ÖZET: Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, savunma, müşteki annenin beyanları, uzman doktorlar tarafından düzenlenen raporda mağdurenin yapılan genital ve anal muayenesinde herhangi bir ekimoz, fissür, erozyon saptanmadığı, hymenin intakt olduğu, vücudunda zorlama bulguları görülmeyip, cinsel istismara ait olabilecek bir durum saptanmadığının bildirilmesi karşısında sanığın bahçede oyun oynarken gördüğü altı yaşındaki mağdurenin yanına gelerek cinsel organını vajinasına sürtüp kucağına aldığı anlaşıldığından, mevcut haliyle sanığın organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunmaya çalıştığı hususunda cezalandırılmasına yeter delil bulunmadığı gibi cinsel istismar eylemiyle sınırlı süreyle mağdurenin alıkonulması durumunda ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun da oluşmayacağı gözetilerek sanığın zincirleme şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkumiyeti ile kanuni unsurları itibarıyla oluşmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar verilmesi yerine, çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine hükmedilmesi kanuna aykırıdır.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sırasında dosyaya sunulan Sivas 100 Yataklı Asker Hastanesi sağlık kurulunun 30.11.2014 günlü, 909 sayılı raporunda hafif derecede debilite tanısıyla askerliğe elverişli olmadığına karar verilen sanıkla ilgili Yozgat Devlet Hastanesi sağlık kurulunca düzenlenen 20.06.2005 tarihli, 534 sayılı raporda hafif derecede mental retarde olduğunun belirtilmesi üzerine sevk edildiği Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi sağlık kurulundan alınan 05.06.2012 günlü, 25742 sayılı heyet raporunda sanıkta hafif düzeyde mental retardasyon bulunmasından dolayı TCK’nın 32/2. maddesinden faydalanacağının bildirilmesine mukabil kovuşturma evresinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesince tanzim edilen 29.07.2013 günlü, 2962 sayılı kurul raporunda ise sanığın cezai sorumluğunun tam olduğunun belirtilmesi karşısında, anılan raporlar arasında çelişki oluştuğu gözetilerek sanığın dava dosyasıyla birlikte Adli Tıp Kurumu Birinci Üst Kuruluna sevk edilip suç tarihi dönemde üzerine atılı suçlarla ilgili TCK’nın 32/1 veya 32/2. maddesi kapsamında fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamayacağı veya bu fiillerle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususlarında rapor alındıktan sonra cezai sorumluluğunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, savunma, müşteki annenin beyanları, Akdağmadeni Devlet Hastanesinde görevli uzman doktorlar tarafından düzenlenen 15.05.2012 günlü, 249 sayılı raporda mağdurenin yapılan genital ve anal muayenesinde herhangi bir ekimoz, fissür, erozyon saptanmadığı, hymenin intakt olduğu, vücudunda zorlama bulguları görülmeyip, cinsel istismara ait olabilecek bir durum saptanmadığının bildirilmesi karşısında sanığın bahçede oyun oynarken gördüğü altı yaşındaki mağdurenin yanına gelerek cinsel organını vajinasına sürtüp kucağına aldığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle sanığın organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunmaya çalıştığı hususunda cezalandırılmasına yeter delil bulunmadığı gibi cinsel istismar eylemiyle sınırlı süreyle mağdurenin alıkonulması durumunda ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun da oluşmayacağı gözetilerek sanığın zincirleme şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkumiyeti ile kanuni unsurları itibarıyla oluşmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar verilmesi yerine, çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(www.corpus.com.tr)