Özet:
- Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Trafik kazası sonucu ölen çocuk ölmeseydi annesine bakması muhtemeldir.
- Ancak, destek Furkan ile babası aynı kazada aynı gün vefat etmişlerdir. Dava dışı babanın muris Furkan’dan destek alabilmesi söz konusu olamayacaktır.
- Hükme esas alınan aktüer raporunda ise destek ile aynı gün vefat eden dava dışı babaya pay ayrılarak hesap yapılması hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece; yukarıda ifade olunan hususlar esas alınmak suretiyle, davacı anne Remziye'nin talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi konusunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken; pay ayrılmaması gereken babaya pay ayrılarak payların belirlendiği rapordaki hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
- Davacı cenaze ve defin masrafları için öncelikle tazminat isteminde bulunmuş ise de cenaze işlerinin artık mahalli belediyelerce karşılanmakta olup cenaze evlerine araç ve yiyecek yardımı yapmakta olduklarını, bunun dışında gelenekler gereği yapıldığı iddia edilen masraflara ilişkin hiç bir delil ve belge sunulmadığından bu talep yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir.
- Cenazenin defnedilmesi için yapılması zorunlu masraflardan davalı tarafın sorumlu tutulabileceği taziyeye ilişkin giderlerden sorumlu tutulamayacağına ilişkin Yargıtay'ın yerleşik uygulaması göz önünde bulundurularak; cenaze dolayısıyla yapılması zorunlu olan masrafların ilgili Müftülük'ten sorulması suretiyle makul, uygun miktarda cenaze ve defin masrafı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
-K A R A R-
Davacı vekili, 22.07.2010 günü davalı trafik sigortacısı olduğu (ZMSS) aracın geçirdiği tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının oğlunun vefat ettiğini, davacının ölenin desteğinden yoksun kaldığını belirterek davacı için şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 1.000,00 TL defin giderinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi talebini artırmıştır.
Davalı ... şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kabulü ile 2.000,00 TL’nin dava tarihinden 35.916,66 TL’nin ise ıslah tarihi olan 25/04/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, 6098 sayılı TBK'nun 53. maddesi (818 sayılı BK'nun 45/2. md.) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve defin gideri istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Trafik kazası sonucu ölen çocuk ölmeseydi annesine bakması muhtemeldir. Ancak, destek Furkan ile babası ... aynı kazada aynı gün vefat etmişlerdir. Dava dışı baba ... ’nun muris Furkan’dan destek alabilmesi söz konusu olamayacaktır. 03.03.2016 tarihli hükme esas alınan aktüer raporunda ise destek ile aynı gün vefat eden dava dışı baba ...’ya pay ayrılarak hesap yapılması hatalı olmuştur.
Bu durumda mahkemece; yukarıda ifade olunan hususlar esas alınmak suretiyle, davacı anne Remziye'nin talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi konusunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken; pay ayrılmaması gereken babaya pay ayrılarak payların belirlendiği rapordaki hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece davalı ... şirketinin ödemekle yükümlü kılındığı tüm tazminata, tüm alacak yönünden dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava dilekçesi ile talep edilen kısma dava tarihinden itibaren, ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
4-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar.
Somut olayda; mahkemece, her ne kadar davacı cenaze ve defin masrafları için öncelikle 1.000,00 TL bilahare ıslahla 5.000,00 TL tazminat isteminde bulunmuş ise de cenaze işlerinin artık mahalli belediyelerce karşılanmakta olup cenaze evlerine araç ve yiyecek yardımı yapmakta olduklarını, bunun dışında gelenekler gereği yapıldığı iddia edilen masraflara ilişkin hiç bir delil ve belge sunulmadığından bu talep yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir. Cenazenin defnedilmesi için yapılması zorunlu masraflardan davalı tarafın sorumlu tutulabileceği taziyeye ilişkin giderlerden sorumlu tutulamayacağına ilişkin Dairemiz'in yerleşik uygulaması göz önünde bulundurularak; cenaze dolayısıyla yapılması zorunlu olan masrafların ilgili Müftülük'ten sorulması suretiyle makul, uygun miktarda cenaze ve defin masrafı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.