Ardiye Ve Demoraj Ücretlerinden Sorumluluk
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No : 2019/1689
Karar No : 2020/561
Karar Tarihi : 2020-06-09
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 21/08/2014 tarihli sözleşme ile davacının ... Projesi Asansör İşleri kapsamında 2 adet asansör ve 6 adet yürüyen merdiven yapımını üstlendiğini, sözleşme konusu malzemelerin 29/11/2014, 06/12/2014, 13/12/2014 tarihlerinde gümrüğe geldiğini ve hu hususun bildirilmesine rağmen davalı şirketin gümrük ödemesini yapmaması nedeniyle malzemelerin gümrükte beklemesinden kaynaklı olarak 40.000 USD demuraj ve 20.632 USD liman ardiye masraflarının davacı tarafından ödendiğini, bu kapsamda 20/04/2015 tarihli 162.621,09 TL bedelli fatura düzenleyerek 22/04/2015 tarihli ihtarla davalıya gönderildiğini, ödenmemesi üzerine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, sözleşmenin 8. Maddesinde "ithal malzeme bedeli ile ilgili ödemenin yapılmasında gecikme olması ve bundan ötürü malzemenin 24 saatten fazla gümrükte beklemesi halinde tahakkuk edecek gümrük, ardiye, demuraj ve her türlü yasal masraflar ayrıca müşteriye fatura edilecektir. " hükmünün düzenlendiğini, bu nedenle ardiye ve demuraj masraflarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme gereğince montaj tamamlanmadığından bedelin %30'u dışındaki ödemelerin yapıldığını, davacının işi tamamlama süresi içinde tüm malzemenin getirilmesini ve montajını üstlendiğini, tüm malzemelerin birlikte getirilmesi gerekirken davacının malzemeleri parça parça getirdiğinden gümrükte beklediğini ve bu nedenle demuraj ücretlerinin doğduğunu, malzemelerin sözleşmedeki süresinde gelmediğini, davacının malzemelerin leasing yoluyla alınacağını bildiği halde tutumunu sürdürdüğünü, demuraj bedellerinin ortaya çıkmasının davacının kötü niyeti ve basiretsiz tutumundan kaynaklandığını, demuraj ve gümrük bedelleri ve ardiye giderlerinin müvekkilini ilgilendirmeyeceğini, dava dosyasına sunulan demoraj ve ardiye masraflarına ait faturaların, yapım işi için anlaşılan asansör ve yürüyen merdiven işine ait olup olmadığının ve ne kadarından müvekkilinin sorumlu olduğunun belli olmadığını belirterek, davanın reddine, %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafından taahhüt edilen işe ait emtiaların yurtdışında ithal edilerek süresinde gümrüğe girişinin sağlandığı, ancak davalı tarafından emtiaların gümrüğe girişi sırasında ödenmesi kararlaştırılan miktarın zamanında ödenmediği, bu yüzden gümrükte emtiaların geçici depolama süresinden fazla sürede tutulması nedeniyle gümrük kanununca belirlenen demoraj ve ardiye ücretlerinin davacı tarafa yansıtıldığı, yansıtılan bu bedellerin davacı tarafından karşılandığı ancak geçici depolama süresinin uzamasının sözleşme kapsamında davalı tarafından kabul ve taahhüt edilen bedellerin ödenmemesi sonucu ortaya çıktığı, tarafların kabulünde olan sözleşmede de gecikme halinde gümrükte yapılacak olan ödemenin sorumluluğunun davalı tarafa ait olduğu kararlaştırıldığından ortaya çıkan demoraj ve ardiye yükünden de davalının sorumlu olması gerektiğinin hükme esas bilirkişi raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının 133.260,13 TL asıl alacak ve 893,95 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; anlaşma gereğince bedelin %20 si olan 55.600 Doları 29.08.2014 tarihinde, geri kalan ödemelerin ise son % 30 hariç davacı firmaya yapıldığını, son kısmın ise malların monte edilmesi sonrası yapılacağından henüz ödenmediğini, davacının malzemeleri parça parça getirtip, müvekkilinden bir takım ödemeler yapmasını istediğini ve malzeme ücreti ve gümrük ücretlerini sözleşmeye aykırı bir biçimde müvekkiline faturalandırıldığını; tüm malzemelerin birlikte getirilmesi gerektiğinden malzemelerin gümrükte beklediğini, malzemelerin sözleşmedeki süresinde gelmediğini; mail yazışmalarında da görüleceği üzere malların leasing yolu ile alınacağını; demoraj ve ardiye bedellerinin ortaya çıkmasının davacının kötü niyetinden kaynaklandığını, bedellerin ortaya çıkmasında müvekkilinin kusuru bulunmadığını; sözleşme konusu asansörler ve yürüyen merdivenlerin bütünlük arz ettiğini, farklı zamanda gelecek malzeme olmadığını, böyle bir durumda malzemenin ne zaman geleceğinin sözleşmeye açıkça yazılacağını; mahkemenin gerekçesinin sözleşmeye ve uygulamaya aykırı olduğunu; sözleşmenin davalı lehine de yorumlanabileceğini, doğruluk ve dürüstlük ilkesi gereğince alışveriş yaşamında aynı koşullar altında üçüncü kişilerin sözleşmeye verdiği anlam esas alınarak ve tüm sözleşmenin birlikte yorumlanması gerektiğini; davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve malzemelerin tamamının birlikte getirilmesini sağlayamadığını, sözleşme ile yükümlendiği edimlerini tam ve eksiksiz bir biçimde zamanında yerine getirmediğini; iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde edimini tam ve eksiksiz yerine getirmeyen tarafın da diğer tarafı ifaya zorlayamayacağını; dosyaya sunulan faturaların, müvekkiline ait mallara mı ait olup olmadığının belli olmamasına rağmen mahkemece davanın kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse, hükmün esas yönünden bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı tarafça, ödenmeyen bedellerin tahsili amacıyla İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile; fatura alacağı ve işlemiş faiz toplamı 163.650,19 TL alacağın avans faizi ile tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalının itirazı nedeniyle itirazının iptali davası açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen 10/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arsındaki sözleşme hükümleri, taşıma belgeleri ve gümrük evrakı, 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümleri değerlendirilerek, sözleşmeye konu malzemelerin hangi aracı acente firması aracılığıyla gemi ile taşındığı, geminin ne zaman vardığı, varış ihbarının ne zaman yapıldığı, hangi numaralı konişmento kapsamında, hangi konteynırların hangi geçici depolama yerine indirildiği, gümrükte geçici depolama süresinin uzatılmasına ilişkin işlemler ve süreleri ile malzemelerin serbest dolaşıma sokuldukları tarihler tek tek incelenerek davacı tarafça ödenen ardiye ve demoraj ücretlerinin tespit edildiği, sonuç olarak; toplam 46.573,22.-TL ardiye ücreti, 32.240.-USD karşılığı 71.887,47.-TL demoraj ücretinin davacı tarafından ödendiği, taraflar arasındaki anlaşmaya göre; sözleşme bedelinin, % 20 sözleşme akdine müteakip, % 50 malzemeler gümrüğe geldiğinde peşin ödeme, % 30 montaj sonunda ödeneceği, 90 gün vadeli çek ile ödeme tutarları, ödeme vadeleri geldiğinde müşteriye fatura edileceğini, faturaların ödeme vadesi fatura tarihinden itibaren net 7 iş günü olduğunun kararlaştırıldığı, davalı tarafça, sözleşme çerçevesinde belirledikleri bu ödeme şartlarının ancak bütün malzemenin gelmesi halinde söz konusu olacağı ifade edilmekteyse de, davalının bu iddiasını destekler nitelikte sözleşme içerisinde bir hüküm bulunmadığı, diğer yandan taraflar arasındaki işin niteliği, bu tür bir toptan ödeme yapılmasını haklı kılacak unsurlar da taşımadığı, davalının kısmi malzeme teslimi karşılığında kısmi ödeme yapmasının, işin doğasına aykırı ve kendisini zarara uğratıcı bir durum olmadığı, bu sebeple davalının bu iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, Teklif Sözleşmesi ekinde yer alan ve taraflarca imza altına alınan, Genel Sözleşme Şartları ve Koşulların 8. Sırasında Faturalama başlığının 3. fıkrasında; "...tüm sözleşme bedelinin peşin alındığı durumlar dışında, ithal malzeme bedeli ile ilgili ödemenin yapılmasında gecikme olması ve bundan ötürü malzemenin 24 saatten fazla gümrükte beklemesi halinde tahakkuk edecek gümrük, ardiye, demoraj ve her türlü yasal masraflar ayrıca müşteriye fatura edilecektir" hükmüne haiz olduğu, sözleşmenin bu hükmü ile gümrükte ortaya çıkacak gecikmelerden kaynaklanacak masrafların; davalıya ait olacağının düzenlendiği, bu çerçevede yapılan teknik tespitlere uygun olarak davacı tarafın gümrükteki gecikmelere bağlı olarak ödemek zorunda kaldığı masraflardan dolayı davalı tarafın sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, davalı vekilinin mahkemeye sunduğu dilekçelerinde davaya konu işin davacıyla yapılan sözleşme sonrasında Leasing yoluyla finanse edilmesine karar verildiğini ifade etmekle birlikte, taraflar arasındaki sözleşmede yer verilen ödemelere ilişkin ek protokol veya yeni yazılı bir sözleşme akdedilmediğinin anlaşıldığını, ayrıca davalı vekilinin, işin leasing ile yapıldığını davacının bildiğini ve ilk ödeme olarak verilen 55.600.-USD'nin de davacı tarafından 20.02,2015 tarihinde davalıya iade edildiği iddiası ile ilgili olarak; Davacıya ... A.Ş. tarafından yapılan ödemelerin 10.02.2015 tarihinde 194.600.-USD ve 29.12.2015 tarihinde 86.180.-USD şeklinde olduğunun ... Bankası Koşuyolu Şubesi ... nolu hesap hareketinden görüldüğü, dolayısıyla davacıya ödemenin malların gümrüğe gelmesinden yaklaşık 74 gün sonra yapılmış olması, bu süre zarfında malların serbest dolaşıma çıkamaması nedeniyle oluşan ardiye ve demuraj ücretlerinden, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, davalının sorumlu olması gerektiği kanısına ulaşıldığı, davacının ardiye ücretlerini TL olarak, demoraj ücretlerini ise USD olarak ödediği, davalıya hitaben 20.04.2015 tarihinde söz konusu ücretler için 162.621,09.-TL fatura düzenlendiği; ancak 20.04.2015 tarihinde TCMB Efektif USD alış kurunun 2,6888 olması ve toplam 32,240,-USD demoraj ücreti ödenmiş olması nedeniyle davacının 86.686,91 TL demoraj ücreti, 46.573,22 TL ardiye ücreti olmak üzere toplam 133.260,13.-TL talep edebileceği, bu tutara 20.05.2015 takip tarihinden itibaren (11.06.2015 tarihine kadar faiz talep edildiği ve davacının talebi ile bağlılığı prensibi nazarı dikkate alındığında takip talebinde istenen 1.029,19.-TL yerine 893,95.-TL faiz (133.260,13 x 10,5 X. 23 gün / 36000 =) talep edilmesi gerektiği, takip tarihinden tahsil edileceği güne kadar davalıdan ticari avans faiz oranı üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi talep edilebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 21/08/2014 tarihli sözleşmenin 1.2 maddesinde “%20 Sözleşme akdine müteakip 15 gün içerisinde, %50 malzemeler gümrüğe geldiğinde peşin ödeme, %30 Montaj sonunda 90 vadeli çek ile" şeklinde; yine Genel Sözleşme Şartları ve Koşulların 8. Sırasında Faturalama başlığının 3. fıkrasında; "...tüm sözleşme bedelinin peşin alındığı durumlar dışında, ithal malzeme bedeli ile ilgili ödemenin yapılmasında gecikme olması ve bundan ötürü malzemenin 24 saatten fazla gümrükte beklemesi halinde tahakkuk edecek gümrük, ardiye, demoraj ve her türlü yasal masraflar ayrıca müşteriye fatura edilecektir" şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında toplanan deliller, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, davacı tarafından malların gümrüğe gelmesinden sonra davalıya yapılan bildirimler ve uzman bilirkişilerden alınan denetime açık ve karar vermeye yeterli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davalının süresinde ödeme yapmaması nedeniyle malların gümrükte beklemesinden kaynaklanan ve davacı tarafça ödenen ardiye ve demoraj ücretlerinden davalının sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29/05/2019 tarih ve 2019/70 esas, 2019/464 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 9.184,35 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.291,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.893,35 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere 09/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.