1-Tefecilik suçunda suç tarihinin kazanç elde etmek için ödünç paranın verildiği tarih, zincirleme suçlarda ise son suçun işlendiği gün olduğu Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 12/05/2015 tarihli ve 2014/4655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, değişik zamanlarda birden fazla kişiye kazanç karşılığı ödünç para verilmesi halinde zincirleme tefecilik suçunun oluşacağı nazara alındığında; UYAP kayıtlarına göre sanık ... hakkında tefecilik suçundan birden çok dosyada karar verildiğinin anlaşılması karşısında, anılan davaların akıbetinin araştırılması, derdest ise bu dava ile birleştirilmesi, karar verilmiş ve kesinleşmiş ise onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesinden sonra suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesintinin oluşup oluşmadığının ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde sanığa TCK'nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen davada verilen cezanın mahsubu ile
oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-CMK'nın 226/1. maddesine aykırı biçimde iddianamede yer almadığı ve savunmasının alındığı sırada adli sicil kaydı kendisine okunmadığı, ek savunma hakkı tanınmadığı halde sanık hakkında TCK'nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
b-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 tarihli ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 100 gün olarak belirlenmesi,
c-Sanık hakkında TCK'nın 43. maddesi gereğince hükmolunan hapis cezası 1/4 oranında arttırılarak tayin edildiği halde, adli para cezasının 1/2 oranında arttırılarak ve devamındaki uygulamanın da bunun üzerinden yapılıp hükümde çelişki kurularak ceza tayini,
d-Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK'nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin Kararının değerlendirilmesi lüzumu,
e-Sanık hakkında tefecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasına rağmen kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan Hazine lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi,
f-Katılanın gerekçeli kararda gösterilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.