Ben Senin Ağa Babanı Biliyorum Uyuz Sözleri Hakaret Suçunu Oluşturmaz
Yargıtay 4. Ceza Dairesi
Esas No : 2021/21845
Karar No : 2024/1556
Karar Tarihi : 2024-02-12





Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Yerel Mahkemece sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 62, 53 ve 51 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve verilen cezanın 2 yıl denetim süresi ile ertelenmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz isteği, sandık müşahidi olup olay anında orada bulunan tanık Ü. D.'nin soruşturma aşamasında dinlenildiği ancak Mayıs ayında hazır edeceklerini bildirdikleri halde dinlenilmesinden vazgeçilerek eksik inceleme yapıldığına, mağdurun sandık kurulundaki görev tanımının ilçe seçim kurulundan sorulması gerektiği, keza tanık olarak dinlenilen seçim kurulu başkanının, mağdurun kimlik kontrolü ile görevli olduğunu bildirdiği, bu kapsamda mağdurun görevi ile ilgisi olmayan haksız eyleminden ötürü çıkan tartışmada sarf edilen sözlerin kamu görevlisine karşı görevi sebebiyle söylendiğinin kabul edilemeyeceği ve şikâyetten vazgeçme sebebiyle düşme kararı verilmesi gerektiğine, sanığın sözlerinin uğradığı davranış karşısında yakınma ve doğal bir tepki niteliğinde olup hakaret vasfı taşımadığına, davaya konu sözlerin şeref, onur ve saygınlığı rencide edici boyutta olmadığına vesaire ilişkindir

III. OLAY VE OLGULAR

Mağdurun Emirdağ ilçesine bağlı Gömü beldesinde 01.06.2014 tarihinde yapılan yerel ara seçimlerde sandık görevlisi olduğu, mağdurun görevli olduğu sandığa oy kullanmak üzere gelen E. D. isimli seçmenin gözlerinin görmemesi nedeniyle gelini olan Z. D.'nin yardımını istediği, sandık kurulunca yardım isteğinin kabul edildiği, bu sebeple sanığın sandık görevlisi olan mağdura "Ben senin ağa babanı biliyorum, uyuz" diyerek hakaret ettiği Mahkemece kabul edilmiştir.

IV. GEREKÇE

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda, sanığın sarf ettiği kabul edilen sözlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve dolayısıyla hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi,

Kabule Göre

i. Olayın meydana geldiği yer olan oy verme işleminin devam ettiği salonun aleni yerlerden olup olmadığı saptanıp sonucuna göre sanık hakkında hakaret suçunda 5237 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,

ii. 6545 sayılı Kanun'un 72 nci maddesiyle, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasında yapılan değişikliğin suç tarihi itibariyle yürürlükte olmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin uygulanmasına engel mahkumiyeti bulunmayan ve yargılama sırasında gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşması sebebiyle cezası ertelenen sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tavır ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, "hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği ancak sanığın denetim süresi içerisinde yeniden kasıtlı suç işlediği anlaşıldığından 5271 sayılı Kanun'un 231 nci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca" şeklindeki kanuni olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

iii. Hükmolunan temel cezanın alt sınırdan belirlenmesine karşın, erteleme nedeniyle, 5237 sayılı Kanun'un 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince belirlenen denetim süresinin gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde 2 yıl olarak uygulanması,

iv. Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca aynı maddenin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,

v. 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun'a 7188 sayılı Kanun'la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 7 ve 5271 sayılı Kanun'un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun'un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.2024 tarihinde karar verildi.