Desteğin Yurtdışında Yaşıyor Olması - Tazminata Esas Ücret
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
Esas No : 2016/12819
Karar No : 2019/5177
Karar Tarihi : 2019-04-29





Özet:

  • Öncelikle davacı tarafın destek Sevgi'nin aylık gelirine ilişkin sunduğu belgelerin yeminli tercümeleri yerine, mahkemece desteğin Danimarka'da çalıştığı işyerinden kaza tarihi itibariyle aylık kazancına dair maaş bordroları istenerek bilinen dönem hesabında bu veriler, bilinmeyen işleyecek dönem hesabında ise aylık kazancını Danimarka’daki net asgari ücrete oranlayarak Danimarka’daki asgari ücretin katı üzerinden hesaplama yapılması gerekmektedir.
  • O halde, mahkemece desteğin Danimarka'da çalıştığı işyerinden kaza tarihi itibariyle aylık kazancına dair maaş bordroları temin edildikten sonra yukarıda belirtilen ilkelere uygun olarak bilirkişi incelemesi yapılarak desteğin gerçek gelirinin tespiti ile sonucuna göre hesaplama yapılması gerekirken yetersiz araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
  • Davacı baba ve 1,5 yaşındaki destek oğlu, Danimarka'da yaşadığından bu ülkedeki asgari ücret üzerinden gelir elde edeceği kabul edilerek zarar hesaplanması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince de yetiştirme giderlerinin de Danimarka koşullarına göre hesaplanması gerekir.
  • Mahkemece destek çocuğun geliri ve yetiştirme giderleri yönünden Danimarka koşullarına göre hesap yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

-K A R A R-

Davacı vekili, 03.07.2011 tarihinde, davacının kullandığı araçla, davalı ...'in kullandığı aracın çarpıştıklarını, olayda davacının eş ve oğlunun vefat ettiğini, davalının tali, davacının asli kusurlu olduğu konusunda 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/27 E sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumundan rapor alındığını, davacının eşi destek Sevgi'nin Danimarka'da yaşadığını, tercüme ve danışmanlık bürosunda pedagog ve iletişim personeli olarak çalıştığını, en son maaşının 18.060 kron olduğunu, 02/06/2011 tarihinde bir şirketle yaptığı iş sözleşmesine göre 01/08/2011 tarihinde işe başlayacağını ve aylık 26.000 kron maaş alacağını, davacının oğlu destek Rodi'nin 1,5 yaşında olduğunu, davacının yurt dışında restorant işlettiğini, oğlunun 10-12 yaşlarında babasına yardım etmeye başlayacağını, bu sebeple tazminat hesabının 18 yaşından değil yardım ve hizmet edebilecek yaştan itibaren hesaplanması gerektiğini belirterek ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak, 2.500,00 TL harca esas bedel göstermek suretiyle eşi ve çocuğunu kaybeden davacı için tespit edilecek destekten yoksun kalma tazminatının davalı sürücü yönünden kaza, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, 150.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücüden kaza tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiş, birleştirilen dosya davalısı Döşemealtı Belediyesi yönünden 170.542,77 TL, sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesi limitinde olmak üzere, diğer davalılar ve mirasçıları yönünden 682.171,00 TL.sı olmak üzere toplam 852.713,87 TL olarak talebini belirlemiş, yargılama aşamasında davalı ...'in vefatı üzerine, mirasçılarına karşı davaya devam edilmiştir.

Birleşen dosyada davacı vekili, dava konusu kazada belediyenin de kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle asıl davadaki taleplerini yinelemiştir.

Davalı ... şirketi, ... ve Döşemealtı Belediye Başkanlığı vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulü ile, 852.713,87 TL'nin tüm davalılardan (sigorta şirketinin poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere, birleşen dosya davalısı Döşemealtı Belediyesinin taleple bağlı kalınarak 170.542,77 TL'sinden diğer davalılarla birlikte sorumlu tutularak) müştereken ve müteselsilen, sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren yasal faizi ile diğer davalılardan kaza tarihi olan 03/07/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile alınıp davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 75.000,00 TL manevi tazminatın ... mirasçıları ve birleşen dosya davalısı Döşemealtı Belediyesinden 03/07/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı, davalılar Döşemealtı Belediye Başkanlığı ve ... mirasçıları vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyet raporunda (5 kişilik KGM Heyeti) belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacı ve davalılar ... mirasçıları ile Belediye Başkanlığı vekillerinin, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

2-Davacı vekili dava dilekçesinde, 03.07.2011 tarihinde davacı idaresindeki araçla, davalı ... idaresindeki aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında; eş ve çocuğunu kaybeden davacı için destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmaktadır.

TBK'nun 53. maddesi (eski BK'nun 45/2. md.) gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.

Dava dilekçesinde, davacının eşi destek Sevgi'nin Danimarka'da yaşadığı, tercüme ve danışmanlık bürosunda pedagog ve iletişim personeli olarak çalıştığı, en son maaşının 18.060 kron olduğu, 02/06/2011 tarihinde bir şirketle yaptığı iş sözleşmesine göre 01/08/2011 tarihinde işe başlayacağını ve aylık 26.000 kron maaş alacağı belirtilmiştir.

Hükme esas alınan 26.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda; destek Sevgi'nin akdettiği iş sözleşmesinde yer alan 26.000,00 Kron ücret alacağından, emeklilik primi 1.036,00 Kron düşülmek suretiyle net ücreti 24.964,00 Kron olarak belirlenmiş ve sözleşmede işe başlama tarihi olan 01.08.2011 tarihindeki asgari ücrete oranlanmak suretiyle asgari ücretin 11,92 katı TL cinsinden geliri belirlenmiştir.

Davacının gelirine ilişkin olarak yapılan araştırma yetersiz, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki izlenen hesap yöntemi hatalıdır. Öncelikle davacı tarafın destek Sevgi'nin aylık gelirine ilişkin sunduğu belgelerin yeminli tercümeleri yerine, mahkemece desteğin Danimarka'da çalıştığı işyerinden kaza tarihi itibariyle aylık kazancına dair maaş bordroları istenerek bilinen dönem hesabında bu veriler, bilinmeyen işleyecek dönem hesabında ise aylık kazancını Danimarka’daki net asgari ücrete oranlayarak Danimarka’daki asgari ücretin katı üzerinden hesaplama yapılması gerekmektedir.

O halde, mahkemece desteğin Danimarka'da çalıştığı işyerinden kaza tarihi itibariyle aylık kazancına dair maaş bordroları temin edildikten sonra yukarıda belirtilen ilkelere uygun olarak bilirkişi incelemesi yapılarak desteğin gerçek gelirinin tespiti ile sonucuna göre hesaplama yapılması gerekirken yetersiz araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3-Davacı baba ve 1,5 yaşındaki destek oğlu Rodi, Danimarka'da yaşadığından bu ülkedeki asgari ücret üzerinden gelir elde edeceği kabul edilerek zarar hesaplanması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince de yetiştirme giderlerinin de Danimarka koşullarına göre hesaplanması gerekir.

Mahkemece destek Rodi'nin geliri ve yetiştirme giderleri yönünden Danimarka koşullarına göre hesap yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Kabule göre, Mahkemece uzamış ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu belirtilerek, zamanaşımı definin reddine karar verilmiş ise de, eylem için (TCK'nun 85/2) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nun 66/1-d maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğunun gözetilmemesi de somut olaya uygun değildir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalılar.... mirasçıları ile Belediye Başkanlığı vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı ve davalılar M. Yücel Türker mirasçıları ile Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ... Belediye Başkanlığı'na verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı ve davalı ... mirasçıları yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar Döşemealtı Belediye Başkanlığı'na ve M.Yücel Türker mirasçılarına geri verilmesine, 29/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.