Alacaklı tarafından borçlu aleyhine Adi Kiraya ve Hasılat Kiralarına Ait Haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine icra müdürlüğüne, takibe konu kira borcuna ilişkin beyanlarını açıklayan bir belge sunduğu, icra müdürlüğünde bu belgenin itiraz dilekçesi olarak değerlendirilmemesi üzerine takibin durmayarak devam ettiği ve icra müdürlüğünün bu kararına karşı şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece istemin itiraz olarak nitelendirilerek şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçlunun icra müdürlüğüne vermiş olduğu dilekçe içeriğinde 'itiraz' kelimesinin geçmediği, sadece takibe konu kira borcunun eşi ...' dan tahsil edilmesi gerektiği, bu zamana kadar ödenen kiraların da eşi tarafından ödendiği ve bundan sonrakilerin de bu şekilde eşi tarafından ödeneceğini, bu sebeple ödeme emrinin eşine tebliğine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dilekçenin içeriğinden itiraz olduğunun anlaşıldığı yönünde hüküm kurulmuş ise de; dilekçede itiraz kelimesinin bulunmadığı ve içeriğinde de herhangi bir itiraz olabilecek açıklıkta beyanın yer almadığı göz önüne alınarak takibin devamı şeklindeki icra memurluğu kararı yerinde olup, şikayetin reddi kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü kararı isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.