Asıl İşveren - Taşeron - Rücu Davası
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Esas No : 2019/1838
Karar No : 2019/4514
Karar Tarihi : 2019-04-04





Özet:

  • Asıl işveren ile taşeron arasındaki sözleşmede özel bir hüküm bulunmuyorsa taşeronun çalıştırdığı işçilere ödenecek olan işçilik alacaklarından asıl işveren ile taşeron yarı yarıya sorumludurlar.

 

"İçtihat Metni"

.....

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın ksmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı, davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalılar ile aralarında imzalan hizmet alım sözleşmelerine göre çalıştırılan dava dışı işçilerin, işçilik alacakları için dava açtıklarını ve İş mahkemesi kararlarının icra takibine konulması neticesinde tarafından dosya borçlarının ödendiğini, oysaki, işçilik alacaklarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, ödenen bedellerin tamamının rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm davalıların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Dava, asıl işveren davacı üniversiteye karşı davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçilerin açmış oldukları davalar sonucunda ödemek zorunda kaldıkları işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçilere ödenen kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretinden tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Davacı ile davalılar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi ve ekleri olan şartnamelerin hükümleri incelendiğinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak dava konusu alacaklardan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, tacir olan davalıların çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacağını bilebilecek durumda oldukları ancak, davacı Üniversitenin de asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, sorumluluğun davacı ile davalılar arasında yarı yarıya paylaşılması gerektiği göz önünde bulundurularak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ:

Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 528,75 TL harcın istek halinde davalılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.