
Özet:
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 12.04.2021 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı ... Köy Hizmetleri Müdürlüğü emrinde kadroya geçirildiği 2001 yılına kadar mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını, mevsimlik işçi dönemi dâhil tüm çalışma süresince fiilen büro görevlisi olarak çalışmasına rağmen davalı işverence pozisyonunun düz işçi olarak gösterilerek başlangıç derece ve kademesinin eksik hesaplandığını, buna bağlı olarak eksik ücret ödendiğini ve ...Sendikası üyesi olduğunu belirterek müvekkilinin işe başladığı tarihten bu yana pozisyonunun büro görevlisi olduğunun, davacının başlangıç derece ve kademesinin toplu iş sözleşmesi uyarınca büro görevlileri için belirlenen derece ve kademe olduğunun ve buna göre bulunması gereken derece ve kademesinin tespiti ile davacının yeni belirlenecek derece ve kademesine göre ödenmesi gereken miktardan eksik ödenen fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye ile fark yıpranma primi alacaklarının ödenmesi gereken tarihlerden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yersiz ve mesnetsiz bir dava olup hukuki dayanağının bulunmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusunun on yılı aşkın bir süredir var olan bir husus olduğunu, dava konusu hususla alakalı sendikalar ve İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Müdürlüğünden alınan görüşte de özel idarelerin sürekli işçi kadro kütüğü esas alınmak kaydıyla sürekli işçi kadrolarının iptal ve ihdas işlemlerinin İl Genel Meclisi kararı ile yapılabileceğinin belirtildiğini, ...Sendikası ile Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası arasında imzalanan 6. Dönem Grup Toplu İş Sözleşmesi'nin 26 ncı maddesinde işçilerin mevsim ve iş şartları gereği tayin edildikleri pozisyon dışında ünvanı ve niteliği benzer veya üst pozisyonda çalıştırabileceğinin de düzenlendiğini, hukuka aykırı bir işlem bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mevsimlik işçi statüsünden ... Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde ( İl Özel İdaresi) daimi/kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla birlikte geçirilmesi sırasında yapılan intibakın yanlış olduğu, davacının düz işçi kadrosunda ancak fiilen büro görevlisi olarak çalıştığı, mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı sürenin derece ve kademe tespitinde dikkate alınması suretiyle davacının 14. derecenin 27. kademesinde olduğunun anlaşıldığı, intibak neticesinde davacının fark alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; tanık beyanlarına göre davacının fiilen yaptığı işin tespitinin hukuki olmadığını, dosya içerisindeki görevlendirme yazıları ile müvekkili Kurum tarafından fiilen yapılan işe ilişkin Mahkemeye gönderilen yazıların dikkate alınması gerektiğini, tanıkların objektif olmasının mümkün olmadığını davacının 01.03.2013 tarihinde toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre düz işçi olarak derece kademe terfii yapıldığını, tespit edilen pozisyonun hatalı, derece ve kademenin de fazla olduğunu, ıslah talebine süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulundukları hâlde Mahkemenin bu talebi ıslah değil bedel artırım talebi olarak kabul etmesinin doğru olmadığını, ücret alacaklarında aylık gün sayısı fazla alındığı için daha yüksek alacak kalemi hesabı ortaya çıktığını, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne ait işyerinde geçici işçi olarak çalışmaya başladığı, ...Sendikasına üye olduğu ve taraf olunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığı, Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun ile kapatılarak işyerlerinin İl Özel İdaresine devredildiği, davalı İdare tarafından davacının sendika üyesi olduğu tarih itibarıyla derece ve kademesinin yanlış belirlenmesi nedeniyle çalıştığı hizmet süresine göre davacının mevsimlik işçi statüsünden davalı bünyesine daimi/kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla birlikte geçirilmesi sırasında yapılan intibakın yanlış olduğu, davacının kayıtlarda düz işçi olsa da gerçekte fiilen büro görevlisi olduğu, mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı sürenin derece ve kademe terfiinde dikkate alınması suretiyle davacının 14. derecenin 27. kademesinde olduğu, bu farktan dolayı 04.07.2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ücret farkı, yıpranma prim farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının bulunduğu, belirsiz alacak davasında zamanaşımı süresinin alacağın tamamı için davanın açıldığı tarihten itibaren kesildiği, reddedilen miktar indirimden kaynaklandığından davalı vekili lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin yerinde olduğu gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvusunda belirtilen nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın türü, mevsimlik işçilikte geçen sürelerin derece ve kademe hesabında dikkate alınıp alınmayacağı ve buna göre davacının ücretinin tespiti ile fark alacaklarının hesaplanması noktasında toplanmaktadır.
İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi (Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesi).
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "... Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2017 tarihli ve 2017/22-2094 Esas, 2017/910 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-100 Esas, 2017/1688 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-594 Esas, 2017/1694 Karar sayılı kararları.
Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde, mevsimlik işçilikte geçen süreler dâhil davalı işyerinde fiilen büro görevlisi olarak çalışmasına rağmen işverence pozisyonunun düz işçi olarak gösterildiğini ve başlangıç derece ve kademesinin eksik hesaplandığını iddia etmiştir.
Dosya içerisinde yer alan ve işçilerin kadroları ile fiilen yaptıkları işleri gösterir davalı Kurumca düzenlenen cetvelde davacının düz işçi kadrosunda gösterilmesine rağmen fiilen yaptığı işin bina ve mal bakıcısı olduğu belirtilmiştir. Davalı Kurum kayıtları arasında ayrıca 2017 ve 2018 yıllarında davacının davalı işyerine ait Destek Hizmet Müdürlüğüne ait sosyal tesislerde resepsiyon görevlisi olduğunu gösterir belgelere rastlanmıştır.
İşyerinde dava tarihi itibarıyla hala çalışmaya devam ettiği anlaşılan davacı tanıklarından R.A.; "Ben köy hizmetlerinde çalışmaktayım, davacı da köy hizmetlerinde misafirhane de büro görevlisi olarak çalışmaktadır. 20 yılı aşkın bir süredir çalıştığını biliyorum. Kendisini kadroya geçmeden önce çalışıyordu. Şu anda köy hizmetlerin misafirhanesinde gelenlerin gidenlerin kayıtlarını tutmaktadır. Büro görevlisi olarak çalıştığını biliyorum." şeklinde, S.A.; " Ben köy hizmetlerinde çalışmaktayım ancak yaklaşık 20 yıldır sendika temsilciliği yapmaktayım bu nedenle davacıyı şahsen tanıyorum. Davacı köy hizmetlerinde misafirhanesinde çalışmaktadır. Gelen ve gidenlerin kayıtlarını tutar. Yaklaşık 22 yıldır çalışıyor, kadroya geçmeden önce de çalışıyordu. Kadroya geçmeden önce de ve geçtikten sonra da aynı işi yapıyordu. Haricinde başka herhangi bir iş yapmazdı." şeklinde, H.B. ise "Ben il özel idaresinde çalışmaktayım. Davacı köy hizmetlerinin misafirliğinde tanışmışlığım vardır. Kaç yıldır çalıştığını bilmiyorum. Kadroya geçmeden önce de çalışıp çalışmadığını bilemiyorum. Şu anda misafirhanede geleni gideni ağıradığını ve kayıtlarını tuttuğunu biliyorum." şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Mahkemece davacının mevsimlik işçilikte geçen süre dâhil 1989 yılından itibaren fiilen büro görevlisi olarak çalıştığı tespit edilmiştir. Ancak Kurum onaylı belgeler, tanık beyanları ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde davacının baştan itibaren düz işçi kadrosunda gösterilmesine rağmen fiilen bina ve mal bakıcısı olarak çalıştığı, 2017 yılından itibaren ise dava tarihi dâhil fiilen büro görevlisi olarak çalıştığının kabulü ile derece ve kademesinin de bu açıklanan pozisyonlara göre tespiti gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
Diğer yandan, dava konusu işçilik alacaklarıyla ilgili arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 26.07.2018 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 09.08.2018 tarihinde dava açılmıştır. Bununla birlikte Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki dava konusu fark ücret ve yıpranma primine ilişkin hesaplamalar dava tarihi nazara alınarak yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden muaccel hâle gelen talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.