Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 21.05.2019 tarihli ve 2019/1121 Esas, 2019/5313 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, 576 parsel numaralı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, davalıların taşınmaz üzerinde ev, ahır, bahçe gibi yapıları bulunduğunu belirterek, el atmanın önlenmesini, taşınmaz üzerindeki yapıların kal'ini ve geriye dönük 5 yıllık ecrimisil bedelinin yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemenin 14.03.2011 tarihli ve 1999/814 Esas, 2011/61 Karar sayılı kararı ile davanın aktif husumet eksikliği nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 17.02.2012 tarihli ve 2012/7691 Esas, 2012/15281 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmakla yapılan yargılama sonucunda davanın yine aktif husumet bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce hükmün onanmasına karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından süresinde karar düzeltmeye getirilmiştir.
Dava, el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Davacı vekilinin el atmanın önlenmesi ve kal talebinin reddine ilişkin temyiz itirazları yönünden, bilindiği üzere 6100 sayılı HMK'nin 125/2. maddesinde “Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava 30.12.1999 tarihinde açılmış olup, davacı ...... Büyükşehir Belediyesi davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazın maliki iken 23.02.2012 tarihinde taşınmaz dava dışı Hazine adına hükmen tescil edilmiştir. Taşınmaz, dava açıldıktan sonra dava dışı üçüncü kişiye devredildiğinden, devralan dava dışı üçüncü kişinin HMK'nin 125/2. maddesi gereğince davayı açan (önceki malik) davacı yerine geçtiğinin ve aktif dava ehliyeti bulunduğunun kabulü ile resen bu durumun yeni devralan malike ihbar edilmesi ve davayı takip edip etmemesine göre bir karar verilmesi gerekirken davanın aktif husumet bulunmaması nedeniyle reddedilmesi isabetli olmamıştır.
2. Davacı vekilinin ecrimisil talebinin reddine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih, 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
Somut olayda, davacı ..... Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 26.05.1986 tarihinde dava konusu 576 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, dava tarihinde halen taşınmazın maliki olduğu ve ecrimisil talebinin de taşınmazın maliki bulunduğu döneme ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilen ve derecattan geçerek kesinleşen Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/38 Esas ve 2009/115 Karar sayılı ilamında gerekçe olarak, taşınmazın ...... Büyükşehir Belediyesi tarafından tahsis amacına uygun olarak kullanılmaması gösterilmişse de, bu Hazine ve ...... Büyükşehir Belediyesi arasındaki iç ilişkiye ilişkindir. Davacı .... Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın malik olduğu döneme ilişkin davalılardan ecrimisil talebinde bulunmasına engel teşkil etmez. O halde, mahkemece davacının ecrimisil talebi yönünden işin esasına girilerek gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltmeye gelen davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 21.05.2019 tarihli ve 2019/1121 Esas, 2019/5313 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 09.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.