek Yüksek Okulu Polis Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Trabzon İdare Mahkemesi'nin 13/06/2013 tarih ve E:2012/1018, K:2013/698 Sayılı kararında; davacıya verilen emir ve talimatlar üzerine davacının "Niye bağırıyorsun lan! Zaten her şeyi üstüme yıktın." dediği, söz konusu emir ve talimatların okul müdürü tarafından verilmiş olduğunun söylenilmesi üzerine, amirine hitaben, "Ne kadar kolay değil mi? Ben gidip söyleyeceğim, okul müdürümüz de beni yanlış bilecek. Biz direkt okul müdürü ile irtibatlı olacaksak şube müdürlerini aradan çıkartalım" şeklinde beyanda bulunduğu belirtilmiş ve üstlerinin eylem ya da işlemlerini eleştirici nitelikte olduğundan davacının üzerine atılı fiilin sübuta erdiği, hakkındaki görevlendirmeyi sert bir üslupla sorguladığı ve görevlendirme talimatını veren makama yönlendirilmek istenildiğinde ise bu emre eleştiriyle karşılık verdiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; eşinin hamile olduğu ve sağlık sorunları yaşadığı bir dönemde, görev yaptığı kurumun teftiş edilecek olması nedeniyle, müfettişlerin her türlü ulaşım, kırtasiye ve kişisel ihtiyaçlarının karşılanması, müfettişlerle okul birimleri arasında irtibatın sağlanması, evrak işleri ve müfettişlerin sekreteryalık hizmetlerini yürütmesi gibi yoğun ve ağır görevleri yerine getirmekle görevlendirilmiş olduğu, disiplin cezasına konu olayın yaşandığı esnada şube müdürünün kendisini işleri doğru düzgün yapmadığından bahisle sert bir şekilde uyarması üzerine, kendisinin de "işlere tek başına yetişemediğini, her işin kendisine bırakıldığını" belirttiği, şube müdürünün, "bu mazeretlerini okul müdürüne söylemesi gerektiğini" söylemesi üzerine, "şube müdürü varken doğrudan okul müdürüne gitmesinin doğru olmadığını" belirttiği, bu sözlerinin eleştiri mahiyetinde olmadığı, emniyet teşkilatında var olan hiyerarşik silsileyi vurgulamaktan ibaret olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz dilekçesinde öne sürülen hususların İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan sebeplerin hiçbirisine uymadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabul edilerek, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Bayburt Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacı, 03/10/2011-08/10/2011 tarihleri arasında Okulun teftiş edilecek olması nedeniyle müfettişlerin şoförlük ve sekreterya hizmetlerini yürütmekle görevlendirilmiştir.
Anılan tarihlerde gerçekleşen teftiş sırasında yaşanan bazı aksaklıklar nedeniyle, davacı ile şube müdürü M.E. arasında 07/10/2011 tarihinde yaşanan tartışma esnasında, davacının sarf ettiği sözler ve tavırlar suretiyle, şube müdürü M.E. tarafından tutulan 14/10/2011 tarihli raporda; davacının, "verilen emri kasıtlı olarak yerine getirmediği, amir ve üstlerine karşı saygısızlık yaptığı ve dövme girişiminde bulunduğu, amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları kasıtlı olarak zamanında iletmediği ve üzerine aldığı görevi planlamayıp yerine getirememek nedeniyle zafiyete sebep olduğu"nun belirtilmesi üzerine, davacı hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.
Anılan soruşturma sonucunda tesis edilen Bayburt Polis Meslek Yüksek Okulu Polis Disiplin Kurulunun 12/04/2012 tarih ve 2012/08 Sayılı kararı ile; davacının "görev içinde ya da dışında amir ya da üstlerinin eylem ya da işlemlerini eleştirici nitelikte söz söylemek ya da yazı yazmak" fiilinin sübuta erdiğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 7/D-3. maddesi uyarınca "24 ay uzun süreli durdurma" cezasıyla tecziyesi gerekmekte ise de, geçmiş hizmetlerinin olumlu ve sicilinin iyi olması ayrıca cezalarının da bulunmaması nedeniyle aynı Tüzük'ün 15. maddesi uyarınca bir derece alt ceza uygulanarak "10 ay kısa süreli durdurma" cezasıyla tecziyesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine, söz konusu cezanın iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 7/D-3. maddesinde, "Görev içinde ya da dışında amir ya da üstlerinin eylem ya da işlemlerini eleştirici nitelikte söz söylemek ya da yazı yazmak" fiili 24 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır.
Emniyet Teşkilatı Disiplin Kurullarının Çalışma Esas ve Yöntemlerine İlişkin Yönetmelik'in 15. maddesinde, "Disiplin Kurulu üyeleri, kendilerine, eşlerine, ikinci dereceye kadar ( bu derece dahil ) kan ve sıhri hısımlarına, disiplin cezası verilmesini teklif ettikleri, haklarındaki disiplin soruşturmasını yaptıkları memurlara ait işlerin görüşülüp karara bağlanmasında kurula katılamazlar." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Disiplin kurulları ve amirleri tarafından verilen disiplin cezalarının yansız ve nesnel olması, disiplin amirleri ile disiplin kurulu başkan ve üyelerinin olayı nesnel değerlendirmesiyle mümkün olduğundan, disiplin hukukunda; hakkında soruşturma yürütülen kişilerle arasında husumet bulunan, soruşturmada taraf pozisyonunda olan, soruşturmada tanık olarak ifade veren ve soruşturmayı yürüten kişilerin, disiplin amiri sıfatıyla ya da disiplin kurulu başkan veya üyesi olarak tesis edilecek disiplin cezası işlemine katılamayacakları kabul edilmektedir.
Emniyet Teşkilatı Disiplin Kurullarının Çalışma Esas Ve Yöntemlerine İlişkin Yönetmeliğin 15. Maddesinde tanık ve bilgi sahibi olarak ifade verenlerin disiplin kuruluna katılamayacaklarına dair bir hükme yer verilmemiş ise de, olay ile ilgili olarak bilgi sahibi veya tanık olarak ifadesine başvurulan görevlilerin, yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan soruşturma raporunun görüşüleceği toplantıya katılması halinde, kurul üyelerini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyip yönlendirebileceği, dolayısıyla verilen cezanın objektifliği ve tarafsızlığı ilkesinin ihlali sonucunu doğurabileceği tabiidir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu olaya ilişkin olarak yapılan disiplin soruşturmasında "tanık" sıfatıyla ifade veren 4. sınıf emniyet müdürü H.Ö.'nün, Bayburt Polis Meslek Yüksek Okulu Polis Disiplin Kurulu toplantısına katıldığı ve dava konusu işlemde imzası bulunduğundan, yukarıda açıklanmış olan disiplin hukuku ilkelerine uygun olarak tesis edilmediği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Trabzon İdare Mahkemesi'nin 13/06/2013 tarih ve E:2012/1018, K:2013/698 Sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 Sayılı Kanun'un ( geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen ) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.