Covid 19 Salgını Sebebiyle Zamanaşımı Süresinin Durması - Tüketici Hakem Heyeti Kararına Karşı Dava İkame Edilmesi
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
Esas No : 2021/6549
Karar No : 2021/11811
Karar Tarihi : 2021-11-22





Özet:

03.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca, COVİD-19 salgını sebebiyle tüm adli süreler 13.03.2020 tarihinden itibaren 15.06.2020 tarihine kadar durdurulmuştur. Somut olayda, her ne kadar mahkemece, davacıya hakem heyeti kararının 17.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, dava tarihinin ise 29.06.2020 tarihi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ise de, yukarıda anılan yasal düzenleme gözetildiğinde, 15.06.2020 tarihinde kadar tüm sürelerin durduğundan dava tarihi itibariyle 15 günlük itiraz süresi dolmamıştır.

Taraflar arasındaki tüketici hakem heyeti kararına itiraz davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın dava şartı yokluğundan reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, uzun yıllardır Kasımpaşa Mh. ... Cad. N:9/A-A ... adresinde parke hizmeti sunduğunu, davalının dava dışı müteahhit ...'dan almış olduğu evin laminat parkelerini özel olarak yaptırmak istemesi üzerine davalı ile arasında güven duygusuna dayalı sözlü sözleşme kurulduğunu, davalı ile 1.875,00-TL bedel karşılığında anlaştığını, davalının talebi doğrultusunda hizmeti eksiksiz ve tam sunduğunu, davalının oyalamaları nedeniyle bedelini tahsil edemediğini, bedelin ödenmesi için ... İl Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına müracaat ettiğini, Hakem Heyeti Başkanlığı tarafından işin yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa kim tarafından yapıldığı ve ödemenin yapılıp yapılmadığı belirlenemediğinden talebinin reddedildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ... İl Tüketici Hakem Heyetinin 28/02/2020 093620200000189 sayılı kararının iptaline, vermiş olduğu hizmet bedeli olan 1.875,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı, söz konusu yeri anahtar teslim olarak müteahhitten aldığını, davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davacıya hakem heyeti kararının 17.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, dava tarihinin ise 29.06.2020 tarihi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Adalet Bakanlığının 07/09/2021 tarihli yazısında; 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm sürelerin 03.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30.04.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durduğu, bu sürelerin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacağı, durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılacağı, salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanının durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabileceği ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabileceği düzenlenmiş; 30.04.2020 tarih ve 31114 sayılı Resmi Gazete yayımlanan 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında ise bu süre 01.05.2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılmış olduğundan, mahkemece, 17.03.2020 tarihinde tüketici hakem heyeti kararını tebliğ aldığı anlaşılan davacının 15 günlük tüketici hakem heyeti kararına itiraz süresinin 15.06.2020 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı ve son gününün 30.06.2020 olduğu dikkate alınarak, süresinde açılan davada işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

03.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca, COVİD-19 salgını sebebiyle tüm adli süreler 13.03.2020 tarihinden itibaren 15.06.2020 tarihine kadar durdurulmuştur.

Somut olayda, her ne kadar mahkemece, davacıya hakem heyeti kararının 17.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, dava tarihinin ise 29.06.2020 tarihi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ise de, yukarıda anılan yasal düzenleme gözetildiğinde, 15.06.2020 tarihinde kadar tüm sürelerin durduğundan dava tarihi itibariyle 15 günlük itiraz süresi dolmamıştır. O halde mahkemece, anılan yasal düzenleme dikkate alınarak davanın esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 22/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.