Özet:
- Sigorta başlangıcının tespiti istemine yönelik olarak yapılan incelemede;Sosyal Sigortalar Kanununu ilgili maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun ilgili maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
- Dosya kapsamında yer alan kuruma intikal tarihi 11.09.1985 olan işe giriş bildirgesi üzerindeki, sigortalıya ait doğum tarihinin ve soyadının,davacının nüfus kayıtlarındaki soyadı ve doğum tarihinden farklı olması nedeniyle bildirgedeki kimlik bilgilerinin davacıya ait olup olmadığı araştırılmalı, işe giriş bildirgesindeki kimlik bilgileri belirlenip bu isimde kayıtlı birinin olup olmadığı nüfustan araştırılmalı, işyeri dönem bodroları celp edilerek işyeri bodro tanıkları ve komşu işyeri işveren ve bodrolu çalışanları tespit edilip dinlenerek davacı dışında bu isimde işyerinde çalışan olup olmadığı araştırılmalı, davacının bu işyerinde tespiti istenen tarihte çalışıp çalışmadığı araştırılmalı, doğum tarihi ve soyadı yönünden farklılık gözetilip çelişki giderilmeli, işyerinde aynı isimde bir çalışanın olması halinde, uyuşmazlığın bu kişinin de hak alanını ilgilendirmesi nedeniyle davaya dâhil edilmeli, bildirgedeki doğum tarihi ve soyadı farklılığı aidiyet uyuşmazlığı kapsamında giderilip elde edilecek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra mevcut talep yönünden karar verilmelidir.
Dava, 01.09.1985 tarihinde 1 gün çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 01/09/1985 tarihinde ... ve Kollektif şirketinden işe girişinin bildirildiğini, davalı kurumca sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmediğini beyanla, işe giriş bildirgesine istinaden bu tarih itibariyle Özgün tekstil ve gıda san. Kollektif şirketinde bir gün sigortalı çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar 01/09/1985 tarihinde işe giriş bildirgesi verilmiş ise de; iş yeri dönem bordrosu verilmediğini, söz konusu döneme ait sigortalı çalışması tespit edilemediğini beyanla, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; "Davacının davasının KABULÜ ile, davacının ... Tekstlil ve Gıda Ticaret Kollektif şirketine ait 71317 sicil sayılı iş yerinde 01.09.1985 tarihi itibari ile bir gün hizmet akdiyle çalıştığının tespitine" şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, yeterince araştırma yapılmadan hüküm kurulduğunu, davanın ispat edilemediğinden reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, "davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine," şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, yeterince araştırma yapılmadan hüküm kurulduğunu, davanın ispat edilemediğinden reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
Sigorta başlangıcının tespiti istemine yönelik olarak yapılan incelemede;
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
Dosya kapsamında yer alan kuruma intikal tarihi 11.09.1985 olan işe giriş bildirgesi üzerindeki, sigortalıya ait doğum tarihinin ve soyadının,davacının nüfus kayıtlarındaki soyadı ve doğum tarihinden farklı olması nedeniyle bildirgedeki kimlik bilgilerinin davacıya ait olup olmadığı araştırılmalı, işe giriş bildirgesindeki kimlik bilgileri belirlenip bu isimde kayıtlı birinin olup olmadığı nüfustan araştırılmalı, işyeri dönem bodroları celp edilerek işyeri bodro tanıkları ve komşu işyeri işveren ve bodrolu çalışanları tespit edilip dinlenerek davacı dışında bu isimde işyerinde çalışan olup olmadığı araştırılmalı, davacının bu işyerinde tespiti istenen tarihte çalışıp çalışmadığı araştırılmalı, doğum tarihi ve soyadı yönünden farklılık gözetilip çelişki giderilmeli, işyerinde aynı isimde bir çalışanın olması halinde, uyuşmazlığın bu kişinin de hak alanını ilgilendirmesi nedeniyle davaya dâhil edilmeli, bildirgedeki doğum tarihi ve soyadı farklılığı aidiyet uyuşmazlığı kapsamında giderilip elde edilecek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra mevcut talep yönünden karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm sair hususlar incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.