Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı aleyhine Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2019/1277 esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, borçlu tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiğini, takip konusu çekin kambiyo vasfına haiz olup süresi içerisinde bankaya ibraz edilerek karşılıksız kaşesi taşıdığından İİK’nın 68 inci maddesinde belirtilen belgelerden olduğunu, borçlunun İİK’nın 68/1 inci maddedeki belgelerden biri ile borcunun olmadığını ispat edememesi nedeniyle davalının itirazının kaldırılması ve takibin devamı ile davalı borçlunun asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçluya dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir açıklamalı davetiye usûlüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermediği gibi, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, borçlu M.A. K.ya ödeme emrinin 25/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği fakat ödeme emri ekinde örnek 7 nolu ödeme emri ile birlikte takibe konu çek suretinin de tebliğ edilmiş olduğuna dair bir ibarenin bulunmadığı böylelikle yapılan tebligatın usûlsüz olduğu ve icra dosyasına M.A. Kaya tarafında yapılan 27/02/2019 tarihli itirazın ve bu itiraza karşılık icra müdürlüğünce verilen 01/03/2019 tarihli durdurma kararının yerinde olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesi kararının ve gerekçesinin dava dilekçesinde yer alan taleplerle hiç bir ilgisi bulunmadığını, borçlu M.A. K. tarafından süresi içerisinde Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2019/1277 esas sayılı dosyasında gönderilen usûlsüz tebliğ yönünde herhangi bir itirazı bulunmadığı hâlde mahkemece re’sen usûlsüz tebliğ iddiasına dayanarak şikâyetin reddine karar verilmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğunu, yetki itirazına ilişkin itirazların değerlendirilmediğini, borçlunun borca itiraz dilekçesinde yetkili icra müdürlüğünü açıkça bildirmediğinden yetki itirazının geçeriz olduğunu, mahkemenin borçlunun İİK’nın 68/1 inci maddedeki belgelerden biri ile borcunun olmadığını ispat edememesi nedeniyle davalının itirazının kaldırılması ve takibin devamı ile davalı borçlunun asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi gerekirken şikâyetin reddine karar verilmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
İİK’nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usûlüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir.
Tüm dosya kapsamı ve takip dosyası içeriğine göre, takip dayanağı bononun İİK’nın 68 inci maddedeki belgelerden olduğu, ödeme iddiasını ispatın borçluya düştüğü, davalının yargılama sırasında borcun ödendiği ve/veya olmadığını İİK’nın 68 inci maddesinde belirtilen delillerle ispatlayamadığından ve itiraz dilekçesinde yetkili icra müdürlüğü belirtilmediğinden itirazın kaldırılması ve davalının asıl alacağın %20’si oranında tazminata mahkûm edilmesi gerekirken davalı borçlunun usûlsüz tebliğ yönünde herhangi bir itirazı bulunmadığı hâlde mahkemece re’sen usûlsüz tebliğ iddiasına dayanarak şikâyetin reddi yönündeki kararı usûl ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, ilk derece mahkemesinin şikâyetin reddi yönündeki kararının kaldırılmasına ve HMK’nın 353/1(b)-2. maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde istinaf başvurusunun kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2019/1277 esas sayılı dosyasında davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına ve davalı borçlunun alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm tesis edilmiştir.
28/02/2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7165 sayılı Kanunun 1. maddesi ile değişik İİK’nın 364/1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerince verilen ve miktar veya değeri 72.070,00 Türk lirasını geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceğinden uyuşmazlık konusu miktar (35.000,00 Türk lirası) bu miktarı geçmediğinden karar kesin olarak verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının İstinaf talebinin KABULÜNE,
2-Dosya kapsamı, delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre ŞANLIURFA 2. İCRA HUKUK MAHKEMESİ’ nin 2019/326 esas, 2019/143 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜ ile, Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2019/1277 esas sayılı dosyasında davalı borçlunun itirazının KALDIRILMASINA ve takibin devamı ile davalı borçlunun alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubi ile 10,00 Türk lirası harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Peşin yatırılan istinaf karar harcının talep hâlinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 283,90 Türk lirası yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya iadesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap edilen 1.130,00 Türk lirası maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde talep hâlinde ilk derece mahkemesince ilgili taraflara iadesine,
9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda miktaren (35.000,00 Türk lirası) kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/11/2020