Adli Yardım - Dava Dilekçesinin Davalı İdareye Tebliği - Vekalet Ücreti
Danıştay İdari Dava Daireleri
Esas No : 2018/3926
Karar No : 2018/5543
Karar Tarihi : 2018-12-13





İstemin Özeti: Danıştay Altıncı Dairesi'nin 12/02/2018 günlü, E:2016/10394, K:2018/1172 sayılı kararının vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması, davalı idarelerden biri tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Düşüncesi: Dairece davacının adli yardım istemi hakkında bir karar verilmeden önce dava dilekçesinin davalı idareye tebliğ edilerek sehven savunmanın alındığı görüldüğünden temyize konu kararda davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava; İli, İlçesi, Mahallesi, ada, parsel sayılı taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin 25/03/2016 tarih ve 29664 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 21/03/2016 tarih ve 2016/8659 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Altıncı Dairesi'nin 12/02/2018 günlü, E:2016/10394, K:2018/1172 sayılı kararıyla; başvuru, karar ve yürütme harçları ile posta ücretinin 30 gün içinde tamamlanması gerektiğinin davacıya 06/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, verilen süre içinde belirtilen posta ücretinin yatırılmaması üzerine 12/12/2017 tarihinde tebliğ edilen yazıyla, sözü edilen masrafın ve harcın tamamlanmaması halinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 6. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği belirtilmek suretiyle aynı bildirimin tekrarlanmasına karşın gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 4. fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davanın açılması ile meydana gelen hukuki sonuçlar, davanın açılmamış sayılması kararı ile birlikte geriye doğru hüküm ifade edecek şekilde ortadan kalktığından, ayrıca 2577 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 4. fıkrası hükmü uyarınca karar sadece davacıya tebliğ edileceğinden, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir.

Davalı idarelerden biri anılan kararın lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Dosyanın incelenmesinden;

-Davacı tarafından 21/03/2016 tarih ve 2016/8659 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle 25/08/2016 tarihinde adli yardım istemiyle işbu davanın açıldığı,

-Danıştay Altıncı Dairesi'nin 11/10/2016 tarihli ara kararı ile davacıdan yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belge ile birlikte davacı ve davalı idareden uyuşmazlığın esasına ilişkin evrakın istendiği,

-Dairece anılan ara kararı ile birlikte dava dilekçesinin de tebligata çıkarıldığı ve dava dilekçesinin 24/01/2017 tarihinde tebliği üzerine davalı tarafından 03/02/2017 tarihinde kayda giren dilekçe ile davaya karşı savunmasının sunulduğu,

-30/03/2017 tarihinde ise Dairece davacının adli yardım isteminin reddedildiği ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 6. maddesi uyarınca harç ve posta masraflarının tamamlanmasının davacıdan istendiği, anılan hükümde öngörülen sürelerde para yatırılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve kararda davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.

Olayda, davacının davasını açarken adli yardım talebinde bulunduğu ve bu nedenle davanın açılmış sayılabilmesi ve işin esasının incelenebilmesi için yasal zorunluluk olan harç ve posta masrafının yatırılmadığı, Danıştay Altıncı Dairesince öncelikle davacının adli yardım istemi hakkında ara kararı ile istenilen davacının mali durumuna ilişkin belgeler değerlendirilerek istemin reddedilmesi üzerine harç ve posta ücretine ilişkin eksikliklerin tamamlanması aşamasından sonra dava dilekçesinin davalı idareye tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekirken yukarıda açıklanan süreç tamamlanmadan dava dilekçesinin davalı idareye tebliğe çıkarıldığı görülmektedir.

Bu durumda, her ne kadar davalı tarafından süresinde savunma verilmiş ise de Dairece savunmanın yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde sehven alındığı hususu göz önünde bulundurulduğunda, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin Daire kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, aksi yorumun adli yardım istemiyle dava açan davacının hak arama hürriyetinin kısıtlanması anlamına geleceği sonucuna varılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarelerden birinin temyiz isteminin reddine, Danıştay Altıncı Dairesi'nin 12/02/2018 günlü, E:2016/10394, K:2018/1172 sayılı kararının temyize konu kısmının belirtilen açıklama ile ONANMASINA, kesin olarak, 13/12/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.