Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... AŞ aleyhine 10/02/2014 gününde verilen dilekçe ile (internet) basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 14/05/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili ; Milliyet Gazetecilik A.Ş.’nin yayın sahibi olduğu www.milliyet.com’’ isimli internet sitesinde 30/01/2014 tarihinde yer alan ‘’...’den 7 fezleke iddiası’’başlıklı haberde davacının şahsiyet haklarına tecavüz niteliğinde, şeref, haysiyet ve onuruna yönelik gerçek dışı, suçlamalara yer verildiğini, davacı hakkında fezleke bulunduğu iddiasının doğru olmadığını, dava konusu haber nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davaya konu haberin basın özgürlüğü çerçevesinde hukuka uygun olarak kaleme alındığını,basının somut gerçeği araştırma yükümlülüğü bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu haberin muhalefet parti başkan yardımcısının ifadelerine atıfta bulunularak yayınlandığını, yayının haber niteliği taşıdığı, güncel olduğu , haberin bir söylenti ve iddia niteliğinde bulunduğunu, basının somut gerçekliği araştırma yükümlülüğü bulunmadığını ,haberin görünür gerçeğe uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu haberde “ ... Genel Başkan Yardımcısı ..., daha önce hazırlanan 5 fezlekeye ek olarak 2 bakan hakkında daha fezleke hazırlanacağını iddia etti. ... lideri ...başkanlığında toplanan MYK sürerken basın toplantısı düzenleyen ..., ‘Benim bildiğim ya da duyumlarımız 7 tane bakanla ilgili fezlekelerin olduğu.Bu fezlekeleri inşallah kısa süre içerisinde paylaşırlar.Paylaşmazlarsa ... olarak biz kamuoyuyla paylaşmak zorunda kalırız’’dedi...., gazetecilerin ısrarlı sorularına karşın yeni isimleri vermekten kaçındı. ..., "Ayrıntıyı göreceksiniz yakında....soruşturmasının arka planına bakmamız lazım. İki,..A.Ş. soruşturmasının arka planına bakalım bunların hepsini göreceksiniz. ... bunların hepsini görecektir.’’diye konuştu. ... , "...’nin elinde başka belgeler mi var?’’ sorusu üzerine de, "...’e bir şeyin olup olmadığının önemi yok .Ana muhalefet olarak,bizim sorularımız var .Biz diyoruz ki , fezlekeleri parlementoya getirin ya da kamuoyuyla paylaşın .Belki fezlekelerin içinde hiçbir şey yok ,eleştiri konusu yok. Ama unutmayın geciktikçe fezlekeler ile ilgili daha çok tartışmayı da kendiniz yaratırsınız.İzah edin ,ikna edin bizi. Bu ülkenin ana muhalefeti var. Bu ülke sahipsiz falan değil.’’ dedi. ... ve...da var. ... kulislerindeki iddiaya göre, eski 4 bakan ve Adalet Bakanı ....’ın yanı sıra İzmir operasyonu kapsamında Binali Yıldırım ve İmar A.Ş. soruşturması kapsamında Bakan ... hakkında fezleke düzenlenecek.’’ ifadelerinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından, davacı tarafından 05/02/2014 tarihinde ...'e noter aracılığı ile gönderilen ihtarname ile 30/01/2014 tarihli Sözcü gazetesinde yer alan ve iş bu davaya konu haber içeriğiyle aynı olan iddialar ile ilgili olarak, başlatılacak hukuki sürece esas olmak üzere; haberde yer alan şekilde davacının ismini de zikretmek suretiyle hakkında fezleke olduğuna dair bir iddiada bulunup bulunmadığının bildirilmesinin istendiği, sözü geçen ihtarnameye ... tarafından yine noter aracılığı cevap verildiği, gönderilen cevabi ihtarnamede ise “Cumhuriyet Halk Partisi'nin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) gündemiyle ilgili düzenlediğim basın toplantısında, haklarında fezleke düzenlenen bakanların isimlerini zikretmedim." ifadelerinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Anayasal güvence altında bulunan basın özgürlüğünün özel hukuk alanındaki sınırı BK. m. 49 (TBK m. 58) ve MK. m. 24 hükümleri ile belirlenmiştir. Bu bağlamda haber verme hakkı; gerçeklik, kamu yararı, güncellik, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Bu kurallardan birisine aykırı davranış durumunda, haber verme hakkının kullanıldığından ve hukuka uygunluk nedeninin varlığından söz edilemez.
Somut olayda; dava konusu haberde davacı Bakan hakkında fezleke bulunduğuna dair iddialarda bulunulduğu, haberin kaynağı olarak da ... Genel Başkan Yardımcısı ...'in basın açıklamasının gösterildiği, yapılan habere ilişkin başka herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, söz konusu basın açıklamasında davacının isminin geçmediği , davaya konu haberde kamu yararı bulunmadığı, görünür gerçeğe uygun olmadığı, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğinin anlaşılmasına göre davaya konu haberde geçen iddialar davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak niteliktedir. O halde, mahkemece uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup; kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/07/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.