Sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık, imar kirliliğine neden olma, sanık...hakkında mühür bozma suçundan kurulan hükmün sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesindeki temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle işin esasına geçildi, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık Sanık ...hakkında;
A. İmar kirliliğine neden olmak suçundan, TCK'nın 184/1, 62/1, 51/1-3, maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş,
B. 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 2863 sayılı Yasanın 65/1, TCK'nın 62/1, 52/2-4, 51, maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis ve 2.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş,
C.Mühür bozma suçundan TCK'nın 203/1, 62/1, 52/2-4 CMK'nın 231 maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması,
Sanık...hakkında;
A- İmar kirliliğine neden olmak suçundan,TCK'nın 184/1, 62/1, 51/11-3, maddeleri gereğince1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş,
B- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 2863 sayılı Yasanın 65/1, TCK'nın 62/1, 52/2-4, 51, maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis Ve 3750 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş,
C-.Mühür bozma suçundan TCK'nın 203/1, 62/1, 52/2-4 maddeleri gereğince 4.500,00 TL Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık Fazlı ...... hakkında;
A- İmar kirliliğine neden olmak suçundan TCK'nın 184/1, 62/1, 51/11-3, maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş,
B- 2863 sayılı Yasanın 65/1, TCK'nın 62/1, 52/2-4, 51, maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis ve 6.250,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş,
C-Mühür bozma suçundan TCK'nın 203/1, 62/1, 52/2-4 CMK'nın 231 maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması,
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar müdafinin temyiz nedenleri; yapılan inşai faaliyetlerin sit alanı dışında yapıldığı, sanıkların mahkeme kararından sonra inşaatı durdurduklarına, suç işleme kastlarının olmadığına, sit alanı olup olmadığı kesinleşmeyen bir parselde inşai faaliyetlerde bulunduklarından bahisle sanıklar hakkında ceza tayin edilmesinin hukuka aykırı olduğuna, sanıkların mührü kaldırmak suretiyle konuluş amacına aykırı hareket etmediklerine, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece, tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava konusu Gökçeada ilçesi, Eski Bademli köyü, 101 ada 23 nolu parsele ilişkin ... Kültür Varlıklarını koruma bölge kurulu müdürlüğünce 10.07.2013 tarihinde; dava konusu yerin sit alanında kalması nedeniyle inşai ve fiziki müdahalelerin devam etmesi nedeniyle ilgililer hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması ve yargı süreci tamamlanıp kurul kararı alınıncaya kadar herhangi bir inşai ve fiziki müdahalede bulunulmamasına karar verildiği, dava konusu Gökçeada ilçesi, Eski Bademli köyü, 101 ada 23 nolu parsele ilişkin ... Kültür Varlıklarını koruma bölge kurulu müdürlüğünce 08.07.2013 tarihinde; dava konusu yerde devam eden inşai ve fiziki müdahalelerin durdurulması ve konunun Kurulca değerlendirilinceye kadar hiçbir inşai ve fiziki müdahalede bulunulmamasına karar verildiği, ... İdare Mahkemesince 2012/250 esas numaralı dosyada 18.10.2012 tarihinde verilen kararla 21.12.2010 tarih 21 numaralı yapı ruhsatına ilişkin yürütmenin durdurulması kararı verildiği, Dava konusu 101 ada 23 nolu parsel yönünden 23.12.2004 tarih 482 sayılı karar ile kentsel sit alanı dışarısında olduğuna ilişkin kurul kararı alındığı, ... İdare Mahkemesince 2012/257 Esas 2013/248 Karar numaralı dosyada 29.03.2013 tarihli kararı ile 23.12.2004 tarih 482 sayılı Kararın dava konusu parsel yönünden iptaline karar verildiği, Danıştay 14.Dairesi tarafından 2013/6371 Esas 2014/2064 sayılı karar ile ... İdare Mahkemesinin 2012/257 esas 2013/248 karar numaralı ilamının onandığı, yine aynı dairece 2014/5169 esas 2015/7674 karar numaralı 20.10.2015 tarihli ilam ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek karar kesin hale geldiği, ... İdare Mahkemesince 2012/257 Esas numaralı dosyada 22.11.2012 tarihinde verilen kararla 23.12.2004 tarih 482 sayılı kararın yürütmesinin durdurulması kararı verildiği, Edirne Bölge İdare Mahkemesince 2013/4 Yürütmeyi Durdurma itiraz numarası ile incelenen dosyada 03.01.2013 tarihinde yürütmeyi durdurmaya yönelik verilen karara karşı yapılan itirazın reddine karar verildiği, Dava konusu yerin 25.01.2013,19.07.2013 ve 14.01.2014 tarihlerinde mühürlendiği anlaşılmıştır.
Sanıklar beyanlarında suça konu otelin 2013 yılı sonunda faaliyete başladığını beyan etmişlerdir.
04.2013 tarihli kolluk görevlileri tarafından düzenlenen tutanakta inşaat yapım çalışmalarının devam ettiği ve 5-6 kişilik ekibin çalıştığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Harita mühendisi, şehir plancısı ve mimar tarafından düzenlenen 05.07.2013 tarihli rapor ve ekindeki fotoğraf çıktılarından dava konusu yerde bahse konu tarihte inşai ve fiziki faaliyetin devam ettiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu anlatılanlar çerçevesinde her ne kadar açılan iddianamede suç tarihi olarak 21/12/2010 ve 25/01/2013 tarihleri gösterilmişse de 21/12/2010 tarihi itibariyle dava konusu yerin Koruma bölge kurulunun 23.12.2004 tarih 482 sayılı kararı uyarınca kentsel sit alanı dışarısında kaldığı anlaşılmaktadır. 25/01/2013 suç tarihi yönünden ise Koruma bölge kurulunun 23.12.2004 tarih 482 sayılı kararının ... İdare Mahkemesince 2012/257 Esas numaralı dosyada 22.11.2012 tarihinde verilen kararla 23.12.2004 tarih 482 sayılı kararın yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği ve Edirne Bölge İdare Mahkemesince 2013/4 Yürütmeyi Durdurma itiraz numarası ile incelenen dosyada 03.01.2013 tarihinde yürütmeyi durdurmaya yönelik verilen karara karşı yapılan itirazın reddine karar verildiğinden 03.01.2013 tarihinde kesinleşen yürütmeyi durdurma kararına istinaden 23.12.2004 tarih 482 nolu kentsel sit alanı dışında olduğunu belirten kararın yürütmesi durdurulmuştur. Ayrıca bu karara istinaden dava konusu yerin 25.01.2013 tarihinde mühürlendiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde mevcut tutanaklar, bilirkişi raporları, fotoğraflar ve Koruma bölge kurulu karar ve tespitlerinden yürütmeyi durdurma kararının kesinleşmiş olmasına rağmen mühür bozmak suretiyle dava konusu yapıda inşai faaliyete devam edildiği, böylelikle sanıkların üzerlerine atılı suçları işledikleri sabit görülerek mahkumiyetlerine dair hüküm tesis edilmiştir.
IV. GEREKÇE VE KARAR
A. Sanıklar ...ve Fazlı Yıldırım hakkında mühür bozmada suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yönünden temyiz isteminin;
Sanıklar hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve aynı Kanun’un 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği anlaşılmakla, dava dosyasının, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,
B.Sanık Harun Yıkmaz hakkında mühür bozma suçu yönünden kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04/06/2020 gün ve 2018/6-472-2020/262 sayılı ilamında, “sanık hakkında açılan kamu davasına katılma hakkı bulunan suçtan zarar görene CMK’nın 233. maddesi uyarınca duruşma gününü bildirir çağrı kağıdı tebliğ edilmesi ve CMK’nın 234/1-b maddesinde sayılan hakları kullanma imkanının tanınması gerekirken, bunun yapılmamasının, duruşmadan haberdar edilmeden yargılamaya devam edilerek delil sunma hakkı elinden alınan suçtan zarar gören yönünden hak kısıtlaması niteliğinde olduğunun” belirtilmesi karşısında, suçtan zarar gören Belediye Başkanlığına duruşma günü usulüne uygun olarak bildirilip, davaya katılma imkanı sağlanmadan hüküm tesis edilmesi suretiyle CMK’nın 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine aykırı davranılması,
Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenle Gökçeada Asliye Ceza Mahkemesinin kararına yönelik sanık müdafinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
C.Sanıklar hakkında imar kirliliğine neden olmak suçu yönünden kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıklar hakkında 10.02.2015 tarihli iddianame ile, aynı eylemlere ilişkin olarak, hem 2863 sayılı Kanuna aykırılık, hem de imar kirliliğine neden olma suçlarından eldeki kamu davasının açılması ve 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinin, 5237 sayılı TCK'nın 184. maddesine göre özel norm niteliği taşıması karşısında, “özel normun önceliği” ilkesi gereği eylem 2863 sayılı Kanuna göre değerlendirilip, imar kirliliğine neden olma suçundan sanık hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, anılan suçtan da mahkumiyet tesis edilmek suretiyle tek eylemden iki farklı suç nitelendirmesi ile iki ayrı hüküm kurulması,
Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenle Gökçeada Asliye Ceza Mahkemesinin kararına yönelik sanık müdafinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
D. Sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna Aykırılık suçu yönünden kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine, ancak, sanıklar hakkında kurulan hükümde, ...... ve... ...ın 2863 sayılı Kanuna aykırılıktan açılan davaya katılma hak ve yetkisinin bulunmadığı gözetilmeksizin, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı bulunduğundan hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan vekalet ücretine ilişkin paragraf çıkarılarak yerine “Katılan ... Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1800 TL maktu vekalet ücretinin sanıklardan tahsili ile katılana verilmesine,”ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.2024 tarihinde karar verildi.
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.