Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi ve tazminatların reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak kadın tarafından açılan boşanma davasının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına maddi ve manevi tazminata, kadın ve çocuk yararına tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde nafakanın yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir.
Hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince ; davacı kadının İstanbul'dan Kayseri'ye döndükten sonra da davalı erkek ile birlikte yaşamaya devam ettiği bu itibarla davacı kadının bu döneme kadar olan olayları affetmiş en azından hoşgörüyle karşılamış sayılacağı, davacı kadının dava dilekçesinde bu tarihten sonraki olaylara ilişkin olarak herhangi bir vakıaya dayanmadığı, eşinin "Benim hayatımda ne Mine"nin ne de kızımın yeri var, evliliğimiz bitti" dediği hususunun sübut bulmadığı bu itibarla boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda davalı erkeğin kusurunun bulunmadığı ve davalı erkeğin kusurunun bulunmaması nedeniyle davacı kadın lehine tazminat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının İstanbul'dan Kayseri'ye döndükten sonra bir süre burada yaşadığı sonra memleketi ...'ya döndüğü ve 13.12.2010 tarihinde eşine karşı nafaka davası açtığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/628 esas, 2011/385 karar sayılı ilamı ile ; erkeğin herhangi bir gerekçesi olmadan eşini ve müşterek çocuğunu eşinin babasının evine gönderdiği, bir daha arayıp sormadığı, maddi manevi olarak ilgilenmediği, gece hayatında başka bayanlar ile yaşadığından kusurlu olduğu gerekçesiyle kadın yararına nafaka ödenmesine karar verildiği, hükmün 09.01.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı erkek tarafından ise 04/02/2014 tarihinde boşanma davası açıldığı, ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2014/98 E. 2015/694 K.sayılı ilamı ile erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğin tutum ve davranışları nedeniyle kadının baba evine dönmek zorunda kaldığı, tarafların evlilik birliğinin erkeğin tam ve ağır kusurlu davranışıyla temelinden sarsıldığı, kadına atfı kabil bir kusurunun ispat edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, hükmün 21.05.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Buna göre; kadın tarafından açılan nafaka davası ile erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasında erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği, evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı ve bunun tamamen davalı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklandığı, davacı kadına atfı mümkün hiçbir kusurlu davranışın gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, bölge adliye mahkemesince yanılgıya düşülerek davalı erkeğin kusursuz olduğuna karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı erkek tam kusurlu olup bu kusurlu davranışlar aynı zamanda davacı kadının kişilik haklarına zarar verici niteliktedir. TMK 174/1-2 madde koşulları kadın yararına oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak bu taleplerin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 20.04.2021 (Salı)