5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun’un 1/1-4 maddesinde, her yıl Temmuz ayının biri ile yirmisi arasında mali tatil uygulanacağının ve mali tatil süresi içinde inceleme amacıyla defter ve belgelerin ibrazının istenemeyeceğinin öngörülmesi karşısında, somut olayda defter ve belgelerin ibrazına ilişkin istem yazısının 22.05.2013 tarihinde düzenlendiği anlaşılmakla tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
1) Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunun oluşabilmesi için, “..varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit..” olan defter ve belgelerin, saklama zorunluluğu olan 5 yıllık süre içersinde usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen vergi incelemesi için yetkili memura ibraz edilmemesinin gerektiği nazara alındığında; dava dosyası içerisinde bulunan vergi suçu raporunda“..defter tasdik bilgileri ve mükellefin belge basım bilgilerinin mevcut olmadığının...” belirtildiği dolayısıyla sanığa yüklenen defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine hükmolunması,
2) Kabule göre de;
a) 5271 sayılı CMK'nin 5728 sayılı Kanun ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmekte olup incelenen dosyada; defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı, engel sabıkası bulunmayan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında CMK'nin 231.maddesinde aranan objektif ve sübjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması,
b) Usulüne uygun biçimde davetiye tebliğ olunmak suretiyle duruşmadan haberdar edilmesine karşın duruşmaya katılmayan, 5271 sayılı CMK'nın 238. maddesi uyarınca, davaya katılma isteminde bulunmayan ve katılan sıfatını almayan suçtan zarar gören kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
c) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin, defter ve belgelerin ibrazı için tebligatın yapıldığı tarihten itibaren 15 günlük sürenin sonu olan “24.07.2013” yerine, “ 2013” olarak eksik yazılması, yasaya aykırı,
d) TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 12.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.