Defter, Kayıt ve Belgeleri Gizleme: Ceza ve Ödenmeyen Özel Usulsüzlük Cezasının Sonuçları
Yargıtay 11. Ceza Dairesi
Esas No : 2023/3831
Karar No : 2024/5692
Karar Tarihi : 2024-04-29





Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.12.2022 tarihli ve 2019/327 Esas, 2020/296 Karar sayılı ek kararı ile sanık hakkında yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun (213 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinin (a) fıkrasının ikinci bendi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi ile 7394 sayılı Kanun uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, itiraz edilmeksizin 23.01.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 13.05.2023 tarihli ve 2023/4358 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.07.2023 tarihli ve KYB-2023/59351 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.07.2023 tarihli ve KYB-2023/59351 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359 uncu maddesinin (a) fıkrasına 7394 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile son fıkrasından önce gelmek üzere eklenen fıkralarda, “Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir.

Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilir..." şeklindeki ve,

Geçici 34. maddesinde yer alan, "Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir..." şeklindeki düzenlemeler gözetildiğinde,

Dosya kapsamına göre, anılan Mahkemece her ne kadar sanık hakkında defter belge ibraz etmemesi nedeniyle vergi ziyaa oluşmadığından bahisle etkin pişmanlık şartlarının oluşmadığı belirtilmiş ise de, dosya içerisinde yer alan 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ait 16/04/2019 tarihli ve 2019-A3296/7-8-9 sayılı vergi inceleme raporlarında sanık hakkında defter belge ibraz etmemesi nedeniyle anılan yıllara ilişkin vergi ziyaa cezası kesildiği anlaşılmakla, oluşan vergi ziyaa nedeniyle sanığa etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmesi hususu hatırlatılarak ve sanığın ödeme yapması için gereken sürenin son günü olan 15/04/2023 tarihine kadar beklenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.12.2020 tarihli ve 2019/327 Esas, 2020/296 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan, 213 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin (a) fıkrasının ikinci bendi ve 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesi uyarınca 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 18.03.2021 tarihli ve 2021/917 Esas, 2021/961 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve katılan vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7394 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ile 213 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin son fıkrasından önce gelmek üzere; “Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir. Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilir.” fıkralarının eklendiği ve 7394 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 213 sayılı Kanun'a eklenen geçici 34 üncü maddesinde; "Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir.” hükmünün yer aldığı anlaşılmıştır.

Cumhuriyet Başsavcılığınca, yukarıda belirtilen değişiklik doğrultusunda bir karar verilmesinin talep edilmesi üzerine duruşmalı olarak uyarlama yargılamasının yapıldığı ve Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.12.2022 tarihli ve 2019/327 Esas, 2020/296 Karar sayılı ek kararı ile "...tarh edilen vergi ve cezaların eylemden doğan zarar niteliğinde bulunmadığı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının da idari yaptırım olup, 213 ve 7394 sayılı yasalar kapsamında vergi cezası olmadığı, 7394 sayılı yasa ile alt sınır olan 18 ay hapis cezasında aleyhe bir düzenleme yapılmadığı, alt sınırdan hapis cezasına hükmolunması halinde 7394 sayılı yasanın 4/3. maddesindeki cezada 1/2 oranında indirim yapılması düzenlenmesi gözetildiğinde, 7394 sayılı yasanın hükümlü lehine sonuç doğurduğu..." şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulduğu belirlenmiştir.

213 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin birinci fıkrası; "Resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. İnceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı resen takdir olunmuş sayılır.", aynı Kanun'un 341 inci maddesinin birinci fıkrası; "Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder." ve anılan Kanun'un 344 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ise; "341 inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Vergi ziyaına 359 uncu maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir.

Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; sanık hakkında, defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporunda, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinin 213 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesi uyarınca re'sen takdir kapsamında olduğu, katma değer vergisi beyannamelerinde indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin gerçekten yüklenilip yüklenilmediği, yasal defter ve kayıtlarına kaydedilip kaydedilmediği, indirime hak kazanılıp kazanılmadığının tespitinin mümkün bulunmadığı belirtildikten sonra, 213 sayılı Kanun'un 344 ve 359 uncu maddeleri uyarınca üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, 7394 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki "...verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin..." ibaresi de nazara alınarak defter ve belgelerin ibraz edilmemesi neticesinde gerçekleştirilen re'sen tarh işleminin vergi ziyaı olarak değerlendirilemeyeceği, defter, kayıt ve belgelerin ibraz edilmemesi hâlinde herhangi bir vergi ziyaı oluşmadığı gibi söz konusu eylemden dolayı 213 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının, aynı Kanun'un 359 uncu ve 371 inci maddelerinde belirtilen tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen bir ceza olmadığı, bu nedenle 7394 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri gereğince yapılan uyarlama yargılamasında, sanık hakkında alt sınırdan tayin edilen temel ceza üzerinden 1/2 oranında indirim yapılmasında isabetsizlik görülmemiş olup kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.2024 tarihinde karar verildi.