Davacı vekili dava dilekçesi ile; 26.06.2015 tarihinde, ... Ltd. Şti.'nin Hindistan'dan getireceği emtia için ... A.Ş. ile anlaştığını, ilgili emtianın bulunduğu ... nolu konteynerın ... A.Ş.' ye ait gemi ile ... Ambarlı Limanına getirildiğini, Gemi acentesi tarafından gemiden tahliyesi yapılan konteynerin kara nakliyesini gerçekleştirmek için müvekkili şirkete ait ... plakalı aracın Ambarlı Limanına gittiğini, müvekkili şirket şoförü ...'in konteynerin hasarlı olduğunu gördüğünde durumu liman işletmesini yapan ... San. Tic. A.Ş. yetkililerine bildirdiğini, liman işletme yetkililerinin "hasarın gemiden tahliye sırasında gerçekleştiğine dair tutanak olduğunu, tutanağın gemi acentesine (... A.Ş. ) teslim edildiğini" beyan ettiklerini, teslimattan iki ay sonra 26.08.2015 tarihinde davalı ...Ş.'nin ... dosya nolu yazısı ile müvekkili şirketten "hasarda % 100 kusuru olduğu gerekçesiyle 47.694,60 TL bedel talep edildiğini, davalı sigortanın müvekkili aleyhinde Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğü' nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını, müvekkilinin dosya borcunu 29.04.2016 tarihinde "ihtirazi kayıtla" 62.547,52 TL olarak ödediğini, oysa hasarın gemideki nakil sırasında gerçekleştiğini belirterek, icra dosyasına ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ederek Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde dava açmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesi ile;icra takibinin yapılan ödeme kapsamında tahsil edildiğini, dava konusu hasarla ilgili olarak tanzim olunan ekspertiz raporunda ... plaklı sayılı aracın üzerinde ... nolu konteyner görüldüğünde hasarın anlaşıldığını, bu aşamadan önce hasara ilişkin başka bir bilgi ve belge bulunmadığından rücu muhatabının yurt içi ara nakliyeci firma olduğunun belirtildiğini, Sigortacılık Kanunu gereği eksperlerce düzenlenen belgelerin delil niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketin sahip olduğu halefiyet hakkına binaen hasardan sorumlu olan ... A.Ş ‘ nin yanı sıra davacı olan tarafa icra takibi yöneltilmiş olması nedeniyle davacının hiç bir haklı sebebinin bulunmadığını, davacının bu nedenle davasını sigortacıya değil hasarın sorumluluğunun davalı yana değil taşıma sözleşmesinin diğer tarafı olan ... A.Ş ' ne yöneltilmesi gerektiğini ve davanın adı geçen taşıyana ihbar edilmesini istediklerini belirterek aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/07/2018 tarih ve 2016/303 Esas -2018/278 Karar sayılı kararında; "Dosyaya mübrez, ihbar olunan ... A.Ş. tarafından dava dışı sigortalı ... Şti. adına düzenlenmiş 23.06,2015 tarih ve ... no’lu fatura incelendiğinde; beş adet 20slik DC konteyner muhteviyatı 140,000,00 kg ağırlığında 37 kap eşyanın ... [imanından Ambarlı limanına ... gemisi ile taşınmasına ilişkin olarak 4.441,50 USD tutarında Navlun bedeli yansıtıldığı ve faturada yazılı konteyner numaralarının ..., ..., ... ... ve ... olduğu görülmektedir. ... Sigorta A.Ş.nin, ... no'lu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi incelendiğinde; sigortalının dava dışı ... Ltd, Şti. olduğu, emtea bedelinin 80.066,55 usd %10 ilaveli bedelinin ise 88.073,21 usd olduğu, gemi adının ... olarak belirtildiği ve poliçenin ICC (A) geniş teminat klozuna göre tanzim edilmiş olduğu görülmektedir. ... İşletmesinin 22.06.2015 tarihli Konteyner Hasar Tutanağına göre; ... Ambarlı Limanına ... isimli geminin ... no’lu seferiyle gelen dava konusu hasarlı emtianın içinde bulunduğu ... no’lu konteynerin köşe dikmesinin 15 santim içe göçük (Pushed İn) olduğuna dair " 2-A 15 cm" şeklinde hasar tanımı yapıldığı görülmüştür. Dosyaya sunulan ’'İbraname Mutabakatname ve Tazminat Makbuzu” başlıklı belgeye göre; davalı ...' nın dava dışı sigortalı ... Ltd. Şti.’ne 26.06.2015 tarihinde dava konusu eşyadaki hasar dolayısıyla 47,694,60 TL sigorta tazminatı ödemiş olduğu anlaşılmaktadır. 12/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davalı Şirket nezdinde ... nolu Nakliyat Emtia Abonman Alt Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan dava dışı ... Ltd. Şti ne ait ... sayılı konteyner muhteviyatı granit /mermer emteasının Hindistan- Ambarlı Limanı deniz taşıması sırasında meydana gelen hasar nedeniyle zarar görerek ödenmek zorunda kalınan ve Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğü'nün ... E . sayılı dosyasına konu olup davacı ( iç taşımacı) karayolu taşıyanı tarafından icra dosyasına ödenen 65.547.52 TL tazminatın talep ve tahsilinin (halefiyet hakkı) haklı bir gerekçeye dayanmadığı, 29.04.2016 tarihinde ihtirazi kayıtla ilgili icra dosyasına ... Tic .Ltd. Şti tarafından ödenen tutar dolayısıyla 22.06.2015 tarihli hasarın deniz taşıması esnasında (Limanda veya gemide veya liman dışında herhangi bir yerde taşıyıcının sorumluluğu bulunmayan sürede, meydana geldiğini ortaya koyan (Container interchange Report) içeriğine göre hasarlı olarak teslim alınan konteyner dolayısıyla sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Mahkememizce aldırılan 30/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacının hasarlı yükün içinde taşınan konteynerin Ambarlı Limanından dava dışı alıcının işyerine kara yolu ile taşınması işini üstlendiği, davalı ... şirketinin geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak gerçekleşen rizikoya binaen dava dışı sigortalısına ödeme yaparak kanuni halef sıfatını kazandığı, bu sıfata dayanarak davacı karayolu taşımacısının zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle ödediği tazminatı davacıdan tahsil ettiği, davacının kendisinden alınan tazminatın haksız olduğu gerekçesiyle huzurdaki davayı açtığı dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere yapılan değerlendirmede; ... no’lu konteynerin ön köşe dikmesinin (corner post) içeriye doğru güçmüş olduğu göz önüne alındığında, söz konusu konteynerin Hindistan’dan Ambarlı' ya kadar olan denizyolu taşıması sırasında, nakliyenin herhangi bir aşamasında gemiye yüklenmesi, istiflenmesi, gemiden indirilmesi, gemiden gemiye aktarılması ve/veya liman istif sahasında beklemesi gibi hasarlanmış olduğu açık ve net olarak anlaşıldığı, bu bağlamda konteynerin dış gövdesine dışarıdan gelen bu darbe sebebiyle de konteyner içindeki emtianın hasarlandığı kanaatine ulaşıldığı Ambarlı Limanında 22.06.2015 tarihinde düzenlenen Konteyner El Değiştirme Makbuzu ve hasar Raporu’nun eşyayı teslim eden adına kısmında gemi mührü ile imzanın bulunduğu görüldüğü bu durumda davacının gerçekleşen zarardan sorumlu olmadığı, davacının sorumlu olmadığı bir tazminat tutarı ödemek zorunda kaldığı için iade talebinin haklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, davalı ... şirketinin geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak gerçekleşen rizikoya binaen dava dışı sigortalısına ödeme yaparak kanuni halef sıfatını kazandığı, bu sıfata dayanarak davacı karayolu taşımacısının zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle ödediği tazminatı davacıdan tahsil ettiği, davacının da icra dosyasına ödediği bedelin davalıdan tahsili talebiyle açılan davada, dava konusu hasarlı eşyanın ... nolu 20’lik konteyner içerisinde aktarmalı olarak Hindistan’ın Krıshnapatnam limanından deniz taşıması ile ..., Ambarlı, Marport limanına buradan da davacı ... Şirketine ait ... (çekici)-... (Y.Römork) plakalı araçla dava dışı sigortalı ... Ltd. Şti.’ nin Sancaktepe’de bulunan deposuna kara nakliyesi ile taşınan 7 blok Muhtelif Granit Mermer eşya olduğu, davacı dilekçesi ekinde yer alan 10.09.2015 tarihli Dava Dışı ... Destek Birimi Müşteri temsilciliğince davacının talebine istinaden, “Konu konteyner gemiden hasarlı tahliye edilmiş olup, hasar tespit tutanakları ilgili acenteye teslim edilmiştir. Konu ile ilgili olarak konteyner acentesiyle görüşmenizi rica ederiz. " şeklinde dava konusuna ilişkin cevabi bir e-posta gönderdiği, ... tarafından ... nolu konteynerin Ambarlı limanındaki tahliyesi sırasında tanzim edilen 22.06.2015 tarihli Konteyner el değiştirme makbuzu ve hasar raporundan da görüldüğü üzere, söz konusu konteynerin gemiden tahliyesi öncesinde dış gövdesinde darbeye bağlı bir hasar olduğunun anlaşıldığı, buna göre, dava konusu konteynerin gemiden tahliyesi öncesinde hasarlı olduğu, bu nedenle içindeki emtianın hasarlanmasına neden olan darbenin, konteynerin limandan alıcının deposuna kadar olan kara nakliyesini gerçekleştiren davacının sorumluluk sahasında meydana gelmediği kanaatine varılmakla, davacının davasının kabulü ile davacının Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğü' nün ... esas sayılı dosyasına ödediği 62.547,52 TL'nin ödeme tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte geri alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ..."gerekçesi ile, ''1-Davacının davasının KABULÜ ile davacının Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğü' nün ... esas sayılı dosyasına ödediği 62.547,52 TL'nin ödeme tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte geri alınarak davacıya verilmesine,'' karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Söz konusu alacağın, sigorta rücu alacağı olduğunu, davanın, İstirdat davası olarak açılmasının usule uygun olmadığını davacının, diğer sorumlu muhataplara dava açması gerekirken taraflarına dava açtığını, Müvekkili sigorta şirketi, hasar ile ilgili evrak ve raporlar doğrultusunda, sigortalısına ödemiş olduğu tazminata ilişkin, rücu muhatabı olan davacı aleyhine Büyükçekmece İcra Mdr. ... sayılı icra takibi başlattığını, bu hususta davacının da ikrar ettiği şekilde, davacının icra takibini durdurmak adına herhangi bir itirazda bulunmadığını takibin kesinleştiğini ve alacağın tahsil edildiğini, Hasarın konusunun ekspertiz marifetiyle incelendiğini ve buna ilişkin rapor düzenlendiğini Raporda rücu muhatabı olarak yurtiçi ara nakliyesi sıfatıyla ... Ltd. Şti. (... Nakliyat) belirlendiğini yapılan Büyükçekmece ... İcra Mdr. ... sayılı icra dosyası söz konusu taşımada bulunan ... A.Ş. ve davacı ... San ve Tic. Ltd. Şti/ne müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları sebebi ile açıldığını, takip konusu alacağın, borçlulardan davacı ... Şirketi tarafından ödendiğini, Müvekkili sigorta şirketinin halefiyet hakkı gereği davacıya bu alacağına ilişkin icra takibi yöneltmiş olması ve davacının hiçbir haklı sebep olmaksızın takibe itiraz etmeyerek ödemeyi gerçekleştirmiş olması haline işbu davanın açılmasında dava şartı olan hukuki menfaatin var olmadığının anlaşıldığını, ayrıca davacının ortada böyle bir hasarın olduğunu ancak bu hasardan kendisinin sorumlu olmadığını iddia ettiğini, davacının bu durumda işbu davayı, söz konusu hasardan dolayı ödediği hasar bedelini rücuen talep eden müvekkili şirkete değil, taşıma sözleşmesinin diğer tarafı ... Tic. A.Ş.'ye yöneltmesi gerektiğini, davacının bu şekilde bir yol izlemek yerine, sorumlu olduğu bu tazminatı ödemesi ve sonrasında müvekkili sigorta şirketine karşı alacak talebi yöneltmesinin yanlış olduğunu, burada ancak diğer sorumlu olduğu düşünülen muhataplara sorumluluğu paylaşmak veya yüklemek adına bir rücu davası açılmasında hukuk menfaat olduğunu ve muhatabı müvekkili davalı olmadığını, Yerel Mahkeme, taşımanın birden fazla modlu bir taşıma olduğunu göz önünde bulundurmadığını, eşya bütünlük gösteren bir taşıma sözleşmesine dayanarak, bu sözleşme bağlamında taşıma, değişik türde araçlarla yapıldığını, Konteynerın hiç açılmadığını, Yerel mahkeme, bu hususları göz önünde bulundursaydı bu davada hasarın hangi aşamada oluştuğunun tespitinin önem arz etmemesi gerektiğini ve bu hususun kanun ile belirlendiğini göz önünde tutarak, davanın reddine karar vermesi gerektiğini, (TTK.902 ve 903. madde) Bilirkişilerin hazırladıkları raporların yanlış olduğunu hukuki ihtilafı çözmek için yeterli olmadığını, Bilirkişilerin, Mutimodal (Değişik Tür Araçlar İle Taşıma) olduğu, davacının verdiği taşıma hizmeti karşılığı olarak fatura kestiği ve bu faturada taşımanın tümünü kapsayacak şekilde sorumluluğu kabul ettiğini göz ardı ederek, taşımayı sadece deniz taşıması gibi düşündüğünü TTK. 902 ve 903 açısından bir inceleme yapmadıklarını Oysaki, TTK m. 902'de yer alan şartların tümünün işbu taşımada gerçekleştiğini, multimodal bir taşımadan bahsedebilmek için işbu sözleşmede olduğu gibi taşımanın deniz+kara olarak yapılması gerektiğini, bu taşıma kapsamında taşıma değişik tür araçlarla yapıldığını, bütün bu şartlar gerçekleştiğini ve TTK m. 902'ye uygun bir taşıma yapıldığını, Somut belgeler dikkate alındığında davacının hasardan sorumlu olduğunu davacının ancak müvekkilinin diğer icra borçlusu olan ana nakliye firması ... A.Ş.'ye rücu talebinde bulunabileceğini, Kara taşıması gerçekleştirilmeden önce davacı konteynerin durumuna ilişkin herhangi bir çekince koymaksızın taşıma işlemini gerçekleştirildiğini, Bu da emtianın hasarsız olarak teslim alınmış olduğuna karine teşkil ettiğini, zira istif ve diğer hususlara ilişkin herhangi bir sorun olmadığının yapılan eksper incelemeleri ve diğer delillerden anlaşıldığını, ayrıca deniz taşıması sonrasında konşimento üzerinde, emtianın hasarlandığına ilişkin herhangi bir hasar şerhi konulmadığını, (TTK m. 858) Ekspertiz raporunda mevcut belgelerle yapılan incelemeler sonucu hasar tespitinin davacı tarafından gerçekleştirilen kara taşıması sonrası mevcut olduğu sonucuna ulaşıldığını, Hazırlanan ilk raporda bilirkişi tarafından yapılan tespitlerin, söz konusu olayın taşıma hukuku açısından değerlendirilmemiş olması nedeniyle hatalı olduğunu, Bu nedenle davacının müvekkile istirdat talebinde değil, dava dışı ... San. A.Ş. Şirketine rücu talebinde bulunması gerektiği tespit edilemediğinden, eksik inceleme olduğunu, Bilirkişinin, dava dışı sigortalıya ait emtianın hasarsız bir şekilde teslim edildiği ve söz konusu hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususlarında herhangi bir aksi görüşe sahip olmadığını, bu anlamda esasen davacının da farklı bir iddiasının bulunmadığını, Bilirkişinin, dosya delilleri içinde olamayan bir evrak üzerinden yararlanarak görüş beyan ettiğini, raporda belirtilen Konteyner El Değiştirme Raporunun hasar dosyası içerisinde yer almadığını, Böyle bir delilin davacı tarafından da sunulmadığını, Dosyada yer alan tüm deliller dikkate alındığında, böyle bir belgenin varlığı hususunda davalının bilgisi olmadığından ve davacı tarafından dilekçeler aşamasında işbu delil davalı tarafa tebliğ olunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının duruşmalı olarak incelenmesine, bozulmasına karar verilmesine tehiri icra talebinin kabulüne açıklanan nedenlerle haksız ve dayanaktan yoksun işbu alacak davasının reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşıma sırasında hasarlanan emtia hasar bedelini sigortalısına ödemiş olan davalı ... şirketinin rücuen tazmin talebiyle deniz taşımasını yapan ... A.Ş. ile kara taşımasını yapan davacı ... LTD.ŞT.ye karşı Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile 30/11/2015 tarihinde 47.894,60 TL. Asıl alacak, 2.112,94 TL. İşlemiş faiz olmak üzere toplam:49.807,54 TL.lik ilamsız icra takibinde bulunması üzere davacı tarafından 29/04/2016 tarihinde ihtirazi kayıtla 62.547,52 TL.lik ödeme üzerine kusursuz olduğu iddiasıyla açılan istirdat davasıdır. Mahkemece, Davacının davasının kabulü ile davacının Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğü' nün ... esas sayılı dosyasına ödediği 62.547,52 TL'nin ödeme tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte geri alınarak davacıya verilmesine,'' karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davalı tarafından taşıma rizikolarına karşı teminat altına alınan emtia davacı tarafından karayolu ile taşıması üstlenilmiş olup, davacı tarafça, hasarlı malın içinde taşındığı konteynırın Ambarlı Limanından alınıp davalının sigortalısı dava dışı alıcının iş yerine kara yolu ile taşınması işinin yapıldığı anlaşılmıştır. TTK 875/1 Maddesinde;'' Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur,'' hükmü düzenlenmiş olup,
TTK 903 Maddesinde;'' (1) Zıyaa, hasara veya teslimdeki gecikmeye yol açan olayın, taşımanın hangi kısmında meydana geldiği belli ise, taşıyıcının sorumluluğu, bu Kitabın Birinci ve İkinci Kısım hükümlerinin yerine, taşımanın bu kısmı için ayrı bir taşıma sözleşmesi yapılmış olsaydı, o sözleşmenin bağlı olacağı hükümlere göre belirlenir. Zıyaa, hasara veya teslimdeki gecikmeye yol açan olayın taşımanın hangi kısmında meydana geldiğine ilişkin ispat yükü, bunu iddia eden tarafa aittir,'' hükmü düzenlenmiştir. TTK 888 Maddesinde;'' (1) Taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilİ taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur. Asıl taşıyıcının gönderen veya gönderilen ile, sorumluluğun genişletilmesi için yaptığı sözleşmeler, fiilİ taşıyıcıya karşı, bunları yazılı olarak kabul etmesi şartıyla geçerlidir. (2) Fiilİ taşıyıcı, taşıma sözleşmesinden doğan asıl taşıyıcıya ait bütün def'ileri ileri sürebilir. (3) Asıl taşıyıcı ve fiilİ taşıyıcı müteselsilen sorumludurlar. (4) Fiilİ taşıyıcının yardımcılarına başvurulursa 887 nci madde hükmü uygulanır. (5) Fiilİ taşıyıcı taşıma senedinde veya diğer bir belgede kendisine teslim olunan eşyanın ne halde bulunduğunu tespit ettirebilir. Bu hükme uyulmadığı takdirde 858 inci maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır,'' hükmünün düzenlendiği, Somut davada, Hindistan'dan sigortalının ...'daki deposuna kadar olan nakliye işinin derdest davada husumet yöneltilmeyen ... Tic. A.Ş. tarafından üstlenildiği cevap dilekçesi ekinde sunulan 23/06/2014 tarihli ve ... sayılı navlun faturası kapsamından anlaşıldığı, Ambarlı Kumport Liman sahasından sigortalının deposuna kadar olan kara nakliyesinin dava dosyasındaki mübrez belgeler kapsamından tespit edildiği üzere ... Tic. A.Ş. ile yaptığı anlaşma gereği alt yüklenici davacı ... Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildiği, buna göre dava dışı ... A.Ş. ile davacı arasında asıl ve alt fiili taşıyıcı ilişkisi olup TTK. 888/1-3 maddesi uyarınca asıl taşıyıcı ve fiilİ taşıyıcı zarardan müteselsilen sorumludurlar. 6098 Sayılı TBK. 162 Maddesinde;'' Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar. Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hallerde doğar,'' hükmünün düzenlendiği, TBK. 166 Maddesinde de;''Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır, '' hükmünün düzenlenmiştir. Belirtilen tespit ve yasal düzenlemelere göre, dava dışı asıl taşıyıcı ile davacı alt/fiili taşıyıcı oluşan zarardan TTK. 888/1-3, TBK. 162, 166 Maddeleri uyarınca müteselsil olarak sorumlu olduklarından ve sebepsiz zenginleşme de davalı açısından gerçekleşmediğinden, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç olarak; yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ... 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) 2016/303 Esas -2018/278 Karar ve 05/07/2018 tarihli kararının HMK'nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davanın REDDİNE,
İLK DERECE YÖNÜNDEN: 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54,40.TL harcın peşin yatırılan 1.068,16.TL'den mahsubu ile bakiye 1.055,76.TL'nin talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından sarfedilen 25,00.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 8.931,18.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Artan gider avansı bulunduğu takdirde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına,1.069,00.TL karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 8-Davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim gideri 32,00.TL'den oluşan toplam: 130,10.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 10-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/06/2020 tarihinde HMK' nın 362/1-a maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.