Ceza Yargılamasında Verilen Beraat Kararının Hukuk Hakimini Bağlamayacağı - Eczanenin Sözleşmesinin Feshi
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
Esas No : 2020/1205
Karar No : 2020/6548
Karar Tarihi : 2020-11-12





Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin feshi işleminin iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, davalı kurum tarafından 15/02/2007 tarihli müfettiş raporu ile sözleşmesinin feshedildiğini, kalfası ...'ın ev ve aracında arama yapıldığını hiçbir suç unsuruna rastlanılmadığını, davalı kurumun taraflar arasındaki sözleşmenin 2 yıl süre ile feshine dair işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı, davacıya ait eczanede kalfa olarak çalışan ...'ın bazı hak sahiplerine ait sağlık karnelerini arabasında alıkoyduğu, bu sağlık karnelerine usulsüz ilaç yazdırdığı, reçetelerde yazılı ilaçları hak sahiplerine teslim etmediği, teslim edilmeyen bu ilaçları ihtiva eden reçetelerin ... Eczanesi tarafından sandığa fatura edilerek bedellerinin tahsil edildiği, böylece 2.935,03 TL sandık zararının 334,58 TL faiz ile birlikte toplam 3.269,61 TL kurum zararının oluştuğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; ceza yargılaması sırasında dinlenen tanıklar, toplanan deliller, yapılan bilirkişi incelemesi ve yapılan yargılama sırasında, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının sahibi bulunduğu eczane usulsüz bir işlem yaptığına dair kesin bir kanıt elde edilememiş, davacı hakkında uygulanan cezai işlem dayanaksız kaldığı, buna ilaveten ... Birliği ile daha sonra kurum arasında 2010- 2012 - 2013 ve en son 2016 yıllarında imzalanan protokoller gereğince davacının eylemine karşılık işlemlerle ilgili müeyyidelerin ya kaldırılmış ya da yumuşatılmış olması, eylemin müeyyidesinin yasal bir dayanağının kalmadığı sonucuna ulaşılarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince; davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.

Somut uyuşmazlıkta; davalı eczanede kalfa olarak çalışan ...’ın aracında yapılan arama neticesinde kurum mensubu bir kısım hastaların karnelerinin bulunduğu tespit edilmiş ve dava konusu hastalar ... , ... , ... ve ... ’ın teftiş sırasında alınan beyanlarından da sağlık karnelerine hasta olmadıkları halde usulsüz ilaç yazdırıldığı ve bu ilaçları teslim almadıkları anlaşıldığından, davalı tarafından 2006 Emekli Sandığı Protokolüne göre davacının sözleşmesi iki yıl süreyle feshedilmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada; dava konusu hastalar dışındaki hastalar dinlenmek suretiyle ve ceza yargılamasında davacı ile kalfasının cezai işlemlere ilişkin karne ve reçetelerle ilgili mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından nitelikli dolandırıcılık eyleminden beraatlerine dair karar gereğince, davacının sahibi bulunduğu eczanede usulsüz bir işlem yaptığını gösterir kesin bir kanıt elde edilemediği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Fakat hukuk hakimi T.B.K. 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değildir. Ancak mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlıdır. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlığa ilişkin ceza davası dosyası getirtilmelidir. Ceza yargılamasında tanık sıfatıyla dinlenen ... , ... , ... ve ... ’ın beyanları değerlendirildikten sonra gerekirse HMK md. 31 uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında olmak üzere uyuşmazlığın konusunu oluşturan, teftiş sırasında dinlenen, cezai işleme konu reçetelerin sahibi olan hastaların yeniden tanık sıfatıyla beyanları alınarak; dava konusu reçeteler arkasındaki imzaların kendilerine ait olup olmadıkları, reçeteye konu ilaçları alıp almadıkları sorularak, tüm deliller değerlendirildikten sonra davacının davalı ile aralarındaki sözleşmeye aykırı davrandığının belirlenmesi halinde olaya uygulanan protokol hükmü ve 2006 yılı Emekli Sandığı protokolünden sonra yürürlüğe giren SGK eczane protokollerinin de olaya tatbiki neticesinde, varsa lehe olan protokol hükümleri dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözardı edilerek eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.