Asıl davada, davacılar vekili; davalının trafik ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu kamyonette yolcu olarak bulunan davacıların eşi/ annesi Şerife'nin araçtan düşmesiyle ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı eşin ölenin desteğinden yoksun kaldığını, İMSS kapsamındaki ferdi kaza teminatının da ödenmediğini, davalının her iki poliçeden dolayı sorumlu olduğunu, başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25.02.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini davacı ... için 53.765,57 TL'ye ve Musa için 9.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
Birleşen davada, davacı vekili; asıl davaya konu kaza nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 69.234,43 TL. destekten yoksun kalma tazminatının 22.05.2008'den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, birleşen davaya konu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, davacılar yakınının sigortalı araçtan atlaması nedeniyle olay kaza olmadığından zarardan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacıların Ferdi
Kaza Sigortası kapsamındaki taleplerinin kabulüne, davacı ... için 3.000,00 TL. ve Musa İçin 9.000,00 TL. tazminatın 22.05.2008 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; davacıların trafik sigorta poliçesi kapsamındaki taleplerinin reddine dair verilen hükmün, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, 11. Hukuk Dairesi'nin 06.06.2013 tarih, 2013/7485 Esas ve 2013/11831 Karar sayılı ilamı ile, hükmün davacılar yararına bozulmasına karar verilmiş; yerel mahkeme tarafından, bozma ilamına karşı direnilmiştir. Direnme kararının da davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Hukuk Genel Kurulu'nun 29.03.2017 tarih, 2017/11-76 Esas ve 2017/570 Karar sayılı ilamı ile, usulünce oluşturulmuş bir direnme kararı bulunmadığından, direnme hükmü kurulması için işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin, mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
HGK'nun direnme kararına ilişkin bozmasından sonra davaya bakan mahkemece, önceki direnme kararının benimsenmediği ve 11. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyulduğu gerekçesiyle, yargılamaya devam edilmiş ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile Ferdi Kaza Sigortası kapsamında davacı ... içn 3.000,00 TL. ve Musa için 9.000,00 TL. tazminatın 22.05.2008'den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; ZMSS ve İMSS poliçeleri kapsamında kalan destek tazminatı talebinin kabulü ile davacı ... için 120.000,00 TL'nin 31.05.2008'den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı ile ferdi kaza sigortası vefat teminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Yerel mahkemelerce verilen direnme kararları, davayı sona erdiren kararlardandır. Direnme kararı ile mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Davaya sonradan bakan hakimin, direnme kararını uygun bulmasa dahi artık direnme kararından dönerek uyma kararı vermesi mümkün değildir. Direnmeye ilişkin karar ile karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşur.
Direnme kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nca usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle yani usul yönünden bozulmuştur. Mahkemece artık, direnme kararından tamamen dönme sonucunu doğuracak şekilde önceki bozma kararına uyma kararı verilmesi, direnme kararı ile kazanılmış bulunan usuli hakları zedeleyici nitelikte bulunduğundan doğru görülmemiş olup, Hukuk Genel Kurulu tarafından esası incelenmeyen önceki direnme kararı doğrultusunda hüküm tesis edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 06/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.