Özet:
- Kazaya karışan karşı araç olan aracın zorunlu trafik sigorta şirketidir. Kazada, davalı ... şirketine sigortalı araç sürücüsünün, önünde giden aracı güvenli ve yeterli mesafeden izlememek, yakın takip kusurunu işlediği, murisin ise ışık donanımı bulundurmamak şeklinde kusuru bulunduğunun kaza tespit tutanağıyla saptanmış olduğu anlaşılmaktadır.
- Mahkemece tarafların kusuruna ilişkin alınmış bir kusur raporu bulunmamaktadır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece, davalının ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunması halinde 3. kişilerin zararlarından sorumlu tutulabileceği göz önünde bulundurularak; konusunda uzman bilirkişiden kusur raporu alınması ve oluşacak sonuca göre davalının zarardan sorumluluğuna karar verilmesi gerekir.
-K A R A R-
Davacı vekili, 24.09.2014 tarihinde, davacının eşi ... yönetimindeki araçla, davalı ... şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olan aracın çarpışması sonucu, ... 'ın vefat ettiğini, karşı araç sürücüsünün tam kusurlu ve davalı ... şirketinin 54.260,00 TL olarak yaptığı ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza/temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, 38.607,27 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
Davalı vekili, kusur ve müteveffanın destek olacağı başka kişilerin tespiti gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 38.607,27 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı ... şirketinden alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, çift taraflı trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınının karşı aracın ZMSS şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
2- Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür.
Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. KTK'nun 86/1. maddesi gereği ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açıktır.
Somut olayda davalı, kazaya karışan karşı araç olan ... plakalı aracın zorunlu trafik sigorta şirketidir. Kazada, davalı ... şirketine sigortalı araç sürücüsünün, önünde giden aracı güvenli ve yeterli mesafeden izlememek, yakın takip kusurunu işlediği, muris ... 'ın ise ışık donanımı bulundurmamak şeklinde kusuru bulunduğunun kaza tespit tutanağıyla saptanmış olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece tarafların kusuruna ilişkin alınmış bir kusur raporu bulunmamaktadır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, davalının ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunması halinde 3. kişilerin zararlarından sorumlu tutulabileceği göz önünde bulundurularak; konusunda uzman bilirkişiden kusur raporu alınması ve oluşacak sonuca göre davalının zarardan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3- Davalı ... şirketine sigortalı aracın hususi araç olmasına göre, avans faizi yürütülemeyeceğinden, yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da uygun bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.